KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

KREDİ KARTI BORÇLARI İLE İLGİLİ ÖZEL BİR FAİZ DÜZENLEMESİ BULUNDUĞUNDAN TBK 88 VE 120 HÜKÜMLERİ UYGULANAMAZ.

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2017/(19)11-3129
KARAR NO   : 2021/1041

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                    :
Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ                              : 10/07/2017
NUMARASI                      : 2017/332 - 2017/548
DAVACI (TEMLİK ALAN) : H.  Varlık Yönetim Anonim Şirketi (F. A.Ş.'den temliken) vekili
                                             Av. M.K.
DAVALI                             : A.B.

1. Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davacı (temlik alan) vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 16.07.2012 tarihli kredi kartı sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında davalının kredi kartı ile yaptığı harcamaları ödememesi üzerine kredi kartı hesabının 03.06.2013 tarihli noter ihtarnamesi ile kapatıldığını ve borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, yapılan ihtara rağmen ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı davaya cevap vermemiştir.

Mahkeme Kararı:

6. Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.01.2016 tarihli ve 2015/772 E., 2016/82 K. sayılı kararı ile; bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davalının son hesap kesim tarihi olan 30.05.2013 tarihinde fiili harcama miktarının 21.719,71 TL, bu tarih itibari ile birikmiş faiz ve BSMV’sinin 4.421,72 TL olduğu, 03.06.2013 tarihli kat ihtarnamesi ile davalıya yedi gün ödeme süresi tanınarak ihtarnamede belirtilen 26.386,07 TL’nin ödenmesinin istenildiği, ihtarnamenin 19.06.2013 tarihinde davalıya bizzat tebliğ edildiği, davalının ihtarnamedeki borcunu ödemeyerek yedi günün bitimi ile 27.06.2013 tarihinde temerrüde düştüğü ve yine borcunu ödemeyen davalı hakkında 02.08.2013 tarihinde icra takibi başlatıldığı, icra takip talebinde faiz cinsi ve oranı belirtilmeksizin akdi faiz veya faiz cinsi belirtilmeksizin %70,80 oranında temerrüt faizi talep edildiği, bu durumda faiz taleplerinin yasal faiz olduğu, ancak faiz oranının yanlış istenip doğrusunun %70,80 olmayıp yıllık %9 oranındaki yasal faiz olduğunun kabulü gerektiği, buna göre yapılan hesaplama uyarınca takip talebindeki miktarlar aşılmaksızın ve doğru hesaplamaya göre takip tarihi itibari ile davalının davacıya toplam 25.727,35 TL ve takipten sonra işletilecek faiz ve BSMV borcunun olduğu anlaşıldığından davacının davasının kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptali ile icra takibinin 21.719,71 TL asıl alacak, 3.735,52 TL işlemiş akdi faiz, 190,05 TL işlemiş temerrüt faizi, 16,83TL %5 BSMV, 65,24 TL ihtar gideri olmak üzere toplam 25.727,35 TL üzerinden devamına ve asıl alacak miktarı olan 21.719,71 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve ileride azalması hâlinde azalan oranlarda yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.   

8. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 27.02.2017 tarihli ve 2016/6960 E., 2017/1484 K. sayılı kararı ile;

“… Davacı vekili, davalı ile müvekkili banka arasında imzalanan kredi kartı sözleşmesi gereği davalının kullandığı kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine, davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı taraf, cevap dilekçesi sunmamıştır.

Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, icra takip talebinde faiz cinsi ve oranı belirtilmeksizin %70,80 oranında temerrüt faizi talep edildiği, bu durumda faiz taleplerinin yıllık %9 oranındaki yasal faiz olduğunun kabulü gerektiği, takip tarihi itibari ile davalının davacıya toplam 25.727,35.-TL ve takipten sonra işletilecek faiz ve BSMV' den borcunun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Davacı bankanın temyiz itirazlarına gelince, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 26.maddesinde kredi kartı borçları ile ilgili özel bir faiz düzenlemesi bulunmaktadır. Bu nedenle somut olayda 5464 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca belirlenecek akdi ve temerrüt faiz oranları dikkate alınarak alacağın tespiti gerekirken, uygulama yeri bulunmayan 6098 sayılı TBK.nun 88-120 maddesi hükümleri dikkate alınarak alacağı belirleyen eksik incelemeye dayalı rapora göre yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:              

9. Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.07.2017 tarihli ve 2017/332 E., 2017/548 K. sayılı kararı ile; dava konusu olayda faiz sınırlaması hususu değil her davada nazara alınan takip talebindeki miktarların aşılamayacağı kuralının uygulandığı, takip talebinde bulunan ister tacir ister tüketici ister devlet isterse banka olsun takip talebinde ne istiyorsa yasal koşullar el veriyorsa en fazla talep kadar hak verilebileceği, dava konusu takipte davacı bankanın faiz adını ve cinsini belirtmeksizin akdi faiz veya temerrüt faizi isimleri altında veya %70,80 oranı belirterek faiz istediği, Yargıtay uygulaması gereğince faizin cinsinin belirtilmediği durumlarda yasal faiz istendiğinin veya sadece yüksek oran belirtilerek faiz istenilmiş ise yasal faiz oranı her ne ise o oranda faiz talep ettiğinin kabulü gerektiği, bu nedenle davacının işlemiş ve işleyecek faiz taleplerinin tamamen yasal faize yönelik olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davacı (temlik alan) vekili tarafından temyiz edilmiştir.               

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine, davacı banka tarafından başlatılan icra takibinde, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca belirlenecek akdi ve temerrüt faiz oranları dikkâte alınarak mı yoksa yasal faiz oranı uyarınca mı alacak miktarının tespit edilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. Uyuşmazlıkların çözümü için öncelikle konu ile ilgili yasal mevzuatın açıklanmasında yarar bulunmaktadır.  

13. 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun (5464 sayılı Kanun) “Faiz Hesaplaması” başlıklı 26. maddesi;

“Bir hesap dönemine ilişkin toplam borç tutarı veya hesap bakiyesi üzerinden, o döneme ilişkin hesap özetinin düzenlendiği hesap kesim tarihinden önceki bir tarih itibarıyla faiz yürütülebileceğine ilişkin kayıtlar hükümsüzdür. Nakit kullanımına ilişkin borçlar hakkında işlem tarihi esas alınabilir. Nakit kullanımı kapsamında değerlendirilecek işlemler Kurulca belirlenir.

Dönem borcunun bir kısmının ödenmesi halinde kalan hesap bakiyesi üzerinden faiz hesaplanır. Kalan hesap bakiyesine, asgarî tutar ve üzerinde ödeme yapılması durumunda akdi faiz, asgarî tutarın altında ödeme yapılması durumunda ise gecikme faizi uygulanır. Temerrüt hali de dahil olmak üzere, kart uygulamasından doğan borçlarda bileşik faiz uygulanmaz. (Değişik fıkra:20/2/2020-7222/20 md.) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, azami akdi ve gecikme faiz oranlarını tespit ve ilan etmeye yetkilidir.

Hesap kesim tarihi ile son ödeme tarihi arasında on günden az bir süre olamaz.

Katılım bankaları açısından bu Kanun uygulamasında yer alan faiz kâr payı, gecikme faizi ise gecikme cezası olarak uygulanır.

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendi kredi kartları için uygulanmaz”.

Şeklinde düzenlenmiştir.

14. Öte yandan “Genel Kanun - Özel Kanun” ilişkisine de değinmekte yarar bulunmakta olup, Kanun hükümlerinin içerdiği konular açısından her olaya veya herkese uygulanması mümkün olan Kanunlar “Genel Kanun” , buna karşılık belirli olaylara veya belli durumlara uygulanan Kanunlar ise “Özel Kanun” olarak tasnif edilmektedir.

