DİRENME KARARINDA BOZMA İLÂMINA DİRENİLMESİNE DENİLMEKLE YETİNİLMİŞ, AÇIK, İNFAZDA ŞÜPHE VE TEREDDÜT UYANDIRMAYACAK BİÇİMDE USÛLÜN ARADIĞI NİTELİKLERE HAİZ KISA KARAR KURULMAMIŞTIR.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No : 2025/8-189
Karar No : 2025/346
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 24.04.2024
SAYISI : 2024/380 E., 2024/1252 K.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21 Mayıs 2025 tarihli kararına göre direnme kararında bozma ilâmına direnilmesine denilmekle yetinilmiş, açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde usûlün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır.
1. Taraflar arasındaki 6292 sayılı Kanun'un 11/10. maddesine (mülga) dayalı yapılan orman kadastro sınırlarının düzeltilmesi işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Orman İdaresi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir. Direnme kararı davalı Orman İdaresi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonrasında gereği düşünüldü:
3. Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
4. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 294. maddesinin 3. fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir.
5. Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikârdır.
6. Nitekim Yargıtayın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulunun 04.02.2021 tarihli ve 2021/4-100 Esas, 2021/41 Karar; 07.03.2019 tarihli ve 2019/13-113 Esas, 2019/248 Karar; 10.12.2019 tarihli ve 2019/1-691 Esas, 2019/1319 Karar sayılı kararları).
7. Somut olayda ise direnme kararına esas gerekçeli kararın hüküm kısmı usulüne uygun olmasına rağmen, direnmeye esas kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış, kısa kararda sadece; “Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 18/12/2023 tarih, 2021/5385 Esas ve 2023/6496 Karar sayılı bozma ilamına DİRENİLMESİNE'' denilmekle yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır.
8. Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.
9. O hâlde mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında belirtildiği, açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır.
10. Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa kararı usule uygun değildir.
11. Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Direnme kararının yukarıda gösterilen usuli nedenden dolayı BOZULMASINA,
Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
21.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
DİRENME KARARINDA BOZMA İLÂMINA DİRENİLMESİNE DENİLMEKLE YETİNİLMİŞ, AÇIK, İNFAZDA ŞÜPHE VE TEREDDÜT UYANDIRMAYACAK BİÇİMDE USÛLÜN ARADIĞI NİTELİKLERE HAİZ KISA KARAR KURULMAMIŞTIR.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No : 2025/8-189
Karar No : 2025/346
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 24.04.2024
SAYISI : 2024/380 E., 2024/1252 K.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21 Mayıs 2025 tarihli kararına göre direnme kararında bozma ilâmına direnilmesine denilmekle yetinilmiş, açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde usûlün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır.
1. Taraflar arasındaki 6292 sayılı Kanun'un 11/10. maddesine (mülga) dayalı yapılan orman kadastro sınırlarının düzeltilmesi işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Orman İdaresi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir. Direnme kararı davalı Orman İdaresi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonrasında gereği düşünüldü:
3. Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
4. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 294. maddesinin 3. fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir.
5. Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikârdır.
6. Nitekim Yargıtayın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulunun 04.02.2021 tarihli ve 2021/4-100 Esas, 2021/41 Karar; 07.03.2019 tarihli ve 2019/13-113 Esas, 2019/248 Karar; 10.12.2019 tarihli ve 2019/1-691 Esas, 2019/1319 Karar sayılı kararları).
7. Somut olayda ise direnme kararına esas gerekçeli kararın hüküm kısmı usulüne uygun olmasına rağmen, direnmeye esas kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış, kısa kararda sadece; “Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 18/12/2023 tarih, 2021/5385 Esas ve 2023/6496 Karar sayılı bozma ilamına DİRENİLMESİNE'' denilmekle yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır.
8. Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.
9. O hâlde mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında belirtildiği, açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır.
10. Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa kararı usule uygun değildir.
11. Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Direnme kararının yukarıda gösterilen usuli nedenden dolayı BOZULMASINA,
Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
21.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

