KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

DAVACI, MESAJLAŞMANIN MUHATABI OLAN DAVALININ KOCASININ KIZ KARDEŞİ OLDUĞUNA GÖRE WHATSAPP MESAJININ İÇERİĞİ İTİBARİYLE HMK 202 HÜKMÜ UYARINCA DELİL BAŞLANGICI SAYILMALIDIR.

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2024/195
Karar No      : 2024/5689

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 07.12.2023
SAYISI                                 : 2023/3043 E., 2023/3447 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı Latife Keskin'in kardeşi Ekrem Keskin ile davalının evli olduklarını, davacının fiziksel engelli olduğunu, olduğunu, devletten aldığı engelli maaşı ile geçimini idame ettirdiğini, o zaman sağ olan anne ve babasının desteği, kendi biriktirdiği paralar ve bozdurduğu altınlar ile bir daire alarak kira geliri temin etmek ve yatırım yapmak amacıyla, tapunun Samsun ili, İlkadım ilçesi, Cedit Mah. 76.8 ada 4 parsel, Kat:3 ve 7 numaralı bağımsız bölüm daireyi satın almak istediğini, 2016 yılı Kasım ayında dairenin maliki ve aynı zamanda apartmanın müteahhidi olan Köksal Z.'den daireyi satın alma konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin 2016 yılında yatalak olan anne ve babasına baktığından ve ayrıca yürüme engelli bulunduğundan yani bedensel durumu müsait olmadığından ve bakım görevi olduğundan söz konusu daireyi çok sevdiği ve güvendiği gelini davalının devralmasını istediğini, davacının satın aldığı dairenin bedelini evde daireyi satan müteahhit Köksal Z.'e elden nakit olarak verdiğini, 17.11.2016 tarihinde tapuda Köksal Z. tarafından satılarak davalı adına tescil edildiğini, davacının daireyi 18.08.2017 tarihli kira sözleşmesi ile Hüseyin U.'a kiraya verdiğini, halen dairenin kiralarının davacıya ödendiğini, davacının, davalının kardeşinin eşi, gelini olması nedeniyle kendisinden yazılı bir belge alma gereği görmediğini, Samsun 4. Aile Mahkemesinin 2020/796 Esas sayılı dosyası ile davalı tarafından 21.12.2020 tarihinde Ekrem Keskin aleyhine boşanma davası açıldığını, boşanma davası devam ederken davacı müvekkili davalıdan üzerine tescilli daireyi kendisine temlik etmesini istediğini ancak davalının vermekten kaçındığını, davacının erkek kardeşi Ekrem Keskin'in davalıdan daireyi davacıya iade etmesini istediğini, davalının bu isteği de geri çevirdiğini, davalının müvekkilinin kardeşi Ekrem ile aralarındaki boşanma davasından dolayı bu daireyi devretmeyerek bir tehdit, şantaj aracı olarak kullandığını, aile ve çevredeki herkesin dava konusu dairenin davacının mülkü olduğunu, davalının daireyi her zaman temlike hazır olduğunu bildiğini, dinlenecek tanıklar ile inanç sözleşmesini ispatlayacaklarını, davacının daireyi geri istediğine dair watsap yazışmaları ile de sabit olduğunu, mail ve mesaj kayıtlarının belge olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek Samsun ili, İlkadım ilçesi, Cedit Mahallesi 76.8 ada 4 parsel K:3/7 No.lu bağımsız bölüm sayılı dairenin davalı üzerindeki tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, eksik harcın tamamlattırılması gerektiğini, davalının, davacının erkek kardeşi Ekrem Keskin aleyhine boşanma davası açtığını, davacının ve kardeşi Ekrem Keskin'in boşanma davası açan davalıyı cezalandırmak ve zarara uğratmak amacıyla tamamen kötü niyetli ve hukuka aykırı olarak davanın açıldığını, davacı ve diğer kardeşleri Ekrem Keskin'in zulmüne katlanması ve boşanma davasından vazgeçmesi için müvekkiline whatsap ve telefonlarla baskı yaparak davalıyı boşanmaktan vazgeçmediğinde beş kuruş alamayacağı şekilde tehdit ettiklerini, davacının kardeşi Ekrem Keskin'in davalıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı iş ve işlemler yaptığını, davalının evlilik birliği içerisinde yapmış oldukları tüm birikimleri, taşınmazları, taşınır araçları davalıdan kaçırdıklarını, dava konusu taşınmazın davacı tarafından alındığını doğru olmadığını, davacının hayatı boyunca ev alacak yüksek bir geliri veya maaşının olmadığını, davacının engelinin yürüyemeyecek halde olduğunun doğru olmadığını, daire satış bedelinin müteahhide elde verildiği iddiasının gerçek olmadığını, tarihsiz taşınma alım-satım sözleşmesinin gerçeğe aykırı bir belge olduğunu, davacının kardeşi olan Ekremle davalının yazışma tarihinin 01.03.2020 olduğunu, müvekkilin davanın kardeşine gönderdiği mesajın ise 02.03.2020 tarihli olduğunu, zamanı gelince vereceğim şeklindeki yanıtının kişisel eşyalarını ve çocukları almak istemesine verilen yanıt olduğunu, davacının dava konusu taşınmazdan kira geliri elde ettiğinin doğru olmadığını, kira gelirlerinin yıllarca dava dışı Ekrem tarafından alınarak Ziraat Bankasında bulunan ortak hesaba yatırıldığını, davacı veya kardeşiyle yapılmış bir inanç sözleşmesinin bulunmadığını, inanç sözleşmesini yapmayı gerektirir haklı bir gerekçe bulunmadığını, davacının davasında kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "inanç sözleşmesinden bahsedilebilmesi için yazılı sözleşme şartının varlığının gerektiği ancak davacı vekili tarafından davasını dayandırmış olduğu yazılı inanç sözleşmesini ve davalı tarafın elinden çıkmış yazılı delil başlangıcı niteliği taşıyan belgenin dosyaya ibraz edilmediği, tanık beyanlarının da tek başına ispata yeterli olmadığı, sunulan whatsapp yazışmalarının davalının elinden çıkmış yazılı delil başlangıcı niteliğinde olmadığı, herkes iddiasını ispatla yükümlü bulunduğundan ve öncelikli olarak ispat yükü davacı tarafta olup, davacının dosya kapsamında toplanan delillerden bu iddiasını kesin delillerle ispatlayamadığı, yemin delili hatırlatılmasına rağmen davacının yemin de teklif etmediği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davalı ve davacının kardeşi arasında geçen 02.12.2020-03.12.2020 tarihli mesajlaşmaların ekran görüntülerini dava dilekçesi ekinde mahkemeye sunduklarını, davalı taraf, davacının kardeşi Ekrem ile davalı arasında bu mesajlaşmanın gerçek olduğunu kabul ettiğini, arada başka bir konu veya yazışma/mesajlaşma olmadığını, taraflar arasında konu doğrudan dava konusu dairenin devri mevzu olduğunu, bu görüşme ve mesajlaşmada çocuk ve eşya mevzu söz konusu olmadığını, davalının açık ve net bir biçimde zamanı gelince tapuyu devredeceğini beyan ettiğini, davacının delil olarak davalının eşi ile karşılıklı olarak birbirlerine gönderdikleri mesajlara dayandığından, davacının bu delilleri az yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu konu gerekçeli kararda hiçbir şekilde tartışılmadığını, söz konusu belgelerde borçlunun mesajların kendisine ait olduğunu kabul etmesi ve borç ikrarı niteliği taşıyan ifadeleri bulunduğu takdirde alacağın bu yolla ispatının mümkün olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

1. Bilindiği üzere HMK'nın 199. maddesi uyarınca "Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir."

2. Aynı Kanun'un 202. maddesinin 2. fıkrası uyarınca "Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir."

3. Somut olayda davacı tarafından sunulan mesaj kayıtları incelendiğinde, davacının kardeşinin davalıya hitaben "ablam tapusunu istiyor müsait olduğunda ya sen gel yada ben geleyim devrini yapalım", "ablamın adına" mesajlarını gönderdiği, davalının cevaben "zamanı gelince vericem merak etme" mesajını gönderdiği görülmüştür.

