MESKENİYET İDDİASINDA BORÇLU HARİCİNDEKİ KİŞİLERE YORUM YOLU İLE DAVA AÇMA HAKKI TANINMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
23. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1143
KARAR NO : 2023/1446
DAVANIN KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)
KARAR YAZIM TARİH : 25/05/2023
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkikinin istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi üçüncü kişi, eşinin borcundan dolayı aile konutu olarak kullandıkları taşınmazın haczedildiğini, borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceğini, Anayasa Mahkemesinin 2016/10454 bireysel başvuru sayılı 12.12.2019 tarihli kararı ile haczedilmezlik şikayetinin borçlunun eşi tarafından da ileri sürülebileceğinin kabul edildiğini beyanla haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/156 Esas -2021/241 Karar sayılı kararı ile, meskeniyet şikayetinin sadece takip borçlusuna tanınmış bir hak olduğunu, şikayetçinin taşınmaz maliki olmadığı gibi takipte borçlu sıfatının da bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Dairemiz 2021/2967 Esas -2022/1915 Karar sayılı kararı ile Anayasa Mahkemesinin 2016/10454 başvuru numaralı, 12/12/2019 tarihli (Emine Göksel başvurusu) kararı ile borçlu eşinin meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olmasını, Anayasa'nın 20. Maddesi ile güvence altına alınan aile aile hayatına saygı hakkının ihlali niteliğinde olduğu kabul edilerek, hak ihlalinin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılma üzere kararın bir örneğinin yerel mahkemeye gönderilmesine karar verildiği, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru sonucunda verdiği ihlal kararları her ne kadar sadece başvuruda bulunan kişi ve başvuruya konu idari işlem ya da karar açısından geçerli ve bağlayıcı ise de Anayasa Mahkemesinin saptadığı hak ihlalinin, mahkeme kararından kaynaklandığının tespit edilmiş olması karşısında yargılamanın yenilenmesi sebebi olabilecek bu hususun, derece mahkemelerinde yargılaması devam eden davalarda da göz önüne alınması gerektiği, borçlu eşinin meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı olduğu gerekçesi ile davacının istinaf başvuru talebinin HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne karar verilmiştir.
İcra Hukuk Mahkemesince, bilirkişi raporuna dayalı olarak davaya konu taşınmazın değerinin 1.390.892,59 TL olduğu, borçlunun bakmakla yükümlü olduğu eşi ve ik çocuğu bulunduğu, haline münasip ev değerinin ise 1.190.000TL olacağı, borçlunun hasta annesine bakması ve çocukların okula yürüme mesafesinde bulunmaları nazara alındığında borçlunun bu taşınmazı kullanmaya devam etmesinin sosyal ve ekonomik hayatının devamlılığı açısından önemli olduğu, ancak, 200.892,59-TL fark ile dosya borcunun kapatılmasının mümkün olduğu, borçlunun sosyal ve ekonomik hayatının devamlılığının bütün külfetini alacaklıya yükletilemeyeceği gerekçesi ile şikayetin kısmen kabulüne, taşınmazın 1.190.000TL'den az olmamak üzere satışına, bu miktarın borçluya ödenmesine karar verilmiştir.
Şikayetçi vekili dilekçesinde özetle, bilirkişiler tarafından internet üzerinden temin edilen ilana dayalı olarak haline münasip ev değeri belirlenmesinin hatalı olduğunu, taşınmaz fiyatlarındaki aşırı artış nedeni ile 1.190.000TL'ye stüdyo daire dahi satın alınamayacağını, yerel mahkemece alacak ve borçlunun menfaatlerinin dengelendiği belirtilmiş ise de müvekkilinin hayatını devam ettirebilmesi için zorunlu konut hakkını kaybetmesine neden olacağını, müvekkilinin ve ailesinin durumu göz ardı edilerek karar verildiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, şikayetin süresinde olmadığını, 103 davetiyesinin borçluya 28.12.2020 tarihinde tebliğ edilmesi nedeni ile davacının bu tarihte hacizden haberdar olduğunu, şikayete konu taşınmazın hukuken mesken olmadığını, arsa vasfı ile tapuya kayıtlı olduğunu, bu nedenle de şikayetin reddi gerektiğini, aksi kabul edilecek ise de arsa vasıflı taşınmaz üzerine haciz konulmuş olması nedeni ile müvekkiline atfedilecek kusur bulunmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Manavgat 1 İcra Dairesinin 2018/15298 Esas sayılı dosyasında, 83.970, 26 TL alacağın tahsili için İbrahim Şahin ve Alaattin Koçak aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatılmıştır. 723/4064 hissesi Alaattin Koçak adına kayıtlı Manavgat ilçesi 889 Ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerine da 13.03.2020 tarihinde haciz konulmuş alacaklı vekili 15.01.2021 tarihinde satış talep ederek satış avansı yatırmıştır. Hacze ilişkin davetiye borçluya 28.12.2020 tarihinde, kıymet takdir raporu ise 07.04.2021 tarihinde TK'nın 21/2 maddesi gereğince muhtara bırakılmak sureti ile tebliğ edilmiştir.
İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar.
Somut olayda, şikayetçinin hacizden haberdar olduğuna ilişkin olarak takip dosyasında herhangi bir belge bulunmadığı gibi davalı tarafından da bu yönde delil sunulmamıştır. Şikayetçinin eşine hacze ilişkin davetiye ve kıymet takdir raporu tebliğ edilmiş olması şikayetçinin hacizden haberdar olduğu anlamına gelmez. Öğrenme tarihinden itibaren süresi içinde şikayet yoluna başvurulduğu kabul edilmiştir.
İİK'nın 82. maddesinde hangi malların haczedilemeyeceği belirtilmiş olup kimlerin haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceği yönünde bir düzenleme yapılmamıştır.
İcra müdürlüğünün bir işleminden zarar gördüğünü bildiren her ilgi, o işlem hakkında şikayet yoluna başvurabilir. Başka bir deyimle bir işlemin iptalinde hukuki menfaati olan herkes şikayet yoluna başvurabilir. Bir kimsenin, bir işlemin iptal edilmesinde veya düzeltilmesinde hukuki yararı vardır diyebilmek için o işlemin doğrudan doğruya kendi hukuki durumuna ilişkin olması ve zararının bulunması gerekir. Borçlunun ve ailesinin geçimi için haczedilmezliği kabul edilmiş olan mal ve hakların haczedilmesine karşı borçlunun eşine şikayet hakkı tanınmalıdır. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2006 basım sayfa: 99).
Anayasa Mahkemesinin 2016/10454 başvuru numaralı, 12/12/2019 tarihli (Emine Göksel başvurusu) ve 2019/28943 başvuru numaralı 08.02.2023 günlü (Muteber Bayraktar) kararlarında borçlu dışında ayrıca borçlunun eşinin de meskeniyet şikayeti hakkının olduğu kabul edilmiş olması karşısında borçlu eşi olan şikayetçinin, meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı olduğu kabul edilmiştir.
İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan evden maksat, yerel geleneklere yani mahalli örf ve adete göre mesken (konut) olarak kullanılmaya elverişli yerlerdir. Bağımsız ev, apartman dairesi, kat mülkiyeti kanununa tabi bağımsız bir bölüm veya bir apartmandaki paylı mülkiyet veya el birliği mülkiyeti payı, İİK'nun 82/1-12. maddesi kapsamında mesken sayılır. Ancak; borçlunun boş arsası mesken sayılmaz. Eğer borçlu, boş arsa üzerine haciz tarihinden önce bina inşa etmiş ise, borçlu bu ev için meskeniyet şikayetinde bulanabilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, sayfa: 513). Haczedilmezlik şikayetinde önemli olan, meskenin, bina (muhtesat) olarak tapulu ya da tapusuz oluşu değil, borçlunun haline münasip olup olmadığıdır.
Takip hukukunda asıl olan borcun ödenmesi olduğundan, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın yerde meskeninin bulunması zorunlu olmadığı için borçlunun sosyal ve ekonomik durumuna uygun ve daha mütevazı niteliklere sahip yerlerde daha küçük haline münasip meskeni edinebileceği miktarın belirlenmelidir. (Yargıtay 12 Hukuk Dairesi 2019/10987 Esas - 2020/6214 Karar sayılı kararı).
