
TASARRUFUN İPTALİNE İLİŞKİN OLARAK VERİLEN İHTİYATİ HACİZLE İLGİLİ ŞİKAYET, HACZİN İNFAZ EDİLDİĞİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜNÜN BAĞLI OLDUĞU İCRA MAHKEMESİNCE DEĞERLENDİRİLMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4111
KARAR NO : 2024/1390
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 10.03.2023
NUMARASI : 2023/212 - 2023/574
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Şeyma Başkan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlu vekili tarafından verilen şikayet dilekçesinde; alacaklılar tarafından genel mahkemede açılan tazminat davasında ihtiyati haciz kararının 16.07.2021 tarihinde verildiği, icra müdürlüğüne İİK'nın 261. maddesinde belirtilen 10 günlük süre içerisinde başvurulmadığı ve ihtiyati haczin uygulanmadığı, başvurunun 28.07.2021 tarihinde, süresinden sonra olduğu, süresinden sonra yapılan ihtiyati haczin geçersiz olduğu belirtilerek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini, talebin icra müdürlüğünce reddedildiğini belirterek icra müdürlüğünce verilen ret kararının iptali ile uygulanan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettikleri, ilk derece mahkemesince şikayetin kabul edilerek icra müdürlüğü kararının iptali ile uygulanan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklılar tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin resen görev nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
İİK'nın 261. maddesinde "Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar. İhtiyati haciz kararları, 79 dan 99 uncuya kadar olan maddelerdeki haczin ne suretle yapılacağına dair hükümlere göre icra edilir. İhtiyati haczin infazı ile ilgili şikayetler infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılır." düzenlemesi mevcut olup İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ihtiyati haciz, İİK'nın 281 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati hacizden farklı olduğundan, 10 günlük süre içerisinde kararın infazının istenmesinin zorunluluğu bulunmaktadır, asıl icra dosyasından infazı gerekli değildir ve infazına dair şikayetler infazı yapan icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesine yapılmaktadır.
İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası, borçlunun alacaklılarına zarar veren bazı tasarrufları davacı alacaklı bakımından, onun alacağı ölçüsünde hükümsüz hale getirmeye yarayan bir davadır. İptal davası ayni bir dava olmadığından iptal isteminin kabul edilmesi halinde, takip konusu alacak miktarı ile sınırlı olarak, takip konusu alacak ve faiz, masraf gibi eklentilerine yetecek oranda tasarrufun iptaline karar verilir ve alacaklıya dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi tanınır.
İİK’nın iptal davalarında yargılama usulü başlıklı 281. maddesinin 2. fıkrasında “Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir.” düzenlemesi mevcut olup, burada düzenlenen ihtiyati haciz kararı tasarrufun iptali davasının yargılaması sırasında alacaklının talebi üzerine mahkemece tedbir niteliğinde verilmiş bir karar olmakla birlikte 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir niteliğinde değildir. İptale tabi tasarruf konusu malın üçüncü kişinin elinden çıkmış olması halinde ise, onun yerine kaim olan miktar kadar üçüncü kişinin mal varlığına ihtiyati haciz konulabilecektir.
