HÜKMEN RET DAVASI HUKUKİ NİTELİĞİ İTİBARI İLE BİR MENFİ TESPİT VE BORÇTAN KURTULMA DAVASIDIR.
T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/4285
Karar No : 2023/4761
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Anamur 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25.01.2022
SAYISI : 2021/155 E., 2022/37 K.
Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 08.12.2022 gün ve 2022/5196 Esas, 2022/7589 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde bir kısım davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı Ayşe S. arasında 11.12.2006 tarih ve 3261 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vadi sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme ile davalının 602 parselde kayıtlı taşınmazda bulunan 25920/1244160 payının 51.780,08 TL karşılığında davacıya satmayı vaat ettiğini, dava konusu hissenin tapuda devrinin talep edilmesine rağmen bu isteğin davalı tarafından yerine getirilmediğini belirterek, sözleşmeye konu taşınmaz hissesinin davalı adına olan tapu kayının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde sözleşme ile satışı vaadolunan hissenin dava tarihi itibarı ile değerinin tespiti ile şimdilik 51.780,08TL'nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Bir kısım davalılar vekili bozma ilamı sonrası verdiği beyan dilekçesinde özetle; taşınmazın Ayşe'nin ölü babası Ömer tarafından zaptedilen ve ölüm ile babasının elinden çıkmış bir yer olduğunu, Ayşe mirasçıları tarafından açılan mirasın reddi davasında da böyle bir taşınmazın görülmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı Şadi S. beyan dilekçesinde özetle; taşınmazın annesine intikal eden bir yer olduğunu, annesinin annemin yaşlı yatalak olduğunu ve kendisi tarafından bakıldığını, bu sebeple annesi adına vekaletle davacıyla işlem yaptıklarını, taşınmazın defalarca tapu uygulaması gördüğünü, kendisinin art niyetinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
1. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda 25.01.2022 tarih ve 2021/155 Esas, 2022/37 Karar sayılı kararıyla; "...davaya konu taşınmazı 51.780,08 TL bedelle satmayı vaad ve taahhüt ettiği ve nakden tamamını kendisinden aldığı halde borcun aynen ifa edilmemesi borçlunun sorumluluğunu gerektirdiği ve borcun ifa edilmemesinde davalı müteveffanın kusurlu olduğu, böylece dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazda davalı müteveffa adına kayıtlı hisse bulunmadığı, TBK'nın 125/2. maddesi kapsamında aynen ifadan vazgeçtiği gerekçesiyle; davacının birinci kademede ileri sürdüğü tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davacının ikinci kademede ileri sürdüğü tazminat talebinin kabulü ile; 51.780,08 TL'nin dava tarihi olan 29/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, 29.076,44 TL'nin ıslah tarihi olan 09/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte toplam 80.856,52 TL'nin mütevaffa Ayşe S.'nun davalı mirasçılarından (miras hissesi oranında sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine..." karar verilmiştir.
2. Mahkemece şeklindeki gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım dahili davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairemizin 08.12.2022 tarih ve 2022/5196 Esas, 2022/7589 Karar sayılı ilâmı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairemizin yukarıda belirtilen kararına karşı bir kısım dahili davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Karar düzeltme dilekçesinde özetle; satış vaadi sözleşmesinin müvekkillerinin haberi olmadan davalı Şadi tarafından annesi Ayşe S.'ndan usulsüz şekilde alınan vekaletname ile yapıldığını, müvekkillerinin davaya konu satış akdi ile hiçbir alakalarının olmadığını, davaya karar verildikten sonra müvekkillerin davadan haberleri olduğunu, dosya içerisinde mevcut mirasın reddi davasında ana muris Ayşe S.'nun böyle bir gayrimenkulü olmadığının açıkça belirtildiğini belirterek onama kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesine dayalı ilk kademede tapu iptali ve tescil; ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 605/2, 706 ve 716 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 29, 162 ve 237 inci maddeleri, 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 89 uncu maddeleri,
3. Değerlendirme
1. Mahkemece, dava konusu taşınmazda davalı müteveffa adına kayıtlı hisse bulunmadığından davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine; davacının terditli talebinin kabulü ile 80.856,52 TL'nın davalı Ayşe S. mirasçılarından miras hissesi oranında sorumlu olmak üzere tahsiline karar verilmiştir. Dahili davalılar, yargılama aşamasında vefat eden murisleri Ayşe S. terekesinin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddi davası açtıklarını belirtmişlerdir. Dairemizin 08.05.2023 tarihli geri çevirme kararı sonrası gelen belgelere göre; Anamur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/69 Esas sayılı mirasın hükmen reddi istemli davanın derdest olduğu, somut uyuşmazlığa konu eldeki satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası sonucunun, hükmen ret davası sonucunu etkileyeceği şeklindeki gerekçeyle bekletici mesele yapıldığı anlaşılmıştır.
