KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

AMME ALACAĞININ ŞİRKETİN MALVARLIĞINDAN TAMAMEN TAHSİLİ MÜMKÜN İSE DAVACILARIN BORCA BATIKLIĞIN TESPİTİNİ İSTEMEKTE HUKUKİ YARARLARI BULUNMAMAKTADIR.

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/2950
Karar No      : 2023/5289

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Bakırköy 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                                 : 20.12.2022
SAYISI                                 : 2021/489 E., 2022/522 K.

Taraflar arasındaki asıl ve birleştirilen davada mirasın reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Kararın bir kısım davalılar vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı bir kısım davalılar vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili; 21.11.2010 tarihinde vefat eden Ali Rıza Ç.'nın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Ç. Sigorta Hizmetleri Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davaya bakma görev ve yetkisinin murisin son ikametgahı olan Mersin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, davanın 3 aylık yasal süre içerisinde açılmadığını, terekenin borca batık olmadığını ve terekenin benimsendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Bozma kararı sonrasında davaya dahil edilen vergi daireleri vekili cevap dilekçesinde; murisin terekesinin araştırılması gerektiğini, mirasın 3 aylık yasal süre içerisinde reddedildiğini, terekeyi kabullenme anlamına gelecek hareketlerin araştırılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Bozma kararı sonrasında davaya dahil edilen E. Pazarlama İhracaat İthalat A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; hakkında iflas kararı verilen şirketten alacaklı olduklarını, yasal süresinde reddedilmeyen mirasın kabul edilmiş sayıldığını, tereke ve benimseme davranışının araştırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

4. Bozma kararı sonrasında davaya dahil edilen Gelecek Varlık Yönetimi A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; yasal süresinde reddedilmeyen mirasın kabul edilmiş sayıldığını belirterek terekenin araştırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

5. Bozma kararı sonrasında davaya dahil edilen D. Varlık Yönetim A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; murisin kredi borçları nedeniyle hakkında takip başlatıldığını, tereke ve mirası benimseme davranışının araştırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

6. Bozma kararı sonrasında davaya dahil edilen B. Varlık Yönetim A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

7. Bozma kararı sonrasında davaya dahil edilen SGK vekili cevap dilekçesinde; terekenin araştırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.01.2016 tarihli ve 2011/308 Esas, 2016/14 Karar sayılı kararıyla; TMK'nın 605/2. maddesi uyarınca mirasın hükmen reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 16.09.2019 tarih ve 2016/11153 Esas, 2019/5225 Karar sayılı ilamında; Kahramanmaraş İlinde muris adına kayıtlı taşınmazların ölüm tarihi itibariyle değerlerinin tespit edilmesi gerektiği, muris adına kayıtlı araç bulunup bulunmadığı ile bankalardaki borç ve alacak durumunun araştırılması gerektiği ve davacı mirasçıların mirası kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmadığı gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve birleştirilen davacılar vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 20.10.2020 tarih ve 2019/4676 Esas, 2020/6407 Karar sayılı ilamında; murisin 20.11.2010 tarihi itibariyle tapuda gayrimenkul kaydının, bankalarda mevduat hesabının ve trafik sicilinde araç kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, banka ve emniyet müdürlüklerine yazı yazılması gerektiği, dosya içerisinde tapu kayıtları olan ve Kahramanmaraş’ta bulunan taşınmazlarda talimat yoluyla keşif yapılması, dosya içerisinde tapu bilgisi bulunmayan murise ait taşınmaz tespiti halinde ise bu taşınmazlarda da keşif yapılarak murisin ölüm tarihi itibariyle bedellerinin belirlenmesi gerektiği, terekenin pasifinin belirlenmesi amacıyla da Mersin 1. İcra Dairesinin 2009/7351, Adana 7. İcra Müdürlüğünün 2011/3788 ve 2009/2696, Adana 8. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10489, İzmir 20. İcra Dairesinin 2010/6614, Adana 9. İcra Dairesinin 2009/6091, Mersin SGK 16.754.028/13208, Kahramanmaraş Dulkadiroğlu SGK 3.767.627 sayılı dosyalara 20.11.2010 tarihi itibariyle olan borç miktarlarının sorulması gerektiği, ancak mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği, hükmün temyiz incelemesi sonucunda yukarıda yazılı sebeplerle bozulması gerekirken maddi hata nedeniyle ilamda bozma sebebi olarak murisin ölüm tarihi itibariyle gayrimenkullerinin tespiti için ilgili tapu müdürlüğüne yazı yazılması, terekenin pasifinin de ölüm tarihi itibariyle tespiti için yukarıda sayılan icra daireleri ve SGK şubelerine 20.11.2010 tarihi itibariyle olan borç miktarının tespit edilmesi amacıyla müzekkere yazılmadığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, asıl ve birleştirilen dosyada davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairenin 16.09.2019 tarih ve 2016/11153 Esas, 2019/5225 Karar sayılı bozma ilamına ilaveten hükmün yukarıda belirtilen gerekçe ile de bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl ve birleştirilen dosya yönünden davanın kabulü ile murisin terekesinin borca batık olduğunun tespitine ve mirasın hükmen reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili, davalı vergi daireleri vekili ile davalı B. Varlık Yönetim A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı SGK vekili; terekenin yeterince araştırılmadığını, murisin ve murisi evvellerinin mal varlığının tapu kayıtlarından eski kayıtlar da olabileceği düşünülerek ana- baba adı ile sorgulanması gerektiğini, nakıl vasıtaları vergi dairesinden muris adına aktif ve pasif araç kaydının sorgulanması ile ticaret sicil kayıtları getirtilerek murisin ortak ya da kanuni temsilci olup olmadığı belirlendikten sonra şirketin mal varlığının araştırılması gerektiği halde yapılmadığını, ayrıca terekeyi benimseme hususunun araştırılmadığını ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vergi daireleri vekili; terekenin yeterince araştırılmadığını, mirasın süresinde reddedilmediğini, terekeyi benimseme davranışlarının araştırılmadığını ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.

