KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

TASARRUFUN İPTALİ DAVASINDA USULÜNE GÖRE VERİLEN KESİN SÜRE İÇERİSİNDE KEŞİF ÜCRETİ YATIRILMADIĞI İÇİN İSPATLANAMAYAN DAVANIN REDDİ GEREKİR.

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2021/15727
Karar No      : 2023/11868

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 27.01.2021
SAYISI                                 : 2019/1916 E., 2021/120 K.

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlu Muzaffer K. aleyhine 10.07.2011 tanzim, 10.10.2016 vade tarihli 94.500,00 TL bedelli bonoya dayalı borcundan dolayı Denizli 2. İcra Müdürlüğü'nün 2016/6229 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, borcun ödenmediğini, ancak Denizli ili Bozkurt ilçesi Alikurt köyü 455 parsel sayılı 10.650 m² miktarlı tarla vasıflı taşınmazını 2.100,00 TL'ye diğer davalı üçüncü şahıs Arafat U.'a 11.02.2013 tarihinde danışıklı olarak devrettiğini, üçüncü kişi Arafat U.'ın ise taşınmazı 26.08.2014 tarihinde dava dışı dördüncü kişi Fatih Ş.'a devrettiğini, tasarrufa konu taşınmazın tapuda gösterilen satış bedeli ile serbest piyasa rayiç değeri arasında fahiş fark bulunduğunu, davalı üçüncü kişinin Denizli'de oturduğunu, Denizli'de çalıştığını, Denizli'ye 70 km uzaklıktaki tarlayı alıp çiftçilik yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek Denizli 2. İcra Müdürlüğü'nün 2016/6229 Esas sayılı dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olarak Denizli ili Bozkurt ilçesi Alikurt köyü 455 parsel sayılı 10.650 m² miktarlı tarla vasıflı taşınmazın davalılar arasında yapılan tasarrufunun iptaline, taşınmaz üçüncü kişi elinden çıkmış olduğundan bedelinin davalı üçüncü şahıstan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Arafat U. vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, dava şartlarının olmadığını, satışın gerçek satış olduğunu, davalının tapu siciline güvenerek taşınmazı satın aldığını ve 1,5 yıl sonra kârlı bir şekilde sattığını belirterek davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Muzaffer K.; davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın tasarrufun iptali ile dava konusu taşınmazın değerine göre tazmin talebine ilişkin olduğu, dolayısıyla taşınmazın değerinin keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak belirlenmesinde zorunluluk bulunduğu, keşif gider avansının usulüne uygun kalem kalem yazılarak belirlenmek suretiyle verilen kesin süre içinde yatırılmadığı, dolayısıyla keşif deliline dayanılamayacağı, keşif yapılıp taşınmazın devir tarihlerindeki değeri belirlenmeden karar verilmesinin de mümkün olmadığı, davacının davasını mevcut hale göre ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflarına yatırılması için süre verilen avansın, dava şartına yönelik olmayıp, delil avansı niteliğinde olduğunu, mahkemenin dava şartı niteliği yükleyerek davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davanın kabulü gerektiğini, devir işleminin gerçek değerin çok altında yapıldığını, davalı Arafat'ın 70 km uzaktaki bir taşınmazı almasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davalı 3.kişinin, borçlu Muzaffer'in mali durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olup olmadığının araştırılmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; belirtilen deliller toplanmadan (keşif ve bilirkişi tetkikatı yapılmaksızın) dava değerinin belirlenmesinin mümkün olmaması ve dolayısıyla infazı mümkün bir hüküm tesisinin kurulamaması nedeniyle davanın reddedilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunda bildirdiği sebepler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, keşif yapılıp dava konusu taşınmazın devir tarihlerindeki gerçek değeri belirlenmediğinden davacının davasını ispatlayamadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                     Üye              Üye                         Üye                               Üye
Kadri Özerdoğan     Ali Çolak     Hüseyin Tuztaş     Ömer Faruk Aydıner    Mehmet Arı

BİLGİ : “İspat yükü davacıda ise bilirkişi delil avansının yatırılmaması davanın esastan reddini gerektirir” şeklindeki Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 18 Nisan 2019 ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 28 Kasım 2019 tarihli kararları için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/ispat-yuku-davacida-ise-bilirkisi-delil-avansinin-yatirilmamasi-davanin-esastan-reddini-gerektirir

"Delil avansının yerine getirilmemesi halinde verilecek karar davanın esasına ilişkin olacaktır" şeklindeki Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 04 Aralık 2023 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/delil-avansinin-yerine-getirilmemesi-halinde-verilecek-karar-davanin-esasina-iliskin-olacaktir