İİK’nın 281/2. maddesinde düzenlenmiş olan ihtiyati haciz, İİK'nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati hacizden farklı olduğundan, davayı kazanan davacı alacaklının, İİK’nın 281/2. maddesi kapsamındaki ihtiyati haczin dayanağı olan ilamı bir aylık süre içinde, icra dairesine ibraz etmesinin zorunluluğu bulunmamaktadır. İİK’nın 264/3. maddesi hükmü burada uygulanmayacağından, tasarrufun iptali davası sırasında verilen ihtiyati haciz, tasarrufun iptali kararı ile kesin hacze dönüşür. Bu nedenle İİK'nın 281/2. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararının, asıl icra dosyasından infazı gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; İzmir 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/220 esas sayılı dosyasında verilen 16.07.2021 tarihli ara karar ile "davalılar adına kayıtlı taşınır, taşınmaz ve 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine davacıların adli yardımdan faydalanıyor olması nedeniyle 6100 sayılı HMK' nun 85/1-a bendi gereğince teminatsız olarak 2.500.000,00 TL ile sınırlı olmak kaydı ile ihtiyati haciz konulmasına, ihtiyati haciz kararının 2004 Sayılı İİK'nın 261. maddesinde öngörülen 10 günlük süre içerisinde talep edilmesi halinde icra dairesine ibrazla yerine getirilmesine..." şeklinde ihtiyati haciz kararı verildiği, ihtiyati haciz kararının, borçlu hakkında devam eden İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2021/7648 Esas sayılı takip dosyasından infaz edilerek şikayetçiye ait menkul ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati haciz konulduğu görülmektedir.
İİK'nın 266. maddesinde; “Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararının İİK'nın 257. madde ve devamında düzenlenen haciz kararı olduğu, tedbir niteliği bulunmadığı, tazminat davasının konusunu oluşturan mala ilişkin olarak verilmeyip, mal kaçırılmasını önlemek amacıyla genel olarak verilen ihtiyati haciz kararı olduğu, bu haliyle somut uyuşmazlıkta İİK'nın 261/son maddesinin uygulanmasının gerektiği anlaşılmakla, şikayetin icraya konu haciz kararının infaz edildiği icra müdürlüğünün bağlı olduğu İcra Mahkemesince değerlendirilmesi gerekir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf isteminin esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 10.03.2023 tarih, 2023/212 E. - 2023/574 K. sayılı kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A. TUNCAL N. ŞİMŞEK G. HEYBET M. T. UYAR Y. ÇİFTCİ
BİLGİ : "Tedbirin infazıyla ilgili şikayetin ihtiyati tedbir kararını veren mahkemece incelenmesi gerekir" şeklindeki Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 15 Mart 2021 tarihli kararı için bkz.
TASARRUFUN İPTALİNE İLİŞKİN OLARAK VERİLEN İHTİYATİ HACİZLE İLGİLİ ŞİKAYET, HACZİN İNFAZ EDİLDİĞİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜNÜN BAĞLI OLDUĞU İCRA MAHKEMESİNCE DEĞERLENDİRİLMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4111
KARAR NO : 2024/1390
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 10.03.2023
NUMARASI : 2023/212 - 2023/574
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Şeyma Başkan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlu vekili tarafından verilen şikayet dilekçesinde; alacaklılar tarafından genel mahkemede açılan tazminat davasında ihtiyati haciz kararının 16.07.2021 tarihinde verildiği, icra müdürlüğüne İİK'nın 261. maddesinde belirtilen 10 günlük süre içerisinde başvurulmadığı ve ihtiyati haczin uygulanmadığı, başvurunun 28.07.2021 tarihinde, süresinden sonra olduğu, süresinden sonra yapılan ihtiyati haczin geçersiz olduğu belirtilerek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini, talebin icra müdürlüğünce reddedildiğini belirterek icra müdürlüğünce verilen ret kararının iptali ile uygulanan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettikleri, ilk derece mahkemesince şikayetin kabul edilerek icra müdürlüğü kararının iptali ile uygulanan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklılar tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin resen görev nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
İİK'nın 261. maddesinde "Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar. İhtiyati haciz kararları, 79 dan 99 uncuya kadar olan maddelerdeki haczin ne suretle yapılacağına dair hükümlere göre icra edilir. İhtiyati haczin infazı ile ilgili şikayetler infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılır." düzenlemesi mevcut olup İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ihtiyati haciz, İİK'nın 281 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati hacizden farklı olduğundan, 10 günlük süre içerisinde kararın infazının istenmesinin zorunluluğu bulunmaktadır, asıl icra dosyasından infazı gerekli değildir ve infazına dair şikayetler infazı yapan icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesine yapılmaktadır.
İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası, borçlunun alacaklılarına zarar veren bazı tasarrufları davacı alacaklı bakımından, onun alacağı ölçüsünde hükümsüz hale getirmeye yarayan bir davadır. İptal davası ayni bir dava olmadığından iptal isteminin kabul edilmesi halinde, takip konusu alacak miktarı ile sınırlı olarak, takip konusu alacak ve faiz, masraf gibi eklentilerine yetecek oranda tasarrufun iptaline karar verilir ve alacaklıya dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi tanınır.
İİK’nın iptal davalarında yargılama usulü başlıklı 281. maddesinin 2. fıkrasında “Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir.” düzenlemesi mevcut olup, burada düzenlenen ihtiyati haciz kararı tasarrufun iptali davasının yargılaması sırasında alacaklının talebi üzerine mahkemece tedbir niteliğinde verilmiş bir karar olmakla birlikte 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir niteliğinde değildir. İptale tabi tasarruf konusu malın üçüncü kişinin elinden çıkmış olması halinde ise, onun yerine kaim olan miktar kadar üçüncü kişinin mal varlığına ihtiyati haciz konulabilecektir.
İİK’nın 281/2. maddesinde düzenlenmiş olan ihtiyati haciz, İİK'nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati hacizden farklı olduğundan, davayı kazanan davacı alacaklının, İİK’nın 281/2. maddesi kapsamındaki ihtiyati haczin dayanağı olan ilamı bir aylık süre içinde, icra dairesine ibraz etmesinin zorunluluğu bulunmamaktadır. İİK’nın 264/3. maddesi hükmü burada uygulanmayacağından, tasarrufun iptali davası sırasında verilen ihtiyati haciz, tasarrufun iptali kararı ile kesin hacze dönüşür. Bu nedenle İİK'nın 281/2. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararının, asıl icra dosyasından infazı gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; İzmir 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/220 esas sayılı dosyasında verilen 16.07.2021 tarihli ara karar ile "davalılar adına kayıtlı taşınır, taşınmaz ve 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine davacıların adli yardımdan faydalanıyor olması nedeniyle 6100 sayılı HMK' nun 85/1-a bendi gereğince teminatsız olarak 2.500.000,00 TL ile sınırlı olmak kaydı ile ihtiyati haciz konulmasına, ihtiyati haciz kararının 2004 Sayılı İİK'nın 261. maddesinde öngörülen 10 günlük süre içerisinde talep edilmesi halinde icra dairesine ibrazla yerine getirilmesine..." şeklinde ihtiyati haciz kararı verildiği, ihtiyati haciz kararının, borçlu hakkında devam eden İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2021/7648 Esas sayılı takip dosyasından infaz edilerek şikayetçiye ait menkul ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati haciz konulduğu görülmektedir.
İİK'nın 266. maddesinde; “Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararının İİK'nın 257. madde ve devamında düzenlenen haciz kararı olduğu, tedbir niteliği bulunmadığı, tazminat davasının konusunu oluşturan mala ilişkin olarak verilmeyip, mal kaçırılmasını önlemek amacıyla genel olarak verilen ihtiyati haciz kararı olduğu, bu haliyle somut uyuşmazlıkta İİK'nın 261/son maddesinin uygulanmasının gerektiği anlaşılmakla, şikayetin icraya konu haciz kararının infaz edildiği icra müdürlüğünün bağlı olduğu İcra Mahkemesince değerlendirilmesi gerekir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf isteminin esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 10.03.2023 tarih, 2023/212 E. - 2023/574 K. sayılı kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A. TUNCAL N. ŞİMŞEK G. HEYBET M. T. UYAR Y. ÇİFTCİ
BİLGİ : "Tedbirin infazıyla ilgili şikayetin ihtiyati tedbir kararını veren mahkemece incelenmesi gerekir" şeklindeki Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 15 Mart 2021 tarihli kararı için bkz.