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda arsa vasfında olan taşınmaz üzerinde konut niteliğine haiz yapı bulunduğu, borçlu ve eşinin iki çocukları ile birlikte bu evde ikamet ettikleri ve astım hastası olan borçlunun annesinin de aynı binanın başka dairesinde ikamet ettiği ve ihtiyaçlarının borçlu ve eşi tarafından karşılandığı, çocukların okulunun yürüme mesafesinde olduğu, taşınmazın değerinin 1.390.892,50 TL olduğu, şikayete konu taşınmaza uzak bir bölge olan sarılar mevkiinde 1.190.000TL'ye borçlunun haline münasip ev satın alabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olup mahkemece bilirkişi raporuna dayalı olarak şikayetin kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğrudur.
HMK'nun 326. maddesi gereğince; kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.
Şikayetin kısmen kabulüne karar verilmesi nedeni ile ilk derece mahkemesince, alacaklı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş olması ve alacaklının yargılama giderlerinden kısmen sorumlu tutulmuş olması doğrudur.
İleri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, şikayetçi ve alacaklının istinaf başvurusunun HMK'nun 353-(1)-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile;
1- Şikayetçinin ve alacaklının istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine,
2- Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların taraflar üzerinde bırakılmasına,
4- Taraflarca yatırılan istinaf gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
Dairemizin bu kararına karşı, İcra ve İflas Kanunu'nun 364/1 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361-(1). ve 365-(1). maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmek üzere temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 24/05/2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ : Meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının yalnızca borçluya ait olduğu, borçlu dışında üçüncü kişilerin bu hakkının bulunmadığı (12. H.D. 23/03/1995 3427/4225, 03.04.2017, 2016/13876 E., 2017/5261 K. HGK 03/07/1996 12/446-536), kararlarında açıklandığı üzere, İİK'nın 82/12.maddesinden faydalanma hakkının sadece takip borçlusuna ait olduğu, somut olayda meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmaza ait tapu kaydında şikayetçi 3. kişi lehine "aile konutu" şerhi yer olmuş olsa dahi takipte taraf sıfatı bulunmayan şikayetçi 3. Kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının olmadığından, alacaklının istinaf başvuru talebinin HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne ve şikayetin aktif husumetten reddine karar verilmesi gerektiği kanaati ile çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7381
KARAR NO : 2024/3595
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 24.05.2023
NUMARASI : 2023/1143 - 2023/1446
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı ve davacı/3. kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi Yasemin Kiremitci tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı üçüncü kişi icra mahkemesine başvurusunda; meskeniyet şikayetinde bulunarak, haczin kaldırılması talebinde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince şikayetin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, bu karar, borçlunun eşinin de meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı olduğu, işin esasının incelenmesi yönünde Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılmış, yeniden yapılan yargılama sonucu, şikayetin kısmen kabulüne, taşınmazın 1.190.000,00 TL'den aşağı olmamak üzere satılmasına karar verilmiş, istinaf yoluna başvuru sonucu İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Takip dosyasının tarafı olmayan 3. kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı olmadığı kanuni düzenleme ve Yargıtay içtihatları ile istikrarlı şekilde uygulanmakta olup, haczedilmezlik şikayetinin ancak takip borçlusu tarafından ileri sürebileceği, borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlı bu hakkın borçlu haricindeki kişilerce ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, Anayasa Mahkemesi kararında; aile konutu kavramı ile haline münasip ev kavramı arasında özdeşlik kurulmuş ise de; her iki kavramın özdeş olmadığı, 2004 Sayılı Kanunun 82. maddesinde "borçlunun haline münasip evi" kavramı kullanılmış olup, kanun koyucunun amacının meskeniyet iddiasında bulunma hakkını sadece borçluya tanımak olduğu, borçlu haricindeki kişilere yorum yolu ile dava açma hakkı tanınmasının olanaklı olmadığı, bu nedenle somut olayda uyuşmazlıklara İİK'nın ilgili maddeleri uygulanmalıdır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 24.05.2023 tarih ve 2023/1143 E. - 2023/1446 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Manavgat İcra Hukuk Mahkemesinin 23.02.2023 tarih, 2022/475 Esas, 2023/102 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A. TUNCAL N. ŞİMŞEK M. ÇAMUR S. ÖZTEMİZ Y. ÇİFTCİ
BİLGİ : “İhaleden önce aile konutu şerhi bulunan taşınmazda borçlunun eşi de ihalenin feshini talep edebilir” şeklindeki Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 03 Haziran 2021 tarihli kararı için bkz.
“Aile konutu şerhi koyduran mâlik olmayan eş, meskeniyet şikayetinde bulunamaz” şeklindeki Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 19 Haziran 2023 tarihli kararı için bkz.
