YARGILAMA SIRASINDA TÜZEL KİŞİLİĞİ SON BULAN ŞİRKETİN İHYA EDİLMESİ İÇİN SÜRE VERİLMESİ GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/12-332
KARAR NO : 2019/614
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/11/2014
NUMARASI : 2014/524 - 2014/789
DAVACILAR-BORÇLULAR : 1- H.K.
2- A. Mobilya Gıda Teks.İt.İhr. San. Tic. A.Ş. vekilleri Av. U.Y.
DAVALI-ALACAKLI : K. Boru Profil Sac.İnş.San.Tic Ltd.Şti vekili Av. E.K.
Taraflar arasındaki “yetki, imza ve borca itiraz” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda Kayseri 3. İcra (Hukuk) Mahkemesince Kayseri İcra Dairelerinin yetkisizliğine, talep halinde icra dosyalarının Amasya İcra Dairelerine gönderilmesine dair verilen 04.03.2014 tarihli ve 2014/141 E., 2014/168 K. sayılı karar, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 13.05.2014 tarihli ve 2014/11708 E., 2014/14237 K. sayılı kararı ile;
“... Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Takip borçlularından Hüseyin K. ve A. Mobilya Gıda Teks. İt. İh. San. Tic. A.Ş. vekili icra mahkemesine başvurusunda, Kayseri 3. İcra Müdürlüğü'nün 2014/17.6 esas ve Kayseri 8. İcra Müdürlüğü'nün 2014/17.0 esas sayılı dosyaları yönünden Kayseri İcra Dairelerinin yetkisine itiraz ederek Amasya İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmiştir.
1- Kayseri 8. İcra Müdürlüğü'nün 2014/17.0 esas sayılı dosyası yönünden;
Somut olayda, özel hüküm olması sebebiyle uygulanması gereken İİK.nun 261. maddesindeki "Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar" şeklindeki düzenlemeye uygun olarak, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nden alınan ihtiyati haciz kararının aynı yer icra müdürlüğünde infaza konulmasında ve dolayısıyla anılan ihtiyati haciz kararı nedeniyle aynı icra dairesinde takip yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Bu nedenle mahkemece Kayseri 8. İcra Müdürlüğü'nün 2014/17.0 esas sayılı dosyası yönünden yetki itirazının reddi ile borçluların sair itirazları incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken anılan yasa maddesi gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
2- Kayseri 3. İcra Müdürlüğü'nün 2014/17.6 esas sayılı dosyası yönünden;
a) Tanzim tarihi 16.04.2013, vade tarihi 31.01.2014 olan 60.000 TL bedelli senet yönünden;
İİK.nun 50. maddesi göndermesiyle, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde ancak, TTK'nun 689/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir.
Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, yapılan yetki sözleşmesi, münhasır yetki sözleşmesi olacaktır. Taraflar, yetkili kıldıkları mahkemenin ve icra dairelerinin yanında, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkeme ve icra dairelerinin de yetkisinin devam etmesini, diğer bir anlatımla, münhasır olmayan yetki sözleşmesi yapmak istiyorlarsa, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekir. Öte yandan maddede belirtilen tacir sıfatının Türk Ticaret Kanununa göre tayin edilmesi gerekir.
Somut olayda, takibe konu bono incelendiğinde, keşideci ve lehtar, şirket niteliğinde olduklarından ve dolayısıyla tacir sıfatını haiz bulduklarından HMK.nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesi geçerlidir. Taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa takibin yetki sözleşmesinde belirlenen yerde başlatılması gerekir. Dayanak bonoda yetkili yer olarak Kayseri İcra Müdürlüğü belirlenmiştir.
