KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

İSPAT YÜKÜ DAVACIDA İSE BİLİRKİŞİ DELİL AVANSININ YATIRILMAMASI DAVANIN ESASTAN REDDİNİ GEREKTİRİR.

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO          : 2017/5042
KARAR NO       : 2019/2694
KARAR TARİHİ : 18/04/2019

TÜRK MİLLETİ ADINA

YARGITAY KARARI

TEMYİZ İNCELEMESİ YAPILAN KARARIN
MAHKEMESİ          : 
İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI                    : 2015/357 - 2016/921
TARİHİ                    : 13/12/2016
DAVACISI               : T.İ. Bankası A.Ş. (Temlik Eden) vek. Av. A.F.Ö. 
                                 G. Varlık Yönetim A.Ş.(Temlik Alan) vek. O.H. 
DAVALISI               : İ.D. vek. Av. İ.E.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. 

- K A R A R -

Davacı vekili, dava dışı G. Otom. Tekstil ve Fotoğrafçılık ..Ltd. Şti ile müvekkili banka arasındaki genel kredi sözleşmesini davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, borcu kabul etmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporuna göre, kredi sözleşmesindeki kefil imzası davalının eli ürünü olmadığından kefalet sorumluluğunun bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün temlik alan davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 12.01.2014 tarihli ve 2014/15854 Esas - 2015/27 Karar sayılı ilamı ile "Hükme esas alınan bilirkişi raporuna davacı banka vekili tarafından itiraz edilmiş ve yeniden imza incelemesi yapılması talep edilmiştir. Bu durumda mahkemece davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi yönünden yeniden imza incelemesi yaptırılıp ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alındıktan sonra deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde, davacı vekiline 4.celsenin 2 nolu ara kararı ve 5.celsenin 2 nolu ara kararı ile gider avansını tamamlamak üzere 2 haftalık ve ikisi de kesin olmak üzere süre verilmesine karşın davacının zikredilen gider avansını dosyaya yatırmamış olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece verilen karar Dairemizin 12.01.2014 tarihli kararı ile sözleşmedeki imzanın davalıya ait olup olmadığının tespiti noktasında yeniden bilirkişi incelemesine gönderilmesi yönünde bozulmuştur. Bozma ilamına uyan mahkemece ispat yükü üzerinde olan davacı tarafa bilirkişi masrafının yatırılması için kesin süre verilmesine rağmen masraf yatırılmadığından davanın HMK 114/1-g ve 115/2. maddeleri gereğince reddine karar verilmiş ise de yargılamanın bulunduğu aşama ve masrafın delil için istenmiş olmasından dolayı kesin süreye konu olan masraf gider avansı değil delil avansı mahiyetindedir. Delil avansının kesin süreye rağmen yatırılmaması halinde davanın usulden değil esastan reddi gerekir. Mahkeme kararının anılan bu gerekçelerle bozulması gerekmiş ise de usul ekonomisi yönünden sonuç itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 5236 sayılı Kanunun 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/son maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi uygun görülmüştür.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın gerekçesinin değiştirilerek belirtilen gerekçelerle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 18/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan                        Üye              Üye                  Üye                      Üye
M. Bülent SELÇUK     A. YAMAN    D. İ. TOROS    Dr. O. SEKMEN   M. ÖZDEMİR

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
23. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2018/1790
KARAR NO    : 2019/4994

TÜRK MİLLETİ ADINA

KARAR

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ              :
İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                        : 21/03/2018
NUMARASI                 : 2017/18 - 2018/255
DAVACI                       : S.S. B. Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Vek. Av. A.A.
DAVALI                       : M.G. Vek. Av. Ş.T.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. 

-K A R A R-

Davacı vekili, davalının davacı kooperatifin üyesi ve B. sitesinde C Blok 7 no.lu dairenin maliki olduğunu, davalının 2005 - 2006 - 2007 yıllarına ait 1.572,80 TL ortak gider ile 2.572,87 TL site aidat bedelini ödemediğini, ödenmeyen kısım için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, %40 inkâr tazminatı ve genel kurulca alınan karara göre aylık %10 oranında faize karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin 2006-2007-2008 yıllarına ait site ortak gider ve aidatı alacaklarına dayandığını, oysa davalının taşınmazı 24.11.2008 tarihinde satın aldığını, alırken borçlu olduğunu bilmediğini, borcunun olduğuna ilişkin kooperatif veya site defterinde herhangi bir kayıt bulunmadığını savunarak davanın reddine ve %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Dairemiz göreve ilişkin bozma kararı üzerine mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın, davacı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 03.10.2016 tarihli ve 2015/6425 Esas 2016/4301 Karar sayılı ilamı ile hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda 14.06.2017 tarihli celsede bilirkişi ücretini yatırmak üzere davacı vekiline iki haftalık kesin süre verilmesine dair ara karara rağmen davacının bilirkişi ücretini yatırmadığı, 08.11.2017 tarihli celsede bilirkişi ücretini yatırmak üzere son kez iki haftalık süre verildiği ve davacı tarafın yine bilirkişi ücretini yatırmadığı gerekçesiyle davanın HMK'nın 94. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Bozma ilamı doğrultusunda mahkemece bilirkişi ücretine ilişkin verilen ara kararı uyarınca yatırılması istenen avans HMK 324. maddesinde düzenlenen delil avansı niteliğindedir. HMK 324. maddesi gereğince tarafların talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Aksi halde bu delilden vazgeçmiş sayılır.

Davanın niteliği itibariyle ispat yükü davacıdadır. Bu nedenle bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yapılması için verilen kesin süreye rağmen ara karar yerine getirilmediğinden ve bu avansın delil avansı olması itibariyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken usulden reddine karar verilmesi doğru değilse de sonuç itibariyle red kararı doğru olduğundan hükmün davanın esastan reddine şeklinde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. 

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 28.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan       Üye                   Üye                 Üye             Üye
M. KIYAK    Ö. KIZILKAYA   M. COŞKUN   M. AKSU    F. AKYÜZ