MESKENİYET İDDİASINDA BORÇLU HARİCİNDEKİ KİŞİLERE YORUM YOLU İLE DAVA AÇMA HAKKI TANINMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
23. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1143
KARAR NO : 2023/1446
DAVANIN KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)
KARAR YAZIM TARİH : 25/05/2023
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkikinin istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi üçüncü kişi, eşinin borcundan dolayı aile konutu olarak kullandıkları taşınmazın haczedildiğini, borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceğini, Anayasa Mahkemesinin 2016/10454 bireysel başvuru sayılı 12.12.2019 tarihli kararı ile haczedilmezlik şikayetinin borçlunun eşi tarafından da ileri sürülebileceğinin kabul edildiğini beyanla haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/156 Esas -2021/241 Karar sayılı kararı ile, meskeniyet şikayetinin sadece takip borçlusuna tanınmış bir hak olduğunu, şikayetçinin taşınmaz maliki olmadığı gibi takipte borçlu sıfatının da bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Dairemiz 2021/2967 Esas -2022/1915 Karar sayılı kararı ile Anayasa Mahkemesinin 2016/10454 başvuru numaralı, 12/12/2019 tarihli (Emine Göksel başvurusu) kararı ile borçlu eşinin meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olmasını, Anayasa'nın 20. Maddesi ile güvence altına alınan aile aile hayatına saygı hakkının ihlali niteliğinde olduğu kabul edilerek, hak ihlalinin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılma üzere kararın bir örneğinin yerel mahkemeye gönderilmesine karar verildiği, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru sonucunda verdiği ihlal kararları her ne kadar sadece başvuruda bulunan kişi ve başvuruya konu idari işlem ya da karar açısından geçerli ve bağlayıcı ise de Anayasa Mahkemesinin saptadığı hak ihlalinin, mahkeme kararından kaynaklandığının tespit edilmiş olması karşısında yargılamanın yenilenmesi sebebi olabilecek bu hususun, derece mahkemelerinde yargılaması devam eden davalarda da göz önüne alınması gerektiği, borçlu eşinin meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı olduğu gerekçesi ile davacının istinaf başvuru talebinin HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne karar verilmiştir.
İcra Hukuk Mahkemesince, bilirkişi raporuna dayalı olarak davaya konu taşınmazın değerinin 1.390.892,59 TL olduğu, borçlunun bakmakla yükümlü olduğu eşi ve ik çocuğu bulunduğu, haline münasip ev değerinin ise 1.190.000TL olacağı, borçlunun hasta annesine bakması ve çocukların okula yürüme mesafesinde bulunmaları nazara alındığında borçlunun bu taşınmazı kullanmaya devam etmesinin sosyal ve ekonomik hayatının devamlılığı açısından önemli olduğu, ancak, 200.892,59-TL fark ile dosya borcunun kapatılmasının mümkün olduğu, borçlunun sosyal ve ekonomik hayatının devamlılığının bütün külfetini alacaklıya yükletilemeyeceği gerekçesi ile şikayetin kısmen kabulüne, taşınmazın 1.190.000TL'den az olmamak üzere satışına, bu miktarın borçluya ödenmesine karar verilmiştir.
Şikayetçi vekili dilekçesinde özetle, bilirkişiler tarafından internet üzerinden temin edilen ilana dayalı olarak haline münasip ev değeri belirlenmesinin hatalı olduğunu, taşınmaz fiyatlarındaki aşırı artış nedeni ile 1.190.000TL'ye stüdyo daire dahi satın alınamayacağını, yerel mahkemece alacak ve borçlunun menfaatlerinin dengelendiği belirtilmiş ise de müvekkilinin hayatını devam ettirebilmesi için zorunlu konut hakkını kaybetmesine neden olacağını, müvekkilinin ve ailesinin durumu göz ardı edilerek karar verildiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, şikayetin süresinde olmadığını, 103 davetiyesinin borçluya 28.12.2020 tarihinde tebliğ edilmesi nedeni ile davacının bu tarihte hacizden haberdar olduğunu, şikayete konu taşınmazın hukuken mesken olmadığını, arsa vasfı ile tapuya kayıtlı olduğunu, bu nedenle de şikayetin reddi gerektiğini, aksi kabul edilecek ise de arsa vasıflı taşınmaz üzerine haciz konulmuş olması nedeni ile müvekkiline atfedilecek kusur bulunmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Manavgat 1 İcra Dairesinin 2018/15298 Esas sayılı dosyasında, 83.970, 26 TL alacağın tahsili için İbrahim Şahin ve Alaattin Koçak aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatılmıştır. 723/4064 hissesi Alaattin Koçak adına kayıtlı Manavgat ilçesi 889 Ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerine da 13.03.2020 tarihinde haciz konulmuş alacaklı vekili 15.01.2021 tarihinde satış talep ederek satış avansı yatırmıştır. Hacze ilişkin davetiye borçluya 28.12.2020 tarihinde, kıymet takdir raporu ise 07.04.2021 tarihinde TK'nın 21/2 maddesi gereğince muhtara bırakılmak sureti ile tebliğ edilmiştir.
İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar.
Somut olayda, şikayetçinin hacizden haberdar olduğuna ilişkin olarak takip dosyasında herhangi bir belge bulunmadığı gibi davalı tarafından da bu yönde delil sunulmamıştır. Şikayetçinin eşine hacze ilişkin davetiye ve kıymet takdir raporu tebliğ edilmiş olması şikayetçinin hacizden haberdar olduğu anlamına gelmez. Öğrenme tarihinden itibaren süresi içinde şikayet yoluna başvurulduğu kabul edilmiştir.
İİK'nın 82. maddesinde hangi malların haczedilemeyeceği belirtilmiş olup kimlerin haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceği yönünde bir düzenleme yapılmamıştır.
İcra müdürlüğünün bir işleminden zarar gördüğünü bildiren her ilgi, o işlem hakkında şikayet yoluna başvurabilir. Başka bir deyimle bir işlemin iptalinde hukuki menfaati olan herkes şikayet yoluna başvurabilir. Bir kimsenin, bir işlemin iptal edilmesinde veya düzeltilmesinde hukuki yararı vardır diyebilmek için o işlemin doğrudan doğruya kendi hukuki durumuna ilişkin olması ve zararının bulunması gerekir. Borçlunun ve ailesinin geçimi için haczedilmezliği kabul edilmiş olan mal ve hakların haczedilmesine karşı borçlunun eşine şikayet hakkı tanınmalıdır. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2006 basım sayfa: 99).
Anayasa Mahkemesinin 2016/10454 başvuru numaralı, 12/12/2019 tarihli (Emine Göksel başvurusu) ve 2019/28943 başvuru numaralı 08.02.2023 günlü (Muteber Bayraktar) kararlarında borçlu dışında ayrıca borçlunun eşinin de meskeniyet şikayeti hakkının olduğu kabul edilmiş olması karşısında borçlu eşi olan şikayetçinin, meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı olduğu kabul edilmiştir.
İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan evden maksat, yerel geleneklere yani mahalli örf ve adete göre mesken (konut) olarak kullanılmaya elverişli yerlerdir. Bağımsız ev, apartman dairesi, kat mülkiyeti kanununa tabi bağımsız bir bölüm veya bir apartmandaki paylı mülkiyet veya el birliği mülkiyeti payı, İİK'nun 82/1-12. maddesi kapsamında mesken sayılır. Ancak; borçlunun boş arsası mesken sayılmaz. Eğer borçlu, boş arsa üzerine haciz tarihinden önce bina inşa etmiş ise, borçlu bu ev için meskeniyet şikayetinde bulanabilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, sayfa: 513). Haczedilmezlik şikayetinde önemli olan, meskenin, bina (muhtesat) olarak tapulu ya da tapusuz oluşu değil, borçlunun haline münasip olup olmadığıdır.
Takip hukukunda asıl olan borcun ödenmesi olduğundan, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın yerde meskeninin bulunması zorunlu olmadığı için borçlunun sosyal ve ekonomik durumuna uygun ve daha mütevazı niteliklere sahip yerlerde daha küçük haline münasip meskeni edinebileceği miktarın belirlenmelidir. (Yargıtay 12 Hukuk Dairesi 2019/10987 Esas - 2020/6214 Karar sayılı kararı).