O halde, mahkemece, keşideci A. Mobilya Gıda Teks. İt. İh. San. Tic. A.Ş. yönünden yetki itirazının reddi ile borçlunun sair itirazları incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, HMK.nun 17. maddesi hükmüne aykırı şekilde yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Avalist borçlu Hüseyin K. ise, tacir olmadığından HMK.nun 17. maddesi uyarınca yapılan yetki sözleşmesi kendisini bağlamaz. Bu sebeple yetki itirazının kabulü yönündeki karar, avalist borçlu Hüseyin K. yönünden doğru olup, icra dosyasının adı geçen borçlu yönünden tefriki ile yetkili icra dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
b) Tanzim tarihi 02.02.2013, vade tarihi 30.01.2014 olan 12.500 TL bedelli senet yönünden;
Dayanak bonoda yetkili yer belirlenmediğinden, mahkemece HMK'daki yetkiye ilişkin hükümler uyarınca tesis edilen yetki itirazının kabulü yönündeki hüküm doğru olup, anılan senet yönünden icra dosyasının tefriki ile yetkili icra dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir…”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Alacaklı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstem; kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan icra takibinde yetki, imza ve borca itiraza ilişkindir.
Borçlular vekili; müvekkilleri hakkında yapılan takipler neticesinde gönderilen ödeme emirlerinde de yazılı olduğu üzere müvekkillerinin adresinin Amasya olduğunu, Kayseri İcra Daireleri yetkisiz olup, Amasya İcra Dairelerinin yetkili olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilerek takibin tamamen iptaline karar verilmesini, ayrıca ödeme emirlerine takip konusu bonoların suretleri eklenmediğinden imza itirazlarının bulunduğunu ve müvekkillerinin takibe konu senetlerden dolayı alacaklıya borcu bulunmadığını, borcun tamamına itiraz ettiklerini belirterek yetki itirazlarının kabulüne, icra takiplerinin tedbiren durdurulmasına, usulüne uygun düzenlenmiş ödeme emri bulunmadığından ödeme emirlerinin iptaline, her iki icra dosyasındaki takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkemece; borçluların adresinin Amasya olduğu ve ödeme emrinin de Amasya adresinde tebliğ edildiği ve kambiyo senetlerine mahsus alacakların aranacak alacaklardan olup, borçlunun ikametgâhı mahkemesinin yetkili olduğu, borçluların yetki itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle yetki itirazının kabulü ile Kayseri İcra Dairelerinin yetkisizliğine, talep hâlinde icra dosyalarının Amasya İcra Dairelerine gönderilmesine dosya üzerinden karar verilmiştir.
Alacaklı vekilinin temyiz itirazı üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkemece önceki gerekçelere ek olarak; Kayseri 8. İcra Dairesinin 2014/17.0 esas sayılı dosyasında takibe konu senette keşide yerinin Amasya olduğu, borçlulara ödeme emrinin Amasya adresinde tebliğ edildiği, her ne kadar takibe Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/.8 D. İş sayılı ihtiyati haciz kararına istinaden başlanmış ise de İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 50. maddesinin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 12. maddesi yollaması sebebiyle ihtiyati haciz kararı alınan yer mahkemesi yetkisi geçerli ise de, 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK), Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 12. maddesine karşılık gelmek üzere herhangi bir düzenleme yapılmadığı, 01.10.2011 tarihinden sonraki takiplerde ihtiyati haciz kararı veren yer mahkemesi yollaması ile icra dairesi yetkisi kaldırıldığından genel yetki kuralları uygulanması gerektiğinden HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme ve icra dairesinin yetkili olduğu, ayrıca kambiyo senetlerine mahsus alacakların aranacak alacaklardan olup, borçlunun ikametgâhı mahkemesinin yetkili olduğu, borçluların yetki itirazının yerinde olduğu, Kayseri 3. İcra Dairesinin 2014/17.6 esas sayılı dosyasında da takibe konu senetlerde tanzim yerinin Amasya olduğu ve borçlulara ödeme emrinin Amasya adresinde tebliğ edilmiş olup, kambiyo senetlerine mahsus alacaklar aranacak alacaklar olduğundan bu dosya yönünden de borçluların yetki itirazının yerinde bulunduğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyize getirilmektedir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; borçlular vekili tarafından her iki icra takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce borçlu A. Mobilya Gıda Teks. İt. İhr. San. Tic. A.Ş’nin 01.10.2015 tarihinde Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden resen terkin edildiği anlaşılmakla; bu aşamada şirketin ihyasının gerekip gerekmediği ön sorun olarak tartışılmıştır.
