KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

TASFİYEYE KONU TAŞINMAZ ÜZERİNDE MAL REJİMİNİN SONA ERDİĞİ TARİHTE MEVCUT BULUNAN İNTİFA HAKKI DEĞERİNİN, TAŞINMAZIN DEĞERİNDEN MAHSUP EDİLMESİ GEREKİR.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/10447
Karar No      : 2024/1071

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Seydişehir 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ                                 : 12.05.2022
SAYISI                                 : 2022/7 E., 2022/142 K.

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın karar verilmesine yer olmadığına ve kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kadın ve davalı erkek mirasçısı Sultan ve diğerleri vekili ile davalı erkek mirasçısı Gülüzar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 1962 yılında evlendiklerini, 1740 parsel sayılı ev ile 6658 ada 10 parsel 20 nolu dükkanın evlilik birliği içinde alındığını, ilgili taşınmazların değerinin mahallinde bilirkişilerce tespiti gerektiği, tasfiye tarihindeki malların değerlerinin belirlenebilir olmadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL belirsiz katılma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili ıslah dilekçesinde; alacak taleplerini menfi ve müspet zarar karşılığı tazminat olarak ıslah ettiklerini belirterek; tarafların birlikte kazançları ile taşınmazları edindikleri ve ve yapıları birlikte yaptıkları gözetilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazlarında dava tarihi itibari ile değerlerinin 1/2 değerini karşılayan 50.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 24.12.2015 tarih ve 2014/702 Esas ve 2015/685 Karar sayılı kararı ile, taşınmazların edinme tarihi itibari ile edinilmiş mal olduğu, davacının 539.133,36 TL değerindeki bu taşınmazlardan dolayı 269.566,68 TL katılma alacağı bulunduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile, 269.566,68 TL alacağın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve katılma yoluyla davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.01.2019 tarih ve 2016/20006 Esas, 2019/463 Karar sayılı kararı ile, davalı vekilinin tasfiyeye konu 1740 parsel sayılı taşınmazın değerine ilişkin temyiz itirazlarının incelemesinde; taşınmazın keşif tarihi olan 16.09.2015 tarihi itibariyle belirlenen değeri olan 339.133,37 TL esas alınarak katılma alacağı hesaplanmışsa da, bu görüşe katılma olanağı bulunmadığı, şöyle ki, dosya içerisinde bulunan tapu kaydına göre 23.03.2009 tarihinde 99 yıllığına Gülüzar Y.D. isimli kişi lehine intifa hakkı tesis edildiği, mal rejimi sona erdiği anda mevcut olan malların o andaki durumları, nitelikleri göz önünde bulundurularak tasfiye (karar) tarihindeki sürüm değeri hesaplanması gerektiği, Mahkemece hükme esas alınan 01.10.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda taşınmazın değerine ilişkin belirleme yapılırken tapu kaydında bulunan intifa hakkı tesisine ilişkin şerhin göz ardı edildiği belirtilerek davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısman kabulü ile, hükmün bozulmasına; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 15.09.2020 tarih ve 2020/100 Esas, 2020/22 Karar sayılı kararı ile, 6658 ada 10 parsel 20 nolu dükkanın değerinin 200.000,00 TL olarak tespit edildiği, işbu taşınmazın değerinin bozma ilamına konu edilmediği, bozma ilamına konu 1740 parsel sayılı taşınmazın 24.12.2015 tarihi itibariyle değerinin bilirkişi tarafından 339.133,37 TL olarak tespit edildiği, bu değerden yine bilirkişi tarafından hesap edilen 67.826,67 TL değerindeki intifa hakkı değerinin indirilmesi gerektiği, bu kapsamda tasfiyeye konu taşınmazın değerinin 271.306,70 TL olarak kabul edilmesi gerektiği, bu durumda her iki taşınmazın toplam 471.306,70 TL değerinde oldukları, bu değerin yarısının 235.653,35 TL'ye tekabül edeceği; davacı ve davalının dava açıldıktan sonra vefat ettikleri, bu durumda davacı mirasçısı Fatma B.'