
MURİSİN TANIKLAR ÖNÜNDE BEYANDA BULUNDUĞU VASİYETNAME İÇERİĞİ İTİBARİYLE ANLAŞILDIĞINDAN BU HUSUS İPTAL SEBEBİ OLARAK KABUL EDİLMEMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/2557
Karar No : 2024/3759
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 14.03.2023
SAYISI : 2022/1399 E., 2023/420 K.
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis talepli davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, vasiyetnamenin iptaline karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; murisleri Nezaket K. tarafından noterde düzenlenen 02.01.2013 tarihli vasiyetnamenin şekil kurallarına aykırı düzenlendiği, vasiyetnamenin düzenlenme tarihinde murisin fiil ehliyetine haiz olmadığını, murisin iradesi fesada uğratılarak düzenlettirildiğini belirterek vasiyetnamenin iptaline olmadığı takdirde vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; murisin okur yazar olmadığını, işlem tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunu, vasiyetnamenin son isteklerine uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu vasiyetnamede mirasbırakanın okur yazar olmadığının şerh düşüldüğü ancak parmak izi veyahut HMK'da öngörülen diğer şekillerden birisinin olması gereken yerde vasiyetçinin ıslak imzası olduğu ve iş bu durumu açıklayan bir şerhin de düşülmediği, dolayısıyla mirasbırakanın irade beyanının sahihliği konusunda şüphe oluştuğu, bunun dışında dava konusu vasiyetnamede tanık beyan şerhlerinin içeri incelendiğinde, mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını gösteren beyanlarının olmadığı, şekil yönünden geçersiz vasiyetnamenin iptali gerektiği gerekçeleriyle vasiyetnamenin iptali talebinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vasiyetnamenin şekil kurallarına uygun olduğunu, vasiyetnamenin tanıklar huzurunda murise okunduğunu, murisin isminin baş harfini imza etmesinin şekle aykırılık yaratmayacağını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu vasiyetnamede okur yazar olmayan vasiyetçinin vasiyetnameyi bizzat okuduğunun belirtildiği, tanıkların aynı yönde beyanda bulundukları, vasiyetnamenin şekle aykırı düzenlendiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vasiyetnamenin şekil eksikliği, murisin fiil ehliyetinin bulunmaması ve vasiyetnamenin hile ve baskı ile düzenlendiği nedenlerine dayalı iptali, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanunu'nun 535 ve 559 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Hak düşürücü süreler" başlıklı 559 uncu maddesi, "İptal davası açma hakkı, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer. Hükümsüzlük, def"i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." şeklinde düzenlenmiştir.
2. Somut olayda; Bolu 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/545 Esas sayılı vasiyetnamenin açılması dosyası incelendiğinde, davacılardan Melek K.'nin davaya konu vasiyetnameyi 05.07.2019 tarihli duruşmada öğrendiği, davacılardan Leman A. Nurgül A., Seher Y. ve Şaban K.'nin davaya konu vasiyetnameyi Düzce 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/45 Esas sayılı talimat dosyası ile 03.10.2019 tarihinde öğrendikleri; yine davacılardan Emine D. ve Melek G.'ın 08.10.2019 tarihinde Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/24 talimat dosyası ile öğrendikleri, vasiyetnamenin iptali davasının ise bu davacılar yönünden 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 26.04.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. O halde mahkemece, davacılar Melek K., Leman A., Nurgül A., Seher Y., Şaban K., Emine D. ve Melek G. yönünden bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 535 inci maddesine göre mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder. Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.
4. 26.03.1962 tarihli, 23/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde açıkça ifade edildiği üzere, okur yazar kişiler bile, dileğine göre ve hiç bir sebep bildirmeye veya vasiyetnameye yazdırmaya yer olmaksızın okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunu seçebilirler. Öte yandan, okuyamayan veya imzalayamayanlar için öngörülen usulde düzenlenmiş bir resmi vasiyetnamede mirasbırakanın imzasının bulunmasının o vasiyetnamenin geçerliliği üzerinde hiçbir etkisi olmayacaktır. Zira murisin vasiyetnameyi imza etmiş olması bir şekil bozukluğu değil, aksine kanun koyucunun amacını pekiştiren bir garanti niteliğindedir. Başka bir deyimle; olayda şekil eksikliği değil, gereği olmayan bir şekil fazlalığı söz konusudur. Bu nedenlere mahkemece, muris tarafından okunmaksızın ve imzalanmaksızın resmi şekilde yapılan vasiyetnamede murisin imzasının bulunması nedeni ile vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş olması hatalı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
5. Muris tarafından okunmaksızın ve imzalanmaksızın resmi vasiyetname hazırlanmasına ilişkin usul ve ilkeler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 535 inci maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlemenin tanıkların beyanına ilişkin ikinci fıkrasında yer alan "hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını" ibaresinin hangi anlama geldiği ile vasiyetname metninde bu ibarenin aynı ifadelerle belirtilmemiş olmasının şekli açıdan eksiklik oluşturup oluşturmadığı, mirasbırakanın arzularını notere açıkladığı ve vasiyetnamenin birinci kısmı olarak nitelendirilen bölüme, tanıkların katılma zorunluluğu bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Okuma yazma bilmeyen muris tarafından arzularını içeren yazılı metnin vasiyetnameye aktarılması suretiyle de vasiyet tanzimi mümkündür. Bu durumda, tanıkların murisin arzularını açıkladığı ilk safhaya katılmasının zorunlu olduğunu söyleme imkanı bulunmamaktadır. Aynı sonuca 743 sayılı Türk Kanuni Medenisi dikkate alındığında da varıldığı görülecektir. Mülga Kanun’un 482 nci maddesinin ikinci fıkrası TMK'nın 535 inci maddeye nazaran daha anlaşılır niteliktedir. Madde gerekçesinde bahse konu ikinci fıkra yönünden hükümde değişiklik yapılmadığı sadece metnin arılaştırıldığı ifade edilmiