KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

MUHDESATIN MÜLKİYETİNİN AİDİYETİNİN TESPİTİ İSTEĞİNİN, MUHDESATIN TESPİTİNİ DE KAPSADIĞI KABUL EDİLMELİDİR.

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/4660
Karar No      : 2023/5578

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 02.06.2022
SAYISI                                 : 2022/739 E., 2022/729 K.

Taraflar arasındaki muhdesatın tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşmalı temyiz istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı İ. Hayvan Ürün. Gıda. Tek. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili Av. S.A. ile diğer taraftan davalılar vekili Av. O.E. geldiler. Duruşma başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 21.11.2023 gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı İ. Şirketi vekili; tarafların paydaşı olduğu 2904 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki et kombinasını müvekkilinin tüzel kişilik kazandığı 28.03.2009 tarihinden itibaren tapu kayıt maliklerinin izniyle kiracı ve son olarak malik sıfatıyla eylemli olarak kullandığını, kombinanın tüm araç, gereç ve malzemeleri bizzat müvekkili tarafından satın alınıp tesis edildiğini belirterek dava konusu taşınmaz üzerindeki fabrikada montajı yapılıp kullanılan ve dilekçe ekinde liste halinde sunulan tüm araç, gereç ve malzeme mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen esas ve karar sayılı kararı ile; davacının muhdesat olduğunu ileri sürdüğü eklemelerin muhdesat mahiyetinde olmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenmesinin mümkün olduğu, bu nedenle işbu davada hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine, davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece bilirkişi raporunda işletmenin devamı için gerekli olduğu ve muhdesat olduğu tespit edilen bilirkişi raporuna rağmen aksi yönde karar verildiğini, bilirkişi raporunda kombine binasında yerinde tespiti istenen araç, gereç ve malzemelerden taşınmaz olanların sökülmesi halinde sadece hurda değerinin olacağının belirtildiğini, ayrıca davacı yanın 25.07.2019 tarihli cevap dilekçesinin sonuç kısmında mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ettiğini, yargılama sırasında bu talebe aykırı bir beyanda bulunmadığını, hakim tarafların talep sonucuyla bağlı olup fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılması gerektiğini belirterek hükmün kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın usulden reddine karar verildiğini, verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan iş yerinin müvekkillerin murisine ait olduğunu, bahsi geçen tesislerin davacıya ait olmadığını, davanın usulden değil esastan reddine karar verilmesi ayrıca davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek hükmün kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen esas ve karar sayılı kararı ile somut olayda makinelerin fabrikanın çalışma bütünlüğü içinde yer alıp muhdesat niteliğinin bulunmadığı, faydalı ve zorunlu masraflar için TBK'nin hükümleri uyarınca genel mahkemelerde alacak davası açabileceği, iddia edilenlerin muhdesat niteliği taşımaması nedeniyle davanın hukuki yarar nedeniyle reddine karar verilmesi ve bu nedenle de maktu vekalet ücreti takdirinde isabetsizlik bulunmadığı (Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2018/15675 E. 2021/1856 K sayılı ilamı), davalılar vekilinin cevap dilekçesinde yargılama giderlerine ilişkin beyanının ise maddi hatadan kaynaklandığı, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı ve davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili duruşmalı olarak temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu makine ve teçhizatın bütünleyici parça niteliğinde olduklarını, üzerindeki et entegre sistemine özgü parçalar olup sökülüp ayrıştırılması halinde hurda niteliğinde olacağını, Yargıtay içtihatlarına göre makine ve teçhizatların fabrikanın bütünleyici parçası niteliğinde olduğunu, salt fiziki olarak ayrılabilmesi nedeniyle muhdesat değil de eklenti olarak kabul edilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muhdesatın tespiti talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

3. Değerlendirme

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 684 üncü maddesine göre, bir şeye malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olduğu, 718 inci maddesine göre de, arazi üzerindeki mülkiyetin kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklanmıştır. Bütünleyici parça niteliğinde olmayıp her zaman için ana taşınmazdan sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşyalar ise teferruat niteliğindedir.

Kural olarak teferruat niteliğindeki eşyalar yönünden muhtesat aidiyeti davası açılamayacağı, iyileştirici nitelikteki giderlerden paya düşenden fazlasını ancak koşullarının varlığı halinde Borçlar Kanunu’nun 61 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile istenebileceği kuşkusuzdur. Eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğundan söz edilemez. Hemen belirtmek gerekir ki hukuki yarar dava koşuludur.

Bütünleyici parça nitelikli muhtesatın mülkiyetinin arzın mülkiyetine tabi olduğu, muhtesatın üzerinde bulunduğu taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin olamayacağı göz önünde tutulduğunda sadece davaya konu muhtesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmekle yetinilmesi, mülkiyet tespiti isteminin ise reddine karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Bu durumda muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatın tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir.

Ayrıca 6100 sayılı Kanun’un 266 ve devamı maddeleri uyarınca, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hâkim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.

Somut olayda; dava konusu taşınmaz üzerindeki fabrikada bulunan ve dava dilekçesinde liste halinde sunulan araç ve gereçlerin davacılara ait olduğu iddiasıyla eldeki dava açılmıştır. Dosya içerisinde bulunan 15.03.2021 havale tarihli bilirkişi raporu dava konusu talepleri karşılamaktan uzak olup denetime elverişli değildir. Mahkemece gerekirse yeniden keşif yapılarak, ek rapor alınmak suretiyle dava dilekçesinde belirtilen her bir parçanın fabrikanın faaliyet alanı da gözetilerek TMK’nin 684 maddesi kapsamında bütünleyici parça mı, yoksa 686 maddesi kapsamında eklenti niteliğinde mi olduğu bilimsel verilere dayalı olarak tespit edilmesi, taraf delilleri toplanarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Başkan             Üye                 Üye                      Üye                      Üye 
Hikmet Onat       Suna Türe      Gülfem Saygılı     Ramazan Ülger    Bayram Şen

BİLGİ : “Taşınmazın payının davacı adına tescil istemi tespit isteğini de kapsamaktadır” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30 Mayıs 2018 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/tasinmazin-payinin-davaci-adina-tescil-istemi-tespit-istegini-de-kapsamaktadir