KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

VEKİLİN İSTİFASININ ASİLE TEBLİĞ EDİLMEMESİ SEBEBİYLE VEKALET GÖREVİNİN SONA ERDİĞİNDEN SÖZ EDİLEMEZ.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2019/12061
KARAR NO    : 2019/15183

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           :
 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
TARİHİ                     : 11/07/2019
NUMARASI             : 2018/1820 - 2019/1576
DAVACI                   : BORÇLU              : M.B.
DAVALILAR            : İHALE ALICILARI : S.A., M.G.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Kiraz Koyuncu Ceylan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Borçlu vekilinin, tüm tebligatların usulüne uygun olarak yapılmadığını, dosyada vekaletname olmasına rağmen vekile yapılması gereken tebligatların müvekkiline yapıldığını, dosya işlemlerinden müvekkilinin haberdar olamadığını, kıymet takdiri raporu da usulüne uygun tebliğ edilmediğinden müvekkilinin itiraz edemediğini, tek bilirkişi tarafından gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan tek taşınmaz gibi değerlendirilerek taşınmazlara değer biçildiğini ileri sürerek ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince şikayetin reddine ve para cezasına hükmedildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayete konu 1111 ada, 68 parselde kayıtlı 2 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın ihalesinin feshine yönelik şikayetinin dava şartı (hukuki yarar) yokluğundan usulden reddine, bu taşınmaz yönünden esasa girilmediğinden davacı hakkında para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına, şikayete konu 1111 ada, 68 parselde kayıtlı 1 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın ihalesinin feshine yönelik şikayetinin esastan reddine, İİK'nın 134/2 maddesi uyarınca bu taşınmazın ihale bedelinin % 10'u olan 190.100 TL para cezasının davacıdan Hazine yararına tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.

7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. 

Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK'nun 82. maddesinde "İstifa eden vekilinin vekalet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder." hükmü yer almaktadır.

Somut olayda, borçlu aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde (9) örnek ödeme emrinin borçlu Murat B.'a tebliğ edildiği, borçlunun vekil tayin ettiği Av. Mahmut Serhat K. ve Tülay Ö.K. tarafından yetkilendirilen Deniz G.'nin 14.01.2015 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, dosyaya sunulan İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin, 2014/4.6 Esas ve 2017/1.6 Karar sayılı menfi tespit (birleşilen asıl dosya) ve itirazın iptaline ilişkin ilamda, borçlunun menfi tespit davasındaki vekilinin de Av. İbrahim E. olduğu, Av. İbrahim E.'in Uyap sistemi üzerinden 17.08.2017 tarihinde vekillik görevinden istifa ettiğine dair dilekçe gönderdiği, icra dosyasında vekilin istifa dilekçesinin asile tebliğ edildiğine dair tebliğ mazbatasına rastlanmadığı, alacaklı vekilinin 05.10.2017 tarihinde kıymet takdiri raporunun asile tebliğ edilmesi isteminde bulunduğu, asile gönderilen kıymet takdiri raporunun 13.10.2017 tarihinde muhatabın adresten taşındığı gerekçesi ile bila tebliğ iade edildiği, bu kez Av. Mahmut Serhat K., Av. Tülay Ö.K. ve Av. Deniz G.'nin uyap sistemi üzerinden 30.11.2017 tarihinde vekillik görevinden istifa ettiklerini bildirir dilekçe gönderdikleri, icra dosyasında vekillerin istifa dilekçesinin asile tebliğ edildiğine dair tebliğ mazbatasına rastlanmadığı, bundan sonra kıymet takdiri raporu ve satış ilanının borçlu asilin mernis adresine yasal meşruhat verilmek suretiyle Tebligat Kanununun 21/2 maddesine göre tebliğ edildiği görülmüş olup, vekillerin istifasının borçlu asile tebliğ edilmemesi sebebiyle yasal olarak vekalet görevinin sona erdiğinden söz edilemez.

İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya, varsa vekiline tebliğ edilmelidir. Şikayet eden borçluya, varsa vekiline satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.

Bu durumda, icra dosyasında vekillerin vekalet görevinin devam ettiği ve vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından, kıymet takdiri raporu ve satış ilanının vekil yerine asile tebliğ edilmiş olması sebebiyle şikayete konu 1111 ada, 68 parselde bulunan 1 nolu bağımsız bölüme ilişkin ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, ihalenin feshi isteminin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Öte yandan, İİK'nun 128/a madddesi uyarınca; kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Kıymet takdir raporunun, borçlulaya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve takip dosyasında da borçlunun kıymet takdirine muttali olduğuna dair herhangi bir işlem bulunmadığı için, kıymet takdirine ilişkin hususların ihalenin feshi davası sırasında mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir.

İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.

Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazlardan 1111 ada, 68 parselde bulunan 2 nolu bağımsız bölümün, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğu ve borçlunun kıymet takdirine itiraz ettiği görülmektedir.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, 1111 ada, 68 parselde bulunan 2 nolu bağımsız bölüm yönünden, borçlunun, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, bu taşınmaz yönünden de yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nin 11.07.2019 tarih ve 2018/1820 E. - 2019/1576 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan               Üye                 Üye                Üye              Üye
A. TUNCAL        B. AZMAN       M. T. UYAR    S. MUTTA    İ. YAVUZ

BİLGİ : Bu konuya ilişkin olarak ve özellikle HMK m. 81 hükmünün icra takipleri açısından da uygulanması gerektiği konusunda bkz. KÖROĞLU, Anıl, Avukatın İstifasının Mevcut Davaya Etkileri, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C: 65, S: 4, Y: 2016, s. 3529-3538.

https://bit.ly/4dXi7Q5