Tüzel kişiler gerekli organlara sahip olmakla fiil ehliyetini kazanırlar (TMK m.49/1). Tüzel kişinin iradesi organı aracılığıyla açıklanır (TMK m.50/1). Tüzel kişinin organı aracılığıyla hukuki işlemler yapabilmesi için kanuna uygun biçimde kurulmuş olması yanında hukuki varlığını da sürdürüyor olması gerekir. Varlığı sona eren tüzel kişinin organı bulunduğundan söz edilemeyeceği gibi hukuki işlemlerin tarafı olarak adına işlemler yapılabileceğinden ve bu kapsamda bir davada taraf ehliyeti bulunduğundan da söz edilemez. Tıpkı ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmadığı gibi tüzel kişiliği sona eren ticaret şirketinin de taraf ehliyeti bulunmamaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 114/1-d maddesine göre taraf ehliyeti dava şartıdır. Dava şartlarının varlığının yargılamanın her aşamasında aranması gerekir. Dava sırasında mevcut olan dava şartı, yargılama sırasında ortadan kalkmış ve tamamlanabilir dava şartı ise bunun tamamlanması için ilgili tarafa süre verilmesi gerekir.
Bu itibarla temyiz incelemesi yapılabilmesi amacıyla alacaklı tarafa süre verilerek borçlu A. Mobilya Gıda Teks. İt. İhr. San. Tic. A.Ş’nin ihya edilmesi için direnme kararının yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, bozma sebebine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'na 5311 sayılı Kanunun 29. maddesi ile eklenen "Geçici Madde 7" atfıyla uygulanmakta olan aynı Kanun'un 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
YARGILAMA SIRASINDA TÜZEL KİŞİLİĞİ SON BULAN ŞİRKETİN İHYA EDİLMESİ İÇİN SÜRE VERİLMESİ GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/12-332
KARAR NO : 2019/614
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/11/2014
NUMARASI : 2014/524 - 2014/789
DAVACILAR-BORÇLULAR : 1- H.K.
2- A. Mobilya Gıda Teks.İt.İhr. San. Tic. A.Ş. vekilleri Av. U.Y.
DAVALI-ALACAKLI : K. Boru Profil Sac.İnş.San.Tic Ltd.Şti vekili Av. E.K.
Taraflar arasındaki “yetki, imza ve borca itiraz” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda Kayseri 3. İcra (Hukuk) Mahkemesince Kayseri İcra Dairelerinin yetkisizliğine, talep halinde icra dosyalarının Amasya İcra Dairelerine gönderilmesine dair verilen 04.03.2014 tarihli ve 2014/141 E., 2014/168 K. sayılı karar, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 13.05.2014 tarihli ve 2014/11708 E., 2014/14237 K. sayılı kararı ile;
“... Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Takip borçlularından Hüseyin K. ve A. Mobilya Gıda Teks. İt. İh. San. Tic. A.Ş. vekili icra mahkemesine başvurusunda, Kayseri 3. İcra Müdürlüğü'nün 2014/17.6 esas ve Kayseri 8. İcra Müdürlüğü'nün 2014/17.0 esas sayılı dosyaları yönünden Kayseri İcra Dairelerinin yetkisine itiraz ederek Amasya İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmiştir.