2. Talep sonucu hakkında karar verilebilmesi için çözülmesi gereken sorunlara ön sorun denir. Bu ön sorunlar çözülmedikçe, asıl sorun yani dava hükme bağlanamaz. Başka bir deyişle, asıl davanın karara bağlanabilmesi için ön sorunun çözülmesi gerekir. Uyuşmazlık, mirasın hükmen reddi istemine dair davada, davalı olarak yer alan alacaklının borçlulardan talep ettiği alacağın kesinleşmiş olmasının gerekip gerekmediği ve eldeki davanın, mirasın hükmen reddi için açılan davada HMK'nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılıp yapılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
3. Bilindiği üzere, yasal ve atanmış mirasçılar, murisin terekesinden müteselsilen başka bir deyişle kendi malvarlıklarıyla sınırsız olarak sorumludurlar. Bu nedenle kanun koyucu, mirasçılara onların yararına olarak bu sorumluluklarını ortadan kaldırabilecek bir takım müesseseleri kanunda belirlemiş olup bunlardan biri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'ndaki mirasın hükmen reddi (hükmi ret) müessesesidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605. maddesi “Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmünü düzenlemiştir. Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir.
Tereke, murisin malvarlığından oluşmakta olup malvarlığı kavramı, aktif ve pasif unsurlarıyla aynı kişiye ait olan hukuki bir bütünlüktür (Selâhattin Keyman: Hukuka Giriş, Yetkin Ankara, 2005, s.150). Murisin vefatı anında kendi borçlarını ödemekten aciz içinde olması, terekenin pasiflerinin aktiflerini aşması halinde mümkün olmaktadır (İlhan Helvacı: Türk Medeni Kanununa Göre Mirasın Reddi, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2002, s.195).
Mirasın hükmen reddinde, terekenin bilinen borçları ile birlikte, muhtemel borçlarının da terekenin pasifi olarak kabulü gerekir. Hükmen ret davası hukuki niteliği itibarı ile bir menfi tespit ve borçtan kurtulma davasıdır. Bu davanın öncelikle sonuçlandırılmasında davalıların hukuki yararı vardır. Bu sebeple mirasın hükmen reddi nedeni ile açılmış Anamur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/69 Esas sayılı dosyasında, eldeki tapu iptali ve tescil davası sonucunun bekletici mesele yapılması doğru değildir. Mirasın hükmen reddinin tespiti halinde, davalıların eldeki davada taraf sıfatı kalmayacaktır. O halde mahkemece, öncelikle mirasın hükmen ret davasının sonuçlanmasının beklenmesi ve buna bağlı olarak davalıların taraf sıfatının olup olmadığı tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
5. Hükmün temyiz incelemesi sonucunda Dairemizin 08.12.2022 gün ve 2022/5196 Esas ve 2022/7589 Karar sayılı ilâmıyla hükmün onanmasına karar verilmiş ise de, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeple bozulması gerekirken, maddi hata nedeniyle onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, bir kısım dahili davalılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 08.12.2022 gün ve 2022/5196 Esas ve 2022/7589 Karar sayılı onama ilâmının kaldırılarak yukarıda belirtilen gerekçe ile mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Bir kısım dahili davalılar vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 08.12.2022 gün ve 2022/5196 Esas ve 2022/7589 Karar sayılı onama ilâmının KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Hikmet Onat Gülfem Saygılı Ramazan Ülger Bayram Şen Necmi Apaydın
HÜKMEN RET DAVASI HUKUKİ NİTELİĞİ İTİBARI İLE BİR MENFİ TESPİT VE BORÇTAN KURTULMA DAVASIDIR.
T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/4285
Karar No : 2023/4761
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Anamur 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25.01.2022
SAYISI : 2021/155 E., 2022/37 K.
Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 08.12.2022 gün ve 2022/5196 Esas, 2022/7589 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde bir kısım davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı Ayşe S. arasında 11.12.2006 tarih ve 3261 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vadi sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme ile davalının 602 parselde kayıtlı taşınmazda bulunan 25920/1244160 payının 51.780,08 TL karşılığında davacıya satmayı vaat ettiğini, dava konusu hissenin tapuda devrinin talep edilmesine rağmen bu isteğin davalı tarafından yerine getirilmediğini belirterek, sözleşmeye konu taşınmaz hissesinin davalı adına olan tapu kayının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde sözleşme ile satışı vaadolunan hissenin dava tarihi itibarı ile değerinin tespiti ile şimdilik 51.780,08TL'nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Bir kısım davalılar vekili bozma ilamı sonrası verdiği beyan dilekçesinde özetle; taşınmazın Ayşe'nin ölü babası Ömer tarafından zaptedilen ve ölüm ile babasının elinden çıkmış bir yer olduğunu, Ayşe mirasçıları tarafından açılan mirasın reddi davasında da böyle bir taşınmazın görülmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı Şadi S. beyan dilekçesinde özetle; taşınmazın annesine intikal eden bir yer olduğunu, annesinin annemin yaşlı yatalak olduğunu ve kendisi tarafından bakıldığını, bu sebeple annesi adına vekaletle davacıyla işlem yaptıklarını, taşınmazın defalarca tapu uygulaması gördüğünü, kendisinin art niyetinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
1. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda 25.01.2022 tarih ve 2021/155 Esas, 2022/37 Karar sayılı kararıyla; "...davaya konu taşınmazı 51.780,08 TL bedelle satmayı vaad ve taahhüt ettiği ve nakden tamamını kendisinden aldığı halde borcun aynen ifa edilmemesi borçlunun sorumluluğunu gerektirdiği ve borcun ifa edilmemesinde davalı müteveffanın kusurlu olduğu, böylece dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazda davalı müteveffa adına kayıtlı hisse bulunmadığı, TBK'nın 125/2. maddesi kapsamında aynen ifadan vazgeçtiği gerekçesiyle; davacının birinci kademede ileri sürdüğü tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davacının ikinci kademede ileri sürdüğü tazminat talebinin kabulü ile; 51.780,08 TL'nin dava tarihi olan 29/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, 29.076,44 TL'nin ıslah tarihi olan 09/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte toplam 80.856,52 TL'nin mütevaffa Ayşe S.'nun davalı mirasçılarından (miras hissesi oranında sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine..." karar verilmiştir.
2. Mahkemece şeklindeki gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım dahili davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairemizin 08.12.2022 tarih ve 2022/5196 Esas, 2022/7589 Karar sayılı ilâmı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairemizin yukarıda belirtilen kararına karşı bir kısım dahili davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Karar düzeltme dilekçesinde özetle; satış vaadi sözleşmesinin müvekkillerinin haberi olmadan davalı Şadi tarafından annesi Ayşe S.'ndan usulsüz şekilde alınan vekaletname ile yapıldığını, müvekkillerinin davaya konu satış akdi ile hiçbir alakalarının olmadığını, davaya karar verildikten sonra müvekkillerin davadan haberleri olduğunu, dosya içerisinde mevcut mirasın reddi davasında ana muris Ayşe S.'nun böyle bir gayrimenkulü olmadığının açıkça belirtildiğini belirterek onama kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesine dayalı ilk kademede tapu iptali ve tescil; ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 605/2, 706 ve 716 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 29, 162 ve 237 inci maddeleri, 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 89 uncu maddeleri,
3. Değerlendirme
1. Mahkemece, dava konusu taşınmazda davalı müteveffa adına kayıtlı hisse bulunmadığından davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine; davacının terditli talebinin kabulü ile 80.856,52 TL'nın davalı Ayşe S. mirasçılarından miras hissesi oranında sorumlu olmak üzere tahsiline karar verilmiştir. Dahili davalılar, yargılama aşamasında vefat eden murisleri Ayşe S. terekesinin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddi davası açtıklarını belirtmişlerdir. Dairemizin 08.05.2023 tarihli geri çevirme kararı sonrası gelen belgelere göre; Anamur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/69 Esas sayılı mirasın hükmen reddi istemli davanın derdest olduğu, somut uyuşmazlığa konu eldeki satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası sonucunun, hükmen ret davası sonucunu etkileyeceği şeklindeki gerekçeyle bekletici mesele yapıldığı anlaşılmıştır.