4. Davacı, mesajlaşmanın muhatabı olan davalının kocasının kız kardeşi olduğuna göre mesajın içeriği itibariyle bu dava yönünden mesaj kayıtlarının HMK'nın 202. maddesi uyarınca delil başlangıcı sayılacağında kuşku yoktur.

5. Aynı Kanun'un 202. maddesinin 1. fıkrası uyarınca böyle bir durumda tanık dinlenmesi caizdir.

6. Mahkemece dinlenen tanıklardan dava konusu taşınmazı satan Köksal Z. beyanında açıkça; "7 No.lu bağımsız bölümü davacıya bizzat sattım, dava konusu taşınmazı 120.000,00 TL'ye sattım, Latife bu paranın 55.000,00 TL'sini nakit olarak bana ödedi, geri kalan kısmını da 7-8 adet bileziğim var, bunlar kardeşimde emanet duruyor, bunları alıp bozdurup sana vereceğim diyerek aynı gün bilezikleri bozdurmak suretiyle bana ödedi, sonrasında tapuyu ben Latife'ye devredecekken tapunun Latife'nin kardeşi Ekrem'in eşine devredileceğini öğrendim, hatta ben Latife ablanın kardeşi Zeki'yi çay ocağında gördüğümde Zekiye "bu evi Latife gelinin üzerine devrediyor, haberiniz var mı, sonra sıkıntı olmasın, dünyanın binbir türlü hali var " dedim, Zeki de bana "bizim aramızda öyle sorunlar olmaz, farketmez alsın, Latife'nin hakkını kimse yemez " dedi, bunun üzerine Latife ile görüştüğümde Latife bana "sakatlık maaşını aldığını, mahalleden kadınların üzerine ev alması halinde maaşının kesileceğini söylediğini bu nedenle maaşım kesilir korkusuyla ve tapuya da sakat olduğum için gidemeyceğim diyerek taşınmazı üzerime almadım" dedi. Sonrasında tapuya giderek taşınmazı davalıya devrettik, davalıyı ben ilk kez tapuda gördüm, davalıdan herhangi bir para almadım, hatta dairenin fiyatının daha yüksek olmasına rağmen davacının sakat olması nedeni ile kendisine indirim yapmıştım." dediğine göre, taraflar arasında inançlı işlemin varlığının ispat edildiğinde kuşku bulunmamaktadır.

7. Hâl böyle olunca, dava dosyasında mevcut elektronik yazışmalarda davacının bedelini ödediği taşınmazın davalı adına kaydının yapıldığı ve davalının da tapuyu devretme konusunda kabulünün olduğu, Whatsapp mesaj konuşmalarının HMK'nın 199. ve 202. maddeleri uyarınca delil başlangıcı olduğu, bu delinin tanık beyanları ile doğrulandığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi ve Whatsapp mesaj konuşmalarının da delil başlangıcı kabul edilmemesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Başkan              Üye                  Üye                        Üye                     Üye 
Hikmet Onat       Ayşe Tartıcı      Ramazan Ülger     Cengiz Balıkçı     Mahmut Akgün
                           Çevikbaş

BİLGİ : “Davalı şirketin yetkilisi ile yapılan Whatsapp yazışmasıyla ayıp ihbarında bulunulduğunun kabulü gerekir” şeklindeki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11 Eylül 2024 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/davali-sirketin-yetkilisi-ile-yapilan-whatsapp-yazismasiyla-ayip-ihbarinda-bulunuldugunun-kabulu-gerekir

“Taraflar arasındaki WhatsApp yazışmaları delil başlangıcı niteliğindedir” şeklindeki Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 25 Kasım 2024 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/taraflar-arasindaki-whatsapp-yazismalari-delil-baslangici-niteligindedir