3. Davalı B. Varlık Yönetim A.Ş. vekili; yerel mahkeme tarafından hatalı ve eksik bilirkişi incelemesine dayanılarak karar verildiğini, murisin vefatından önce acziyle ilgili herhangi bir araştırma yapılmadığını, ölümden 7 ay sonra açılan davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, terekenin yeterince araştırılmadığı gibi terekenin benimsenip benimsenmediğinin de tespit edilmediğini, eksik inceleme yapılmış bilirkişi raporu denetime elverişli olmadığından hükme esas alınamayacağını, bilirkişi raporlarına itirazları hususunda değerlendirme yapılmadan hüküm kurulduğunu, murisin ölümünden sonra davacıların emekli maaşı alıp almadığının araştırılması gerektiğini ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.

2. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının ölüm tarihindeki mevcut durum esas alınarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.

3. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.7.1998 tarihli 4369 sayılı Kanunla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar. Aynı Kanuna 25.5.1995 tarihli 4108 sayılı Kanunla ilave edilen Mükerrer 35. madde hükmüne göre de; tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince, murisin temsilcisi olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan temsilcisi olarak da şahsi sorumluğu söz konusudur. Murisin yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş olması, yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez. Öyleyse, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle murisin "yasal temsilcisi" olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, değil ise murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir.

3. Değerlendirme

Somut olayda, mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, anlaşılmıştır. Kahramanmaraş İlinde muris adına kayıtlı bulunan taşınmazlarının ölüm tarihi itibariyle değerlerinin tespit edilmesi gerektiği belirtildiği halde mahkemece bu yönde araştırma yapılmadığı, yine muris adına kayıtlı başkaca taşınmazlar da bulunabileceği belirtilerek ölüm tarihi itibariyle tapu müdürlüğünden taşınmaz bilgilerinin sorulması istendiği halde araştırılmadığı, emniyetten araç kaydına ilişkin bilgilerin sorulmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan, dava dosyasında murisin ortağı olduğu tek şirket Onar Ticaret Ltd Şti olarak dikkate alınarak bu şirket inceleme konusu yapılmış, ancak devam eden yargılamada murisin ortağı olduğu iki farklı şirket bilgisine daha ulaşılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılarak murisin ortağı ve yöneticisi olduğu şirket bilgilerinin sorulması, bildirilecek şirketler yönünden mahkemece, terekenin aktifinin belirlenmesi amacıyla miras bırakanın ölüm tarihi itibarıyla muris ile murisin ortağı ve müdürü olduğu şirket adına kayıtlı taşınmaz, araç, tüm bankalarda mevduat ve kredi kaydı bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla ilgili tapu müdürlüklerine, emniyet müdürlüğüne ve banka şubelerine yazı yazılmalı; limited şirketlerin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak, şirketlerin aktif ve pasifinin saptanması ve miras bırakanın şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi; amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsilinin mümkün olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Ayrıca mahkemece murisin borçlu bulunduğu icra dosyaları getirtilmeyip kapak hesapları ile yetinildiğinden murisin borçlarının kaynağı tespit edilememiş, şahsi borç- şirket borcu ayrımı yapılamamıştır. Mahkemece belirtilen eksiklikler giderilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davalı SGK vekili, davalı vergi daireleri vekili ile davalı B. Varlık Yönetim A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan             Üye                 Üye                             Üye                   Üye 
Hikmet Onat      Ayşe Tartıcı      Sevinç Türközmen     Suat Arslan       Mustafa Erol
                          Çevikbaş