KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

TEBLİGAT USULSÜZ İSE BORÇLU VEYA VEKİLİNİN MAHKEMEYE VERDİĞİ DİLEKÇEDE YANLIŞLIKLA GECİKMİŞ İTİRAZ İBARESİNİ KULLANMIŞ OLMASI ÖNEMSİZDİR.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2023/7400
KARAR NO    : 2024/5690

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           : 
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
TARİHİ                     : 06.07.2023
NUMARASI             : 2023/777 - 2023/1146

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Yasemin Kiremitci tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Borçlu T.v.Ç.E. Vakfının icra mahkemesine başvurusunda, icra dosyasında borçlu vakıf adına, vakıf yetkilisinin elektronik tebligat adresine tebliğ edilen ödeme emri tebliğine ilişkin gecikmiş itiraz, bununla birlikte borca itiraz ve mükerrer takip iddialarında bulunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, gecikmiş itiraz dışındaki sair itirazlarının, takibin ilamsız takip olması nazara alınarak icra müdürlüğüne yapılması gerektiği, gecikmiş itiraz iddiasının da soyut mahiyette olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Borçlu vakıf tarafından kararın istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu, bu hususta şikayetin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yeni içtihatları uyarınca ilamsız takipte mükerrerlik iddiasının, borca itiraz olduğu yönündeki kabulde değişikliğe gidilerek, icra mahkemesince şikayet yolu ile incelenebileceği, aynı alacağa ilişkin Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2020/9805 Esas sayılı dosyası ile takip başlatılması nedeniyle derdestlik iddia edilmiş ise de, bu takibin iptaline karar verilmesinden sonra, şikayete konu takibin başlatıldığı dikkate alındığında derdestliğin söz konusu olmadığı, diğer itirazların takibin şekline göre icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Karar süresi içinde borçlu vakıf tarafından temyiz edilmiştir.

İcra dosyasının incelenmesinde borçlu vakfın UETS adresine ödeme emrinin 12.10.2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.

Borçlu vakfın iddiası, vakıf adına elektronik tebligat adresi oluşturulmuş ise de, kendilerinin böyle bir tebligat adresinden haberlerinin olmadığı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünün bu başvuruyu kendi adlarına yaptığı, yine bilgileri dışında Vakıflar Genel Müdürlüğünün UETS adresini PTT ile yazışmalar sonucu aktive ettiği ancak kendilerine bildirim yapılmadığıdır.

Dosya kapsamında Vakıflar Genel Müdürlüğü ile yazışmalar yapılmış, PTT'ye başvurunun vakıf adına Vakıflar Genel Müdürlüğünce yapıldığı, yine UETS adresinin Vakıflar Genel Müdürlüğü talebi doğrultusunda aktive edildiği, Vakıflar Genel Müdürlüğünce hesap bilgilerinin e-posta yoluyla borçlu vakıf ile paylaşıldığı ve ayrıca internet sitesinde de ilan edildiği bildirilmiştir.

7201 sayılı Tebligat Kanunu Ek Madde 2 uyarınca;

"Oluşturulan elektronik tebligat adresleri, adres sahiplerine teslim edilmek üzere, ilgili kurum, kuruluş veya birliğe gönderilir; 7/a maddesinin ikinci fıkrası kapsamında kalan kişilere ise doğrudan teslim edilir. Bu adresler, adres sahibine teslim edildikten sonra 1 inci madde uyarınca tebligat çıkarmaya yetkili makam ve mercilerin kullanımına sunulur.

Kurum, kuruluş veya birlikler ile gerçek veya tüzel kişilerin 7/a maddesi uyarınca elektronik tebligat zorunluluğuna tabi olmaları veya bunlar hakkında elektronik tebligat zorunluluğunun ortadan kalkması hâllerinde gerekli bildirimler, ilgili kurum, kuruluş veya birlik tarafından bir ay içinde yapılır ve bildirimi takip eden bir ay içinde Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından gerekli işlem yapılır.

Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, elektronik tebligat sisteminin yürütülmesi için gerekli bilgi ve belgeleri ilgili kurum, kuruluş veya birliklerden ister. İlgili kurum, kuruluş veya birlikler, talep edilen bilgi ve belgeleri Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketine göndermek zorundadır."

Tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olanlar başlığı altında, Elektronik Tebligat Yönetmeliğinin 5. maddesinin f bendi uyarınca; "Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri" denilmekte olup, borçlu vakfa tebligatların elektronik yolla yapılmasının zorunlu olduğu, aynı yönetmeliğin 6. maddesi; " 5. maddenin birinci fıkrası kapsamında kalanlar için başvuru, zorunluluğun başladığı tarihten itibaren bir ay içinde ilgili kurum, kuruluş veya birlik tarafından PTT'ye yapılır "hükmü gereği borçlu vakıf adına Vakıflar Genel Müdürlüğünce PTT'ye başvurunun yapılabileceği görülmüştür.

Ancak dosya kapsamında borçlu adına elektronik tebligat adresinin, Vakıflar Genel Müdürlüğünce alınıp aktive edildikten sonra, hesap adresinin kendi sitesinde ilan edildiği ve borçluya e-posta yoluyla bilgi verildiği şeklinde cevap verilmiş ise de, buna dair yazılı belge bulunmamakla birlikte, e-posta yoluyla bildirim yapılması da ilgili kanun ve yönetmelik maddeleri değerlendirildiğinde usulsüzdür.

Bu kapsamda borçlunun gecikmiş itiraz başvurusu değerlendirildiğinde; gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Usulsüz tebligat durumunda gecikmiş itiraz yoluna başvurmaya gerek yoktur. Zira usulsüz tebligatta itiraz süresi henüz başlamamıştır. Süre, borçlunun tebligatı öğrendiğini bildirdiği tarihte başlar, oysa gecikmiş itirazda itiraz süresi başlamıştır, ancak borçlu ortaya çıkmasında kusursuz olduğu bir engel nedeniyle itirazda bulunamamıştır. (HGK 05/06/1991 1991/12-258 E, 1991/344 K)

Tebligat usulsüz ise borçlu veya vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede yanlışlıkla gecikmiş itiraz ibaresini kullanmış olması önemsizdir. Zira hukuksal nitelendirmeyi yargıç resen yapar. Bu durumda yargıç dilekçeyi Tebligat Yasasının 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayet başvurusu olarak incelemelidir. Mahkeme tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayeti kabul ederse borçlunun usulsüz tebligatı öğrendiğini bildirdiği tarihin tebliğ tarihi olarak tespitine karar verir. (12. HD 2005/24651-2006/938)

Somut olayda ödeme emri tebliği usulüne uygun olmadığından, gecikmiş itirazın koşulları oluşmamıştır. Usulsüz tebliğin öğrenme tarihinin belirlenerek tebliğ tarihinin bu tarih olarak belirlenmesi gerekirken gecikmiş itirazın reddine karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 06.07.2023 tarih ve 2023/777 E. 2023/1146 K. sayılı kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 11.04.2023 tarih ve 2022/1389 E. 2023/551 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03.06.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan            Üye                 Üye                   Üye                  Üye
A. TUNCAL      N. ŞİMŞEK     G. HEYBET      S. ÖZTEMİZ     A. AYAN