TERDİT İLİŞKİSİ BULUNAN TALEPLERİN MAHKEMECE AYRILMASINDA BİLE, HEM ASLİ HEM DE FER'İ TALEBİN REDDEDİLMESİ DURUMUNDA DAVALI LEHİNE VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLEBİLİR.
T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/107
Karar No : 2025/2882
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 09.11.2023
SAYISI : 2021/801 E., 2023/1808 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalılar - karşı davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacı ile muris Rüştü S.’ın 26.11.1994 tarihinde evlendiklerini, davalıların murisin ilk evliliğinden olan çocukları olduğunu, murisin 29.11.1993 ve 18.11.1994 tarihlerinde dava konusu taşınmazları davalılara satış suretiyle devrettiğini, temliklerin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, murisin ilk eşinden olan çocuklarının devir tarihi olan 29.11.1993 tarihinde 13, 18, 24 ve 25 yaşlarında olduklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının davacının 1/4 miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline, 3. kişilere devredilen taşınmazlar yönünden davacının miras payına isabet eden değerin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiş, karşı dava yönünden iddianın doğru olmadığını belirterek karşı davanın reddini istemiş, asıl dava yönünden aşamada temlik edilen taşınmazlar bakımından HMK'nın 125. maddesi uyarınca tercihini bedel yönünden kullandıklarını bildirmiştir.
II. CEVAP
Asıl davada davalılar - karşı davada davacılar vekili; davacının evlilik birliği içinde tamamen murisin katkısı ile edindiği iki villa, iki otomobil, emekli maaşı ile veraseten intikal eden iki apartman dairesi olduğunu, murisin banka hesabında ölüm tarihi itibariyle bulunmayan para ile murisin evlilik döneminde toplamda en az 400.000,00 TL'yi aşan kira geliri olduğunu, bu maddi değerler üst üste konulduğunda en az 2.000.000,00 TL'ye yakın bir değere karşılık geldiğini, davacının murisin sağlığında ve ölümünden sonra edindiği bu maddi değerlere dava dilekçesinde değinmediğini, davacının keşide ettiği ve noter huzurunda düzenlenen mirastan feragat beyanı bulunduğunu, Edremit 3. Noterliğinin 009363 yevmiye ve 02.11.1998 tarihli feragatnamede "eşim Rüştü S.'ın sahibi bulunduğu tüm taşınır ve taşınmaz mallarından, SSK aylığından ölüm ya da boşanma halinde hiçbir hak talep etmeyeceğimi, feragat ettiğimi kabul, beyan ve taahhüt ederim." ifadesinin yer aldığını, davalıların aktif olarak çalıştıklarını ve gelir elde ettikleri dönemde diğer şirket ortağı sıfatı ile aldıkları hisseler olduğunu, davalılardan İpek adına yapılan tescillerde de kardeşler arasında ayrım olmaması adı altında bedeli kardeşi olan diğer davalılar tarafından ödenmek suretiyle temliklerin gerçekleştiğini, asıl davada davalılar - karşı davada davacılar ile murisi Rüştü S.'ın 26.11.1994 tarihinde evlendiğini, asıl davada davacı - karşı davada davalı Ayşe S.'ın ise terzilik yaptığını, gelir elde edemediğinden iş yerini kapattığını, sonraki süreçte ise ev hanımı olarak yaşamını sürdürdüğünü, öncesinde de bir mal varlığı ya da miras ile intikal eden bir gelirinin olmadığını, 1995 ve 2011 yıllarında asıl davada davacı karşı davada davalıya iki taşınmaz alındığını, bu taşınmazların ödemesinin bir kısmının nakit olarak, bir kısmının banka havalesi ve elden banka makbuzu ile tamamının muris tarafından yatırıldığını, bu taşınmazların 2222 parseldeki 1 nolu bağımsız bölüm ile 208 parseldeki 1 nolu mesken olduğunu, ortak hesaplardan ve doğrudan ya da dolaylı şekilde karşı davalıya para transferleri ve otomobil alımının gerçekleştiğini, davalılar ile muris arasındaki temliklerde muvazaalı bir temlikten bahsedilemeyeceğini, davalıların temlik konusu taşınmazların yapımında katkı sunduklarını, gerçek iradenin terekeden mal kaçırma olduğundan bahsedebilmenin mümkün olmadığını belirterek davacının davasının reddine, 2222 parseldeki 1 nolu bağımsız bölüm ile 1208 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümün tapu kayıtlarının iptali ile karşı davacıların miras payları oranında davacılar adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin kararı ile; muris tarafından davalılar olan çocuklarına yapılan tasarruflar karşılığında herhangi bir bedel alınmadığı, davaya konu taşınmazların bir kısmı yönünden, muris tarafından devir işlemlerinin ilk olarak 29.11.1993 tarihinde yapıldığı, bu tarihte murisin ilk eşi olan dava dışı Fatma S. ile evli olduğu, muris ile dava dışı Fatma S.'