15. Hukuk normları hiyerarşisinde aynı hususla ilgili farklı düzenlemeler içeren eşit hiyerarşik statüyü paylaşan normların var olması hâlinde mevcut olaya uygulanacak hukuk normları “Genel Kanun - Özel Kanun” ilişkileri göz önünde bulundurularak tespit edilmelidir. Aynı olaya ilişkin iki Kanun hükmünün çatıştığı bu durumlarda daha özel düzenlemeler içeren Kanun hükümlerinin uygulanması esastır.

16. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında 16.07.2012 tarihinde “Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi” imzalanmış olup, dava dilekçesi incelendiğinde eldeki davanın, davalı tarafça ödenmeyen kredi kartı borçlarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmaktadır.

17. Davacı banka tarafından davalı hakkında Konya 4. İcra Dairesinin 2013/8.33 E. sayılı icra dosyasında başlatılan icra takibinde, 21.933,12 TL asıl alacak, 3.735,52 TL kat tarihine kadar işlemiş akdi faiz, 3.206,58 TL işlemiş temerrüt faizi (%70,80 temerrüt faizi), 136,69 TL vergiler toplamı, 65,24 TL masraf olmak üzere toplam 29.007,15 TL’nin davalıdan tahsili istenmiştir.

18. Uyuşmazlık bu niteliği itibariyle 5464 sayılı Kanun kapsamında düzenlenmiş olan kredi kartı borcundan kaynaklanmakta olup, anılan Kanun’un 26. maddesinde kredi kartı borçları ile ilgili özel bir faiz düzenlemesi bulunduğu dikkate alındığında, somut olayda 5464 sayılı Kanun’a göre genel Kanun niteliğinde olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88 ve 120. maddesinin uygulanması mümkün değildir.

19. Mahkemece 5464 sayılı Kanun’un 26. maddesi uyarınca belirlenecek akdi ve temerrüt faizi oranları dikkate alınarak alacak miktarının tespiti gerekirken, davacı banka tarafından talep edilen akdi ve temerrüt faiz oranın yasal faiz olduğu kabul edilerek, bu orana göre belirlenen alacak miktarı üzerinden hüküm kurulması yerinde değildir.

20. Öte yandan Özel Dairenin bozma kararının ikinci bendinde, "alacağı belirleyen eksik incelemeye dayalı rapora göre" şeklinde açıklama yer almış ise de; mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre değil, asıl alacak miktarına işlemiş faiz hesabı bizzat yapılarak karar verildiği anlaşılmakla, bu ifadelerin Özel Dairenin bozma kararı kapsamından çıkartılması gerektiği kabul edilmiştir.

21. Hâl böyle olunca direnme kararı yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulmalıdır.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacı (temlik alan) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararının ikinci bendinde yer alan "alacağı belirleyen eksik incelemeye dayalı rapora göre" ibaresinin çıkartılmak suretiyle bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Geçici 3. madde gereğince uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Aynı Kanun’un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.09.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2020/(19)11-87 
KARAR NO   : 2022/1081

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                    :
İzmir 3. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ                              : 19/07/2018
NUMARASI                      : 2018/104 - 2018/469
DAVACI                             : Y.K. Bankası A.Ş. vekili Av. A.Ş.K.
DAVALI                             : S.G.S.

1. Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İzmir 3. Tüketici Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile davalı borçlu arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi imzalandığını ve davalıya kredi kartı tahsis edildiğini, ancak ödemelerde aksama olması üzerine davalı borçluya ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile asıl alacağın %20’si oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmadaki beyanında ise davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararı

6. İzmir 3. Tüketici Mahkemesinin 03.05.2016 tarihli ve 2015/545 E., 2016/601 K. sayılı kararı ile; taraflar arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi imzalanarak davalıya kredi kartı verildiği, ancak ödemedeki aksamalar nedeniyle kredi kartı hesabının 17.07.2014 tarihinde kat edildiği, kat ihtarının tebliğ edildiği tarihte 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) yürürlükte olduğu, davalıya keşide edilen ihtarnamenin 24.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, otuz günlük ödeme süresinin 23.08.2014 tarihinde sona erdiği, davalının temerrüdünün 24.08.2014 tarihi itibariyle oluştuğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 88 ve 120. maddeleri ile belirlenen azami akdi ve temerrüt faiz oranları uygulanması sonucunda toplam 143.649,17 TL banka alacağının tamamından davalının asıl kart hamili sıfatıyla sorumlu bulunduğu, davalı borçlunun borcun ödendiğine dair herhangi bir belge ibraz etmediği, itirazının haklı olduğunu da ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibe yapılan itirazın kısmen iptaline, davacı bankanın 126.933,40 TL asıl alacak, 15.710,21 TL işlemiş faiz toplamı, 1.000,31 TL %5 BSMV olmak üzere, asıl alacağa icra takip tarihinden TBK’nın 120. maddesi gereğince yıllık %18 faiz oranı üzerinden hesaplanacak temerrüt faizi ve gider vergisi ile birlikte davalıdan tahsili için takibin devamına, asıl alacağın % 20’si oranında 25.386,68 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5,25 TL ihtarname masrafının yargılama giderleri arasında değerlendirilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. İzmir 3. Tüketici Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 21.02.2018 tarihli ve 2016/15758 E., 2018/818 K. sayılı kararı ile;

“… Kredi kartı borçları yönünden 5464 sayılı Kanun'un 26. maddesinde özel bir faiz düzenlemesi getirilmiştir. Mahkemece anılan yasa hükmü gözetilmeksizin kredi kartı borçlarında uygulama yeri bulunmayan 6098 sayılı TBK'nun 88 ve 120. madde hükümlerinin uygulanması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bozulması gerektirmiştir,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. İzmir 3. Tüketici Mahkemesinin 19.07.2018 tarihli ve 2018/104 E., 2018/469 K. sayılı kararı ile; kamu yararının, kamu düzeninin, genel ahlâkın, zayıfların, kişiliğin korunmasına hizmet eden ve bir hukukî işlemin şekline ilişkin getirilen hükümlerin emredici hukuk kuralı özelliği taşıdığı, emredici kuralların aksi taraflarca kararlaştırılamayan ve uyulması zorunlu olan kurallar olduğu, bu kuralların uygulanmaması konusunda yapılan sözleşmelerin hüküm ifade etmediği gibi emredici kuralın uygulanmasına da engel teşkil etmediği, TBK'nın 88 ve 120. maddelerinin emredici nitelik taşıdığı ve taraflarca ileri sürmese de re'sen gözetileceği, TKHK’nın amacı da dikkate alınarak TBK'nın 88 ve 120. maddeleri uygulanarak faiz oranının belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine, davacı banka tarafından başlatılan icra takibinde, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun (5464 sayılı Kanun) 26. maddesi uyarınca belirlenecek akdi ve temerrüt faiz oranları dikkate alınarak mı yoksa TBK’nın 88 ve 120. maddeleri uyarınca belirlenecek yasal faiz oranı uyarınca mı alacak miktarının tespit edilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili yasal mevzuatın açıklanmasında yarar bulunmaktadır.

13. Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun “Faiz Hesaplaması” başlıklı 26. maddesi;

“Bir hesap dönemine ilişkin toplam borç tutarı veya hesap bakiyesi üzerinden, o döneme ilişkin hesap özetinin düzenlendiği hesap kesim tarihinden önceki bir tarih itibarıyla faiz yürütülebileceğine ilişkin kayıtlar hükümsüzdür. Nakit kullanımına ilişkin borçlar hakkında işlem tarihi esas alınabilir. Nakit kullanımı kapsamında değerlendirilecek işlemler Kurulca belirlenir.