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda arsa vasfında olan taşınmaz üzerinde konut niteliğine haiz yapı bulunduğu, borçlu ve eşinin iki çocukları ile birlikte bu evde ikamet ettikleri ve astım hastası olan borçlunun annesinin de aynı binanın başka dairesinde ikamet ettiği ve ihtiyaçlarının borçlu ve eşi tarafından karşılandığı, çocukların okulunun yürüme mesafesinde olduğu, taşınmazın değerinin 1.390.892,50 TL olduğu, şikayete konu taşınmaza uzak bir bölge olan sarılar mevkiinde 1.190.000TL'ye borçlunun haline münasip ev satın alabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olup mahkemece bilirkişi raporuna dayalı olarak şikayetin kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğrudur.
HMK'nun 326. maddesi gereğince; kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.
Şikayetin kısmen kabulüne karar verilmesi nedeni ile ilk derece mahkemesince, alacaklı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş olması ve alacaklının yargılama giderlerinden kısmen sorumlu tutulmuş olması doğrudur.
İleri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, şikayetçi ve alacaklının istinaf başvurusunun HMK'nun 353-(1)-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile;
1- Şikayetçinin ve alacaklının istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine,
2- Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların taraflar üzerinde bırakılmasına,
4- Taraflarca yatırılan istinaf gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
Dairemizin bu kararına karşı, İcra ve İflas Kanunu'nun 364/1 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361-(1). ve 365-(1). maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmek üzere temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 24/05/2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ : Meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının yalnızca borçluya ait olduğu, borçlu dışında üçüncü kişilerin bu hakkının bulunmadığı (12. H.D. 23/03/1995 3427/4225, 03.04.2017, 2016/13876 E., 2017/5261 K. HGK 03/07/1996 12/446-536), kararlarında açıklandığı üzere, İİK'nın 82/12.maddesinden faydalanma hakkının sadece takip borçlusuna ait olduğu, somut olayda meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmaza ait tapu kaydında şikayetçi 3. kişi lehine "aile konutu" şerhi yer olmuş olsa dahi takipte taraf sıfatı bulunmayan şikayetçi 3. Kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının olmadığından, alacaklının istinaf başvuru talebinin HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne ve şikayetin aktif husumetten reddine karar verilmesi gerektiği kanaati ile çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7381
KARAR NO : 2024/3595
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 24.05.2023
NUMARASI : 2023/1143 - 2023/1446
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı ve davacı/3. kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi Yasemin Kiremitci tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı üçüncü kişi icra mahkemesine başvurusunda; meskeniyet şikayetinde bulunarak, haczin kaldırılması talebinde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince şikayetin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, bu karar, borçlunun eşinin de meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı olduğu, işin esasının incelenmesi yönünde Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılmış, yeniden yapılan yargılama sonucu, şikayetin kısmen kabulüne, taşınmazın 1.190.000,00 TL'den aşağı olmamak üzere satılmasına karar verilmiş, istinaf yoluna başvuru sonucu İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Takip dosyasının tarafı olmayan 3. kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı olmadığı kanuni düzenleme ve Yargıtay içtihatları ile istikrarlı şekilde uygulanmakta olup, haczedilmezlik şikayetinin ancak takip borçlusu tarafından ileri sürebileceği, borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlı bu hakkın borçlu haricindeki kişilerce ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, Anayasa Mahkemesi kararında; aile konutu kavramı ile haline münasip ev kavramı arasında özdeşlik kurulmuş ise de; her iki kavramın özdeş olmadığı, 2004 Sayılı Kanunun 82. maddesinde "borçlunun haline münasip evi" kavramı kullanılmış olup, kanun koyucunun amacının meskeniyet iddiasında bulunma hakkını sadece borçluya tanımak olduğu, borçlu haricindeki kişilere yorum yolu ile dava açma hakkı tanınmasının olanaklı olmadığı, bu nedenle somut olayda uyuşmazlıklara İİK'nın ilgili maddeleri uygulanmalıdır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 24.05.2023 tarih ve 2023/1143 E. - 2023/1446 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Manavgat İcra Hukuk Mahkemesinin 23.02.2023 tarih, 2022/475 Esas, 2023/102 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A. TUNCAL N. ŞİMŞEK M. ÇAMUR S. ÖZTEMİZ Y. ÇİFTCİ
BİLGİ : “İhaleden önce aile konutu şerhi bulunan taşınmazda borçlunun eşi de ihalenin feshini talep edebilir” şeklindeki Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 03 Haziran 2021 tarihli kararı için bkz.
“Aile konutu şerhi koyduran mâlik olmayan eş, meskeniyet şikayetinde bulunamaz” şeklindeki Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 19 Haziran 2023 tarihli kararı için bkz.