ın 30.12.1993 tarihinde boşandıkları, ilk devir işleminin yapıldığı 29.11.1993 tarihinde muris ilk eşinden boşanmamış olduğundan murisin ilk eşi olan Fatma S.'ın bu tarihte murisin mirasçısı olacağı, Fatma S. yönünden yapılan herhangi bir devir, tasarruf, paylaştırma işleminin bulunmadığı, muris tarafından daha sonra davaya konu edilen kalan taşınmazlar yönünden ise 18.11.1994 tarihinde devir işlemlerinin yapıldığı, bu tarihte davacının ilk eşinden boşandığı, davacı ile henüz evlenmediği ancak tasarruf işlemlerinin evlenmeden sekiz gün önce muris ile davacının evlilik aşamasında olduğu dönemde yapıldığı, yine davacı tarafından Edremit 3. Noterliğinin 02.11.1998 tarih 9363 yevmiye numaralı işleminde eşi Rüştü S. ile boşanmaları veya ölümü halinde taşınır veya taşınmaz mallarından veya SSK aylığından herhangi bir hak talep etmeyeceği ve feragat ettiği beyan edilmiş ise de işlem tarihinde murisin hayatta olduğu, murisle yapılmış bir sözleşme bulunmadığı, işlemde murisin herhangi bir beyanının ve rızasının bulunmadığı, bu nedenle geçerli bir feragat sözleşmesinden bahsedilemeyeceği gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, karşı davanın tapu iptal ve tescil yönünden 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yerinin bulunmadığı gerekçesi ile reddine, karşı davadaki terditli tenkis talebinin eldeki davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesi kararının asıl davada davalılar - karşı davada davacılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf isteğinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalılar - karşı davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davalılar tarafından bildirilen delillerin dikkate alınmadığını, davacının muris ile tanışmadığı dönemdeki tasarruflarının muris muvazaasına konu edilemeyeceğini, davacının mirastan feragat beyanının dikkate alınmadığı, murisin denkleştirme niyeti (davacıya da ekonomik kazandırmalar yapılmıştır) ve bu yöndeki tasarruflarının göz ardı edildiğini, davalıların bakım emeğinin ivazlı kazandırma olarak kabulü gerekirken değerlendirilmediğini, davalıların 1980’li yıllardan itibaren sigorta kayıtlarının olduğunu ve çalıştıklarını, tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, karşı davada terditli tenkis istekleri yönünden dava tefrik edilmesine rağmen asıl talep yönünden asıl davada davacı - karşı davada davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Asıl dava; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ile bedel, olmadığı takdirde tenkis; karşı dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris Rüştü S.’ın 13.03.2016 tarihinde öldüğü, geride 26.11.1994 tarihinde evlendiği davacı eşi Ayşe ile 30.12.1993 tarihinde boşandığı ilk eşinden olma çocukları davalılar İpek, Ahmet, Namık ve Faruk’un mirasçı olarak kaldığı, murisin 29.11.1993 ve 18.11.1994 tarihlerinde 587 ada 4 parseldeki 5 nolu bağımsız bölümün 1/2 payının tamamı ile 15 ve 16 nolu bağımsız bölümleri davalı İpek’e satış suretiyle temlik ettiği, davalı İpek’in 5 ve 15 nolu bağımsız bölümleri dava tarihinden önce, 16 nolu bağımsız bölümü aşamada dava dışı 3. kişilere devrettiği; murisin 587 ada 4 parseldeki 6 nolu bağımsız bölümün 1/2 payının tamamını davalı Ahmet’e satış suretiyle devrettiği, anılan davalının da taşınmazı dava tarihinden önce dava dışı 3. kişiye temlik ettiği; murisin 587 ada 4 parseldeki 13 nolu bağımsız bölümün 1/2 payının tamamını davalı Faruk’a satış suretiyle devrettiği, anılan davalının da taşınmazı dava tarihinden önce dava dışı 3. kişiye temlik ettiği; murisin 587 ada 4 parseldeki 14 nolu bağımsız bölümü davalı Namık’a satış suretiyle devrettiği, anılan davalının da taşınmazı dava tarihinden önce dava dışı 3. kişiye temlik ettiği; murisin 587 ada 4 parseldeki 21 ve 22 nolu bağımsız bölümlerin 1/2 payının tamamını davalılar Ahmet, Faruk ve Namık’a eşit paylarla ve satış suretiyle devrettiği, bu taşınmazların da dava tarihinden önce dava dışı 3. kişiye temlik edildiği; murisin 451 ada 13, 410 ada 10 ve 410 ada 394 (1/2 pay) parsel sayılı taşınmazlarını davalılar Ahmet, Faruk ve Namık’a eşit paylarla ve satış suretiyle devrettiği, davalıların bu taşınmazları yargılama aşamasında dava dışı 3. kişiye temlik ettikleri, murisin 613 ada 59 parseli de davalılar İpek, Ahmet, Faruk ve Namık’a eşit paylarla ve satış suretiyle devrettiği, davalı Ahmet’in 1/4 payını daha sonra diğer davalılara devrettiği, yargılama aşamasında dava dışı kişilere temlik edilen taşınmazlar yönünden davacının HMK’nın 125. maddesi uyarınca tercih hakkını bedelden yana kullandığı, karşı davada dava konusu edilen taşınmazların 451 ada 1 parseldeki ve 352 ada 2 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümler olduğu, bu taşınmazların dava dışı 3. kişi adına kayıtlı iken karşı davada davalı Ayşe adına tescil edildikleri anlaşılmaktadır.
Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl davada davalılar-karşı davada davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen asıl davaya yönelik tüm ve karşı davaya yönelik aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Asıl davada davalılar - karşı davada davacılar vekilinin karşı davaya yönelik temyiz itirazına gelince;
Karşı davada, aslilik - ferilik ilişkisi kurulmak suretiyle tapu iptali ve tescil isteğinin mümkün olmaması halinde tenkis isteğinde bulunulmuş, bir başka ifade ile tenkis terditli olarak talep edilmiş, İlk Derece Mahkemesince karşı davadaki tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, terditli tenkis isteğinin tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine ve asıl talep olan tapu iptal ve tescil talebi reddedildiğinden karşı davacılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 111. maddesinin 2. fıkrasında “Mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz." ve 326. maddesinin 1. fıkrasında “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.” düzenlemeleri mevcut olup terditli davada asıl talebin reddi, fer'i talebin kabulü halinde dava kısmen reddedilmiş olmaz; tam aksine tamamen kabul edilmiş olur. Böyle bir durumda yargılama giderlerinin tamamından davalı taraf sorumlu olur.
Somut olayda; terditli tenkis isteği yönünden tefrik edilen dosyanın halen derdest olduğu, terditli talep yönünden bir karar verilmediği, o halde karşı davada asıl talep yönünden de terditli talep değerlendirilmeden vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, tefrik edilen davada tenkis talebinin reddi halinde asıl davadaki tapu iptal ve tescil talebi de dikkate alınarak vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin hüküm tesisi doğru değildir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Asıl davada davalılar - karşı davada davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. Karşı davada davacılar vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının “Karşı Dava Yönünden” başlıklı hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkarılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenler asıl davada davalılar - karşı davada davacılara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.06.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Öznur Kakillioğlu Fikret Demir Metin Tepe Yakup Moğul İsmail Uçar
BİLGİ : Bu konuda hakkındaki çalışma için bkz. ARSLAN, Aziz Serkan, Terditli Dava Taleplerinin Ayrılması ve Buna İlişkin Sorunlar, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C: 16, S: 1, Y: 2025, s. 76-85.