Dönem borcunun bir kısmının ödenmesi halinde kalan hesap bakiyesi üzerinden faiz hesaplanır. Kalan hesap bakiyesine, asgarî tutar ve üzerinde ödeme yapılması durumunda akdi faiz, asgarî tutarın altında ödeme yapılması durumunda ise gecikme faizi uygulanır. Temerrüt hali de dahil olmak üzere, kart uygulamasından doğan borçlarda bileşik faiz uygulanmaz.     (Değişik fıkra:20/2/2020-7222/20 md.) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, azami akdi ve gecikme faiz oranlarını tespit ve ilan etmeye yetkilidir.

Hesap kesim tarihi ile son ödeme tarihi arasında on günden az bir süre olamaz.

Katılım bankaları açısından bu Kanun uygulamasında yer alan faiz kâr payı, gecikme faizi ise gecikme cezası olarak uygulanır.

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendi kredi kartları için uygulanmaz”

şeklinde düzenlenmiştir.

14. Öte yandan “Genel Kanun - Özel Kanun” ilişkisine de değinmekte yarar bulunmakta olup, Kanun hükümlerinin içerdiği konular açısından her olaya veya herkese uygulanması mümkün olan Kanunlar “Genel Kanun”, buna karşılık belirli olaylara veya belli durumlara uygulanan Kanunlar ise “Özel Kanun” olarak tasnif edilmektedir.

15. Hukuk normları hiyerarşisinde aynı hususla ilgili farklı düzenlemeler içeren eşit hiyerarşik statüyü paylaşan normların var olması hâlinde mevcut olaya uygulanacak hukuk normları “Genel Kanun - Özel Kanun” ilişkileri göz önünde bulundurularak tespit edilmelidir. Aynı olaya ilişkin iki Kanun hükmünün çatıştığı bu durumlarda daha özel düzenlemeler içeren Kanun hükümlerinin uygulanması esastır.

16. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi imzalanmış olup, eldeki davanın, davalı tarafça ödenmeyen kredi kartı borcunun tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmaktadır.

17. Davacı banka tarafından davalı hakkında İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2015/127 E. sayılı icra dosyasında başlatılan takipte; 133.451,46 TL asıl alacak, 612,95 TL kat tarihine kadar işlemiş gecikme faizi, 30,65 TL kat öncesi işlemiş gecikme faizinin BSMV miktarı, 19.393,17 TL işlemiş temerrüt faizi (%30,24 temerrüt faizi), 969,66 TL temerrüt faizinin gider vergisi, 5,25 TL masraf olmak üzere toplam 154.463,14 TL’nin davalıdan tahsili istenmiştir.

18. Uyuşmazlık bu niteliği itibariyle 5464 sayılı Kanun kapsamında düzenlenmiş olan kredi kartı borcundan kaynaklanmakta olup, anılan Kanun’un 26. maddesinde kredi kartı borçları ile ilgili özel bir faiz düzenlemesi bulunduğu dikkate alındığında, somut olayda 5464 sayılı Kanun’a göre genel Kanun niteliğinde olan TBK’nın 88 ve 120. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Nitekim aynı ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2021 tarihli ve 2017/(19)11-3129 E., 2021/1041 K. sayılı kararında da değinilmiştir.

19. Mahkemece 5464 sayılı Kanun’un 26. maddesi uyarınca belirlenecek akdi ve temerrüt faizi oranları dikkate alınarak alacak miktarının tespiti gerekirken, TBK’nın 88 ve 120. maddeleri dikkate alınarak belirlenen alacak miktarı üzerinden hüküm kurulması yerinde değildir.

20. Hâl böyle olunca; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

21. Diğer taraftan dava tarihi 29.05.2015 olduğu hâlde gerekçeli karar başlığında 11.05.2018 olarak gösterilmesine ilişkin yanlışlık, mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde bulunduğundan bu husus ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır.

22. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.