1- Kayseri 8. İcra Müdürlüğü'nün 2014/17.0 esas sayılı dosyası yönünden;
Somut olayda, özel hüküm olması sebebiyle uygulanması gereken İİK.nun 261. maddesindeki "Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar" şeklindeki düzenlemeye uygun olarak, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nden alınan ihtiyati haciz kararının aynı yer icra müdürlüğünde infaza konulmasında ve dolayısıyla anılan ihtiyati haciz kararı nedeniyle aynı icra dairesinde takip yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Bu nedenle mahkemece Kayseri 8. İcra Müdürlüğü'nün 2014/17.0 esas sayılı dosyası yönünden yetki itirazının reddi ile borçluların sair itirazları incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken anılan yasa maddesi gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
2- Kayseri 3. İcra Müdürlüğü'nün 2014/17.6 esas sayılı dosyası yönünden;
a) Tanzim tarihi 16.04.2013, vade tarihi 31.01.2014 olan 60.000 TL bedelli senet yönünden;
İİK.nun 50. maddesi göndermesiyle, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde ancak, TTK'nun 689/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir.
Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, yapılan yetki sözleşmesi, münhasır yetki sözleşmesi olacaktır. Taraflar, yetkili kıldıkları mahkemenin ve icra dairelerinin yanında, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkeme ve icra dairelerinin de yetkisinin devam etmesini, diğer bir anlatımla, münhasır olmayan yetki sözleşmesi yapmak istiyorlarsa, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekir. Öte yandan maddede belirtilen tacir sıfatının Türk Ticaret Kanununa göre tayin edilmesi gerekir.
Somut olayda, takibe konu bono incelendiğinde, keşideci ve lehtar, şirket niteliğinde olduklarından ve dolayısıyla tacir sıfatını haiz bulduklarından HMK.nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesi geçerlidir. Taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa takibin yetki sözleşmesinde belirlenen yerde başlatılması gerekir. Dayanak bonoda yetkili yer olarak Kayseri İcra Müdürlüğü belirlenmiştir.
O halde, mahkemece, keşideci A. Mobilya Gıda Teks. İt. İh. San. Tic. A.Ş. yönünden yetki itirazının reddi ile borçlunun sair itirazları incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, HMK.nun 17. maddesi hükmüne aykırı şekilde yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Avalist borçlu Hüseyin K. ise, tacir olmadığından HMK.nun 17. maddesi uyarınca yapılan yetki sözleşmesi kendisini bağlamaz. Bu sebeple yetki itirazının kabulü yönündeki karar, avalist borçlu Hüseyin K. yönünden doğru olup, icra dosyasının adı geçen borçlu yönünden tefriki ile yetkili icra dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
b) Tanzim tarihi 02.02.2013, vade tarihi 30.01.2014 olan 12.500 TL bedelli senet yönünden;
Dayanak bonoda yetkili yer belirlenmediğinden, mahkemece HMK'daki yetkiye ilişkin hükümler uyarınca tesis edilen yetki itirazının kabulü yönündeki hüküm doğru olup, anılan senet yönünden icra dosyasının tefriki ile yetkili icra dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir…”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Alacaklı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstem; kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan icra takibinde yetki, imza ve borca itiraza ilişkindir.
Borçlular vekili; müvekkilleri hakkında yapılan takipler neticesinde gönderilen ödeme emirlerinde de yazılı olduğu üzere müvekkillerinin adresinin Amasya olduğunu, Kayseri İcra Daireleri yetkisiz olup, Amasya İcra Dairelerinin yetkili olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilerek takibin tamamen iptaline karar verilmesini, ayrıca ödeme emirlerine takip konusu bonoların suretleri eklenmediğinden imza itirazlarının bulunduğunu ve müvekkillerinin takibe konu senetlerden dolayı alacaklıya borcu bulunmadığını, borcun tamamına itiraz ettiklerini belirterek yetki itirazlarının kabulüne, icra takiplerinin tedbiren durdurulmasına, usulüne uygun düzenlenmiş ödeme emri bulunmadığından ödeme emirlerinin iptaline, her iki icra dosyasındaki takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkemece; borçluların adresinin Amasya olduğu ve ödeme emrinin de Amasya adresinde tebliğ edildiği ve kambiyo senetlerine mahsus alacakların aranacak alacaklardan olup, borçlunun ikametgâhı mahkemesinin yetkili olduğu, borçluların yetki itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle yetki itirazının kabulü ile Kayseri İcra Dairelerinin yetkisizliğine, talep hâlinde icra dosyalarının Amasya İcra Dairelerine gönderilmesine dosya üzerinden karar verilmiştir.