TERDİT İLİŞKİSİ BULUNAN TALEPLERİN MAHKEMECE AYRILMASINDA BİLE, HEM ASLİ HEM DE FER'İ TALEBİN REDDEDİLMESİ DURUMUNDA DAVALI LEHİNE VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLEBİLİR.
T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/107
Karar No : 2025/2882
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 09.11.2023
SAYISI : 2021/801 E., 2023/1808 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalılar - karşı davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacı ile muris Rüştü S.’ın 26.11.1994 tarihinde evlendiklerini, davalıların murisin ilk evliliğinden olan çocukları olduğunu, murisin 29.11.1993 ve 18.11.1994 tarihlerinde dava konusu taşınmazları davalılara satış suretiyle devrettiğini, temliklerin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, murisin ilk eşinden olan çocuklarının devir tarihi olan 29.11.1993 tarihinde 13, 18, 24 ve 25 yaşlarında olduklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının davacının 1/4 miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline, 3. kişilere devredilen taşınmazlar yönünden davacının miras payına isabet eden değerin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiş, karşı dava yönünden iddianın doğru olmadığını belirterek karşı davanın reddini istemiş, asıl dava yönünden aşamada temlik edilen taşınmazlar bakımından HMK'nın 125. maddesi uyarınca tercihini bedel yönünden kullandıklarını bildirmiştir.
II. CEVAP
Asıl davada davalılar - karşı davada davacılar vekili; davacının evlilik birliği içinde tamamen murisin katkısı ile edindiği iki villa, iki otomobil, emekli maaşı ile veraseten intikal eden iki apartman dairesi olduğunu, murisin banka hesabında ölüm tarihi itibariyle bulunmayan para ile murisin evlilik döneminde toplamda en az 400.000,00 TL'yi aşan kira geliri olduğunu, bu maddi değerler üst üste konulduğunda en az 2.000.000,00 TL'ye yakın bir değere karşılık geldiğini, davacının murisin sağlığında ve ölümünden sonra edindiği bu maddi değerlere dava dilekçesinde değinmediğini, davacının keşide ettiği ve noter huzurunda düzenlenen mirastan feragat beyanı bulunduğunu, Edremit 3. Noterliğinin 009363 yevmiye ve 02.11.1998 tarihli feragatnamede "eşim Rüştü S.'ın sahibi bulunduğu tüm taşınır ve taşınmaz mallarından, SSK aylığından ölüm ya da boşanma halinde hiçbir hak talep etmeyeceğimi, feragat ettiğimi kabul, beyan ve taahhüt ederim." ifadesinin yer aldığını, davalıların aktif olarak çalıştıklarını ve gelir elde ettikleri dönemde diğer şirket ortağı sıfatı ile aldıkları hisseler olduğunu, davalılardan İpek adına yapılan tescillerde de kardeşler arasında ayrım olmaması adı altında bedeli kardeşi olan diğer davalılar tarafından ödenmek suretiyle temliklerin gerçekleştiğini, asıl davada davalılar - karşı davada davacılar ile murisi Rüştü S.'ın 26.11.1994 tarihinde evlendiğini, asıl davada davacı - karşı davada davalı Ayşe S.'ın ise terzilik yaptığını, gelir elde edemediğinden iş yerini kapattığını, sonraki süreçte ise ev hanımı olarak yaşamını sürdürdüğünü, öncesinde de bir mal varlığı ya da miras ile intikal eden bir gelirinin olmadığını, 1995 ve 2011 yıllarında asıl davada davacı karşı davada davalıya iki taşınmaz alındığını, bu taşınmazların ödemesinin bir kısmının nakit olarak, bir kısmının banka havalesi ve elden banka makbuzu ile tamamının muris tarafından yatırıldığını, bu taşınmazların 2222 parseldeki 1 nolu bağımsız bölüm ile 208 parseldeki 1 nolu mesken olduğunu, ortak hesaplardan ve doğrudan ya da dolaylı şekilde karşı davalıya para transferleri ve otomobil alımının gerçekleştiğini, davalılar ile muris arasındaki temliklerde muvazaalı bir temlikten bahsedilemeyeceğini, davalıların temlik konusu taşınmazların yapımında katkı sunduklarını, gerçek iradenin terekeden mal kaçırma olduğundan bahsedebilmenin mümkün olmadığını belirterek davacının davasının reddine, 2222 parseldeki 1 nolu bağımsız bölüm ile 1208 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümün tapu kayıtlarının iptali ile karşı davacıların miras payları oranında davacılar adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin kararı ile; muris tarafından davalılar olan çocuklarına yapılan tasarruflar karşılığında herhangi bir bedel alınmadığı, davaya konu taşınmazların bir kısmı yönünden, muris tarafından devir işlemlerinin ilk olarak 29.11.1993 tarihinde yapıldığı, bu tarihte murisin ilk eşi olan dava dışı Fatma S. ile evli olduğu, muris ile dava dışı Fatma S.'