2. Talep sonucu hakkında karar verilebilmesi için çözülmesi gereken sorunlara ön sorun denir. Bu ön sorunlar çözülmedikçe, asıl sorun yani dava hükme bağlanamaz. Başka bir deyişle, asıl davanın karara bağlanabilmesi için ön sorunun çözülmesi gerekir. Uyuşmazlık, mirasın hükmen reddi istemine dair davada, davalı olarak yer alan alacaklının borçlulardan talep ettiği alacağın kesinleşmiş olmasının gerekip gerekmediği ve eldeki davanın, mirasın hükmen reddi için açılan davada HMK'nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılıp yapılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
3. Bilindiği üzere, yasal ve atanmış mirasçılar, murisin terekesinden müteselsilen başka bir deyişle kendi malvarlıklarıyla sınırsız olarak sorumludurlar. Bu nedenle kanun koyucu, mirasçılara onların yararına olarak bu sorumluluklarını ortadan kaldırabilecek bir takım müesseseleri kanunda belirlemiş olup bunlardan biri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'ndaki mirasın hükmen reddi (hükmi ret) müessesesidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605. maddesi “Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmünü düzenlemiştir. Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir.
Tereke, murisin malvarlığından oluşmakta olup malvarlığı kavramı, aktif ve pasif unsurlarıyla aynı kişiye ait olan hukuki bir bütünlüktür (Selâhattin Keyman: Hukuka Giriş, Yetkin Ankara, 2005, s.150). Murisin vefatı anında kendi borçlarını ödemekten aciz içinde olması, terekenin pasiflerinin aktiflerini aşması halinde mümkün olmaktadır (İlhan Helvacı: Türk Medeni Kanununa Göre Mirasın Reddi, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2002, s.195).
Mirasın hükmen reddinde, terekenin bilinen borçları ile birlikte, muhtemel borçlarının da terekenin pasifi olarak kabulü gerekir. Hükmen ret davası hukuki niteliği itibarı ile bir menfi tespit ve borçtan kurtulma davasıdır. Bu davanın öncelikle sonuçlandırılmasında davalıların hukuki yararı vardır. Bu sebeple mirasın hükmen reddi nedeni ile açılmış Anamur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/69 Esas sayılı dosyasında, eldeki tapu iptali ve tescil davası sonucunun bekletici mesele yapılması doğru değildir. Mirasın hükmen reddinin tespiti halinde, davalıların eldeki davada taraf sıfatı kalmayacaktır. O halde mahkemece, öncelikle mirasın hükmen ret davasının sonuçlanmasının beklenmesi ve buna bağlı olarak davalıların taraf sıfatının olup olmadığı tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
5. Hükmün temyiz incelemesi sonucunda Dairemizin 08.12.2022 gün ve 2022/5196 Esas ve 2022/7589 Karar sayılı ilâmıyla hükmün onanmasına karar verilmiş ise de, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeple bozulması gerekirken, maddi hata nedeniyle onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, bir kısım dahili davalılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 08.12.2022 gün ve 2022/5196 Esas ve 2022/7589 Karar sayılı onama ilâmının kaldırılarak yukarıda belirtilen gerekçe ile mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Bir kısım dahili davalılar vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 08.12.2022 gün ve 2022/5196 Esas ve 2022/7589 Karar sayılı onama ilâmının KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Hikmet Onat Gülfem Saygılı Ramazan Ülger Bayram Şen Necmi Apaydın