ın miras payının 1/7 olduğu dikkat alınarak hesaplanan katılma alacağından miras hissesine düşen 33.664,76 TL'nin tahsiline karar verilmesi gerektiği; davacı ve davalının ortak mirasçıları eldeki dava bakımından davacı ve davalı sıfatına aynı anda sahip olduklarını, katılma alacağının davacı ve davalının ölümüyle mirasçılara geçtiğini, davacının Fatma B. dışındaki mirasçılarının aynı zamanda davalı sıfatına da sahip oldukları gözetildiğinde ortak mirasçılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; davacı-davalı mirasçıları Erol, Mustafa, Ramazan, Veli, Sultan, Soner'in aynı davada davacı ve davalı sıfatları birleştiğinden işbu mirasçılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacının mirasçısı Fatma'nın davasının kabulü ile, katılma alacağından miras hissesine düşen 33.664,76 TL'nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davacı-davalı mirasçıları Gülüzar, Erol, Mustafa, Ramazan, Soner, Sultan, Veli'den müştereken ve müteselsilen tahsiline yönelik verilen karara karşı, süresi içinde davacı kadın ve davalı erkek mirasçısı Sultan vekili ve davalı erkek mirasçısı Gülüzar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 20.05.2021 tarih ve 2021/1524 Esas, 2021/4147 Karar sayılı kararı ile, davacı kadın ve davalı erkek mirasçısı Sultan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; somut olayda, davalı Hüseyin'in 23.01.2017 tarihinde vefat ettiği, veraset belgesine göre mirasının 8 pay edilerek, 2/8 hissesinin eşi Gülüzar'a, kalan 6/8 hissesinin 1/8'er hisse olarak çocukları Erol, Mustafa, Ramazan, Veli, Sultan, Soner'e kaldığı; davacı Rukiye'nin de tarihinde vefat ettiği, veraset belgesine göre, mirasının 7 pay üzerinden birer hisse olarak çocukları Fatma ile Erol, Mustafa, Ramazan, Veli, Sultan, Soner'e kaldığı; Mahkemece, davacı ve davalının ortak mirasçıları olan ortak çocukları Erol, Mustafa, Ramazan, Veli, Sultan, Soner yönünden, alacaklı ve borçlu sıfatı birleşmiş ise de, her iki taraftan çocukların miras hisse oranlarının farklı olduğu göz önünde bulundurularak, alacak ve borçları mahsup edilerek bakiye alacak yönünden karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde miras payları gözardı edilerek karar verilmesi hatalı olduğu belirtilerek davacı kadın ve davalı erkek mirasçısı Sultan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına; davalı erkek mirasçısı Gülüzar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davalı erkek mirasçısı Gülüzar vekilinin vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının da bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 29.03.2022 tarihli raporda, davacı ve davalının ortak mirasçısı olan Erol, Mustafa, Ramazan, Veli, Sultan ve Soner'in 29.456,67 TL'den her iki taraf yönünden de sorumlu olduğu, bu sebeple her biri yönünden 29.456,67 TL'den toplam 176.739,96 TL katılma alacağı talebi yönünden alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiğinden; ancak işbu mirasçıların davacı kadın yönünden miras payları daha fazla olduğundan her biri yönünden fazladan 4.208,09 TL katılma alacağının mevcut olduğu, işbu katılma alacaklarından davalı erkek mirasçılarının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; davacı kadın mirasçısı Fatma'nın katılma alacağının ise miras payı oranına göre 33.664,76 TL olduğu, işbu katılma alacağından davalı erkeğin mirasçılarının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, son bozma ilamında taşınmazların değerine yönelik bozma yapılmadığı, bu hususun artık taraflar için usuli kazanılmış hak teşkil ettiği; davacı kadının yukarıda sayılan 6 mirasçısının alacaklı oldukları miktar olan 29.456,67 TL yönünden yine hem alacaklı hem de borçlu oldukları dikkate alınarak bu miktarlar yönünden vekâlet ücretine hükmedilmediği, yalnızca alacaklı oldukları miktarlar toplamı olan 25.251,60 TL üzerinden nispi vekâlet ücretinin hesaplandığı, işbu vekâlet ücretinin 5.100,00 TL'nin altında kalması nedeniyle maktu vekâlet ücretine hükmedilerek davalı erkek mirasçısı Gülüzar'dan tahsiline karar verildiği, davalı erkek mirasçısı Gülüzar da kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de konusuz kalan kısım olmasına rağmen reddedilen bir talep bulunmadığından iş bu taraf lehine vekâlet ücreti takdir edilmediği gerekçesiyle; davacı kadın mirasçısı Fatma yönünden davanın kabulü ile; miras hissesine düşen 33.664,76 TL'nin karar tarihi olan 12.05.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkek mirasçıları Gülüzar, Erol, Mustafa, Ramazan, Soner, Sultan, Veli'den müştereken ve müteselsilen tahsiline; davacı kadın mirasçıları Erol, Mustafa, Ramazan, Soner, Sultan, Veli yönünden her biri için ayrı ayrı 4.208,09 TL katılma alacağının karar tarihi olan 12.05.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkek mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsiline; davacı kadın mirasçıları Erol, Mustafa, Ramazan, Veli, Sultan, Soner'in her birinin 29.456,67 TL'den toplam 176.739,96 TL katılma alacağı talepleri yönünden alacaklı ve borçlu sıfatları birleştiğinden bu alacak için karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

 Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek mirasçısı Gülüzar vekili ve davacı kadın ve davalı erkek mirasçısı Sultan ve diğerleri vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı erkek mirasçısı Gülüzar vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazların davalının kişisel malları ile alındığını, taşınmaz değerinin usulüne uygun belirlenmediğini, bilirkişi raporuna itirazların dikkate alınmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı kadın ve davalı erkek mirasçısı Sultan ve diğerleri vekili temyiz dilekçesinde; katılma alacağının güncel değere göre belirlenmesi gerektiğini, taşınmazların değerinin güncelliğini yitirdiğini, müvekkilleri lehine hükmedilen 4.208,09 TL alacaktan aynı zamanda müvekkillerinin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, bu şekilde çifte mahsup olacağını, intifa hakkı değerinin hesaplanmasının hatalı olduğunu, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını, her bir davacı mirasçısı yönünden ayrı ayrı vekâlet ücreti hükmedilmesi gerekirken tek hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kişisel mal savunması ve ispatı, taşınmazların değeri, usuli kazanılmış hak ve yargılama giderleri ile vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı erkek mirasçısı Gülüzar vekilinin tüm, davacı kadın ve davalı erkek mirasçısı Sultan ve diğerleri vekilinin aşağıdaki paragraf dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda, tasfiye konusu taşınmazlar yönünden davacı kadının katılma alacağı miktarının Mahkemenin 15.09.2020 tarihli kararı ile kesinleştiği, işbu karar ile tasfiyenin gerçekleştirildiği ve davacı lehine faiz başlangıcı yönünden usulü kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmakla, Mahkemece, belirlenen katılma alacağına tasfiye tarihi olan 15.09.2020 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, usuli kazanılmış hak göz ardı edilerek son karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verildiği; Mahkemece davacı kadın ve davalı erkeğin mirasçılarının her iki taraf yönünden miras payı oranları ile alacaklı borçlu sıfatlarının birleşmesi gözetilerek mirasçıların hak ettiği alacak miktarı doğru belirlenmiş ise de, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle bütün mirasçıların miras payları oranında sorumlu olduğu göz ardı edilerek alacakların “müştereken ve mütesilsilen tahsiline” karar verildiği, ayrıca yargılama giderleri ile vekâlet ücreti yönünden de mirasçıların miras payları oranında sorumlu olduğu göz ardı edilerek karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, az önce açıklanan sebeplerle hatalı karar verilmiş olup bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki; bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının temyiz edenin sıfatı, temyiz sebepleri ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı erkek mirasçısı Gülüzar vekilinin tüm, davacı kadın ve davalı erkek mirasçısı Sultan ve diğerleri vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı kadın ve davalı erkek mirasçısı Sultan ve diğerleri vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) nolu bendinde yer olan “... karar tarihi olan 12.05.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hüseyin T. mirasçıları Gülüzar Y.T., Erol T., Mustafa T., Ramazan T., Soner T., Sultan Can, Veli T.'dan müştereken ve müteselsilen ...” ibaresinin çıkarılarak yerine “... 15.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hüseyin T. mirasçısı Gülüzar Y.T.'dan ...” ibaresinin yazılması; hüküm fıkrasının (2,3,4,5,6 ve 7) nolu bentlerinde yer alan “... karar tarihi olan 12.05.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hüseyin Taşçı mirasçılarından müştereken ve müteselsilen ...” ibarelerinin çıkarılarak yerine “... 15.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hüseyin T. mirasçısı Gülüzar Y.T.'dan ...” ibarelerinin yazılması; hüküm fıkrasının (9) nolu bendinde yer alan “...AAÜT'ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı Hüseyin T. mirasçısı Gülüzar Y.T.'dan alınarak iş bu davacı mirasçılarına ...” ibaresinin çıkarılarak yerine “...AAÜT 13/2'nci maddesine göre her bir mirasçı yönünden hesaplanan 4.208,09 TL vekalet ücretinin davalı Hüseyin T. mirasçısı Gülüzar Y.T.'dan alınarak iş bu davacı mirasçılarına ayrı ayrı ...” ibaresinin yazılması; hüküm fıkrasının (12) nolu bendinde yer alan “... muris Hüseyin T.'nın mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsili ile muris Rukiye A. mirasçılarına ödenmesine ...” ibaresinin çıkarılarak yerine “... davacı kadın ve davalı erkek mirasçılarının miras payı oranları ile alacaklı borçlu sıfatlarının birleşmesi gözetilerek davacı Rukiye A. mirasçıları Erol T., Mustafa T., Ramazan T., Veli T., Sultan Can ve Soner T.'nın her biri için ayrı ayrı 116,35 TL'nin, davacı Rukiye A. mirasçısı Fatma B.'a için 1.628,61 TL'nin davalı Hüseyin T. mirasçısı Gülüzar Y.T.'dan alınmasına ...” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Gülüzar'a yükletilmesine,

İstek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                          Üye                               Üye                 Üye                Üye
Mehmet Kasım Çetin    Ayşe Albayrak Doğan    Çetin Durak    Sevil Kartal     Hatıran Alper