ın 30.12.1993 tarihinde boşandıkları, ilk devir işleminin yapıldığı 29.11.1993 tarihinde muris ilk eşinden boşanmamış olduğundan murisin ilk eşi olan Fatma S.'ın bu tarihte murisin mirasçısı olacağı, Fatma S. yönünden yapılan herhangi bir devir, tasarruf, paylaştırma işleminin bulunmadığı, muris tarafından daha sonra davaya konu edilen kalan taşınmazlar yönünden ise 18.11.1994 tarihinde devir işlemlerinin yapıldığı, bu tarihte davacının ilk eşinden boşandığı, davacı ile henüz evlenmediği ancak tasarruf işlemlerinin evlenmeden sekiz gün önce muris ile davacının evlilik aşamasında olduğu dönemde yapıldığı, yine davacı tarafından Edremit 3. Noterliğinin 02.11.1998 tarih 9363 yevmiye numaralı işleminde eşi Rüştü S. ile boşanmaları veya ölümü halinde taşınır veya taşınmaz mallarından veya SSK aylığından herhangi bir hak talep etmeyeceği ve feragat ettiği beyan edilmiş ise de işlem tarihinde murisin hayatta olduğu, murisle yapılmış bir sözleşme bulunmadığı, işlemde murisin herhangi bir beyanının ve rızasının bulunmadığı, bu nedenle geçerli bir feragat sözleşmesinden bahsedilemeyeceği gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, karşı davanın tapu iptal ve tescil yönünden 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yerinin bulunmadığı gerekçesi ile reddine, karşı davadaki terditli tenkis talebinin eldeki davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesi kararının asıl davada davalılar - karşı davada davacılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf isteğinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalılar - karşı davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davalılar tarafından bildirilen delillerin dikkate alınmadığını, davacının muris ile tanışmadığı dönemdeki tasarruflarının muris muvazaasına konu edilemeyeceğini, davacının mirastan feragat beyanının dikkate alınmadığı, murisin denkleştirme niyeti (davacıya da ekonomik kazandırmalar yapılmıştır) ve bu yöndeki tasarruflarının göz ardı edildiğini, davalıların bakım emeğinin ivazlı kazandırma olarak kabulü gerekirken değerlendirilmediğini, davalıların 1980’li yıllardan itibaren sigorta kayıtlarının olduğunu ve çalıştıklarını, tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, karşı davada terditli tenkis istekleri yönünden dava tefrik edilmesine rağmen asıl talep yönünden asıl davada davacı - karşı davada davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Asıl dava; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ile bedel, olmadığı takdirde tenkis; karşı dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris Rüştü S.’ın 13.03.2016 tarihinde öldüğü, geride 26.11.1994 tarihinde evlendiği davacı eşi Ayşe ile 30.12.1993 tarihinde boşandığı ilk eşinden olma çocukları davalılar İpek, Ahmet, Namık ve Faruk’un mirasçı olarak kaldığı, murisin 29.11.1993 ve 18.11.1994 tarihlerinde 587 ada 4 parseldeki 5 nolu bağımsız bölümün 1/2 payının tamamı ile 15 ve 16 nolu bağımsız bölümleri davalı İpek’e satış suretiyle temlik ettiği, davalı İpek’in 5 ve 15 nolu bağımsız bölümleri dava tarihinden önce, 16 nolu bağımsız bölümü aşamada dava dışı 3. kişilere devrettiği; murisin 587 ada 4 parseldeki 6 nolu bağımsız bölümün 1/2 payının tamamını davalı Ahmet’e satış suretiyle devrettiği, anılan davalının da taşınmazı dava tarihinden önce dava dışı 3. kişiye temlik ettiği; murisin 587 ada 4 parseldeki 13 nolu bağımsız bölümün 1/2 payının tamamını davalı Faruk’a satış suretiyle devrettiği, anılan