KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

DAVASINI BELİRSİZ ALACAK DAVASI OLARAK AÇAN KİŞİ BUNU AÇIKÇA DİLEKÇESİNDE BELİRTMESİ GEREKİR.

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/6849
Karar No      : 2024/891

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

MAHKEMESİ                       : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 22.09.2022
SAYISI                                 : 2021/1677 Esas, 2022/1221 Karar

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşmalı, davacılar tarafından ise duruşmasız olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 06.02.2024 günü hazır bulunan davacılar vekili Avukat M.R. ile davalı vekili Avukat H.S.M. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında yapılan sözleşme ile davalı şirketin patlayıcı madde satış ve temin işlerinde Ordu-Samsun-Giresun illeri ve sınırları içinde yapacağı faaliyetlerin müvekkili acenteliğinde yapılması konusunda anlaştıklarını, davalının müvekkilinin komisyon ücretini ödemediğini, sözleşmeye aykırı davrandığını, müvekkilinin komisyon alacağının yanı sıra cezai şart alacağının da doğduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 190.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2. Davacı vekili talep artırım dilekçesi ile talebini 835.911,96 TL'ye yükseltmiş; cezai şart alacağı talebini ise atiye terk etmiştir.

3. Davacı Levent G.'in vefatı üzerine yargılamaya mirasçıları devam etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, sözleşmenin asli tarafının Halis P. olduğunu, sözleşmenin 22.04.2013 tarihinde feshedildiğini, komisyon bedelinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı vekili ıslah beyanına karşı zamanaşımı def'inde bulunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile acentelik sözleşmesinde sözleşmenin asıl tarafının Halis P. olduğuna ilişkin ya da Halis P. ile davacı arasında dolaylı bir temsil ilişkisi bulunduğuna ilişkin bir ibare bulunmadığı, sözleşme ekindeki protokolde davacı Levent G.'in imzasının olmadığını, davalı şirket tarafından bu sözleşme kapsamında yapılan satışlar nedeniyle Levent G. hesabına ödeme yapıldığı, acentelik sözleşmesinin tarafının davacı Levent G. olduğu, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, alacağın tamamı yönünden zamanaşımının kesildiği, sözleşmede düzenlenen cezai şartın, seçimlik ceza olarak düzenlendiği, buna göre davacının sözleşme kapsamındaki borcun ifası ile birlikte cezai şart talebinde bulunmasının mümkün olmadığı, davacının davalıdan 668.012,35 TL alacaklı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, 668.012,35 TL alacağın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının cezai şart isteminin reddine karar verilmiştir.

 IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; atiye terk edilen cezai şart alacağı ile ilgili talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, 30.04.2013 tarihinden sonra alınan ruhsatlara ilişkin komisyon hesaplaması yapmayan ek raporun esas alınamayacağını, fesih belgesinde bu yoruma yol açacak bir şart bulunmadığını, dayanak sözleşmenin beş yıllık olduğunu ve satış tarihlerinin sözleşme tarihi itibari ile 30.04.2013 sonrasına sarktığını ileri sürerek kararın düzeltilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, davanın kısmi dava olduğunu, ıslahla artırılan kısmın zamanaşımına uğradığını, bilirkişi raporunda hesaplamanın hatalı yapıldığını, fesih sözleşmesinde bahsedilmeyen şirketlerin de hesaba dahil edildiğini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, atiye terk edilen talep hakkında karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek kararın düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebeplere ek olarak esastan ret kararı verilmiş olmasına rağmen nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, acentelik sözleşmesinden kaynaklanan komisyon alacağı ile sözleşmeye aykırılık sebebiyle cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 123 üncü maddesi

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aktif dava ehliyetine yönelik temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.

2. Davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 190.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş olup, 08.07.2020 tarihli dilekçesinde ise; cezai şart alacağına ilişkin alacak hakkının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ederek, ıslah taleplerinin kabulü ile toplam 835.911,96 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

3. Davacı vekilinin bu dilekçesine karşı davalı vekili tarafından, ıslahla arttırılan kısım yönünden zaman aşımı def'inde bulunulmuş olup davacı vekili işbu davanın belirsiz alacak davası olduğunu iddia etmiştir. Zaman aşımı def'inin değerlendirilebilmesi için davanın kısmi dava mı yoksa belirsiz alacak davası mı olduğunun tespiti gerekmektedir. Zira zamanaşımı süresi, belirsiz alacak davası açılması ile tüm alacak için kesildiğinden davacının belirleyemediği alacağının zamanaşımına uğraması söz konusu olmayacaktır (Hakan Pekcanıtez, Belirsiz Alacak Davası, 2011, s. 26-31).

4. Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olmakla davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişi bunu açıkça dilekçesinde belirtmelidir.

5. Davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak tahsil talebinde bulunmuş; cevaba cevap dilekçesinde açıkça davanın kısmi alacak davası olduğunu ifade ettiği gibi, 08.07.2020 tarihli dilekçesini de talep arttırım dilekçesi olarak değil ıslah dilekçesi olarak dosyaya ibraz etmiştir.

6. Bu itibarla işbu davanın kısmi alacak davası olduğu kabul edilerek ıslahla arttırılan miktar yönünden zaman aşımı def'inin değerlendirilmesi gerekirken, davanın belirsiz alacak davası olduğu gerekçesi ile zaman aşımı def'inin reddi yerinde görülmemiştir.

7. Öte yandan, davacı vekili fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 190.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş olup talebinin ne kadarlık kısmının komisyon alacağı, ne kadarlık kısmının cezai şart alacağı olduğunu da açıklamamış; Mahkemece de davacı tarafa bu husus açıklatılmaksızın karar verilmesi doğru görülmemiştir.

8. Yine Mahkemece 14.07.2020 tarihli celsede cezai şarta ilişkin talebin atiye terk edildiği belirtilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş ise de; usul hukukumuzda atiye terk müessesesi bulunmamaktadır.

9. Davacı vekilinin amacı 6100 sayılı Kanun'un 123 üncü maddesinde düzenlenen davanın geri alınması olup davacının davasını geri alabilmesi için davalının buna açıkça muvafakat etmesi gerekmektedir. Mahkemece, davacı vekilinin bu beyanına karşı davalı taraftan diyecekleri sorulmadan, davacı vekilinin bu talep yönünden davasını geri alma iradesi nazara alınmaksızın ve 14.07.2020 tarihli ara kararla da çelişki oluşturacak şekilde cezai şart talebi yönünden esasa ilişkin bir değerlendirme yapılarak ret kararı verilmesi isabetli olmamış hükmün açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilin aktif dava ehliyetine yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

4. Bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Takdir olunan 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan ayrı ayrı alınarak yekdiğerine verilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harçlarının istekleri hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                  Üye                        Üye                       Üye                     Üye
Abdullah Yaman     Mehmet Durgun    Mehmet Cebeci     Mikail Özdemir    Döndü Deniz Bilir

BİLGİ : Davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişinin bunu açıkça dilekçesinde belirtmesi gerektiği yönündeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01 Mart 2023 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/davasini-belirsiz-alacak-davasi-olarak-acan-kisi-bunu-acikca-dilekcesinde-belirtmelidir

Davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişinin bunu açıkça dilekçesinde belirtmesi gerektiği yönündeki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 30 Nisan 2024 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/dava-dilekcesinde-acikca-turk-lirasi-cinsinden-talepte-bulunan-davaci-bu-tercihinden-donerek-islah-dilekcesi-vererek-yabanci-para-uzerinden-tahsil-isteyemez