Alacaklı vekilinin temyiz itirazı üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkemece önceki gerekçelere ek olarak; Kayseri 8. İcra Dairesinin 2014/17.0 esas sayılı dosyasında takibe konu senette keşide yerinin Amasya olduğu, borçlulara ödeme emrinin Amasya adresinde tebliğ edildiği, her ne kadar takibe Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/.8 D. İş sayılı ihtiyati haciz kararına istinaden başlanmış ise de İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 50. maddesinin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 12. maddesi yollaması sebebiyle ihtiyati haciz kararı alınan yer mahkemesi yetkisi geçerli ise de, 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK), Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 12. maddesine karşılık gelmek üzere herhangi bir düzenleme yapılmadığı, 01.10.2011 tarihinden sonraki takiplerde ihtiyati haciz kararı veren yer mahkemesi yollaması ile icra dairesi yetkisi kaldırıldığından genel yetki kuralları uygulanması gerektiğinden HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme ve icra dairesinin yetkili olduğu, ayrıca kambiyo senetlerine mahsus alacakların aranacak alacaklardan olup, borçlunun ikametgâhı mahkemesinin yetkili olduğu, borçluların yetki itirazının yerinde olduğu, Kayseri 3. İcra Dairesinin 2014/17.6 esas sayılı dosyasında da takibe konu senetlerde tanzim yerinin Amasya olduğu ve borçlulara ödeme emrinin Amasya adresinde tebliğ edilmiş olup, kambiyo senetlerine mahsus alacaklar aranacak alacaklar olduğundan bu dosya yönünden de borçluların yetki itirazının yerinde bulunduğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyize getirilmektedir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; borçlular vekili tarafından her iki icra takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce borçlu A. Mobilya Gıda Teks. İt. İhr. San. Tic. A.Ş’nin 01.10.2015 tarihinde Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden resen terkin edildiği anlaşılmakla; bu aşamada şirketin ihyasının gerekip gerekmediği ön sorun olarak tartışılmıştır.
Tüzel kişiler gerekli organlara sahip olmakla fiil ehliyetini kazanırlar (TMK m.49/1). Tüzel kişinin iradesi organı aracılığıyla açıklanır (TMK m.50/1). Tüzel kişinin organı aracılığıyla hukuki işlemler yapabilmesi için kanuna uygun biçimde kurulmuş olması yanında hukuki varlığını da sürdürüyor olması gerekir. Varlığı sona eren tüzel kişinin organı bulunduğundan söz edilemeyeceği gibi hukuki işlemlerin tarafı olarak adına işlemler yapılabileceğinden ve bu kapsamda bir davada taraf ehliyeti bulunduğundan da söz edilemez. Tıpkı ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmadığı gibi tüzel kişiliği sona eren ticaret şirketinin de taraf ehliyeti bulunmamaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 114/1-d maddesine göre taraf ehliyeti dava şartıdır. Dava şartlarının varlığının yargılamanın her aşamasında aranması gerekir. Dava sırasında mevcut olan dava şartı, yargılama sırasında ortadan kalkmış ve tamamlanabilir dava şartı ise bunun tamamlanması için ilgili tarafa süre verilmesi gerekir.
Bu itibarla temyiz incelemesi yapılabilmesi amacıyla alacaklı tarafa süre verilerek borçlu A. Mobilya Gıda Teks. İt. İhr. San. Tic. A.Ş’nin ihya edilmesi için direnme kararının yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, bozma sebebine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'na 5311 sayılı Kanunun 29. maddesi ile eklenen "Geçici Madde 7" atfıyla uygulanmakta olan aynı Kanun'un 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.