davalının da taşınmazı dava tarihinden önce dava dışı 3. kişiye temlik ettiği; murisin 587 ada 4 parseldeki 14 nolu bağımsız bölümü davalı Namık’a satış suretiyle devrettiği, anılan davalının da taşınmazı dava tarihinden önce dava dışı 3. kişiye temlik ettiği; murisin 587 ada 4 parseldeki 21 ve 22 nolu bağımsız bölümlerin 1/2 payının tamamını davalılar Ahmet, Faruk ve Namık’a eşit paylarla ve satış suretiyle devrettiği, bu taşınmazların da dava tarihinden önce dava dışı 3. kişiye temlik edildiği; murisin 451 ada 13, 410 ada 10 ve 410 ada 394 (1/2 pay) parsel sayılı taşınmazlarını davalılar Ahmet, Faruk ve Namık’a eşit paylarla ve satış suretiyle devrettiği, davalıların bu taşınmazları yargılama aşamasında dava dışı 3. kişiye temlik ettikleri, murisin 613 ada 59 parseli de davalılar İpek, Ahmet, Faruk ve Namık’a eşit paylarla ve satış suretiyle devrettiği, davalı Ahmet’in 1/4 payını daha sonra diğer davalılara devrettiği, yargılama aşamasında dava dışı kişilere temlik edilen taşınmazlar yönünden davacının HMK’nın 125. maddesi uyarınca tercih hakkını bedelden yana kullandığı, karşı davada dava konusu edilen taşınmazların 451 ada 1 parseldeki ve 352 ada 2 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümler olduğu, bu taşınmazların dava dışı 3. kişi adına kayıtlı iken karşı davada davalı Ayşe adına tescil edildikleri anlaşılmaktadır.
Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl davada davalılar-karşı davada davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen asıl davaya yönelik tüm ve karşı davaya yönelik aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Asıl davada davalılar - karşı davada davacılar vekilinin karşı davaya yönelik temyiz itirazına gelince;
Karşı davada, aslilik - ferilik ilişkisi kurulmak suretiyle tapu iptali ve tescil isteğinin mümkün olmaması halinde tenkis isteğinde bulunulmuş, bir başka ifade ile tenkis terditli olarak talep edilmiş, İlk Derece Mahkemesince karşı davadaki tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, terditli tenkis isteğinin tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine ve asıl talep olan tapu iptal ve tescil talebi reddedildiğinden karşı davacılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 111. maddesinin 2. fıkrasında “Mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz." ve 326. maddesinin 1. fıkrasında “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.” düzenlemeleri mevcut olup terditli davada asıl talebin reddi, fer'i talebin kabulü halinde dava kısmen reddedilmiş olmaz; tam aksine tamamen kabul edilmiş olur. Böyle bir durumda yargılama giderlerinin tamamından davalı taraf sorumlu olur.
Somut olayda; terditli tenkis isteği yönünden tefrik edilen dosyanın halen derdest olduğu, terditli talep yönünden bir karar verilmediği, o halde karşı davada asıl talep yönünden de terditli talep değerlendirilmeden vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, tefrik edilen davada tenkis talebinin reddi halinde asıl davadaki tapu iptal ve tescil talebi de dikkate alınarak vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin hüküm tesisi doğru değildir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Asıl davada davalılar - karşı davada davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. Karşı davada davacılar vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının “Karşı Dava Yönünden” başlıklı hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkarılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenler asıl davada davalılar - karşı davada davacılara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.06.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Öznur Kakillioğlu Fikret Demir Metin Tepe Yakup Moğul İsmail Uçar
BİLGİ : Bu konuda hakkındaki çalışma için bkz. ARSLAN, Aziz Serkan, Terditli Dava Taleplerinin Ayrılması ve Buna İlişkin Sorunlar, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C: 16, S: 1, Y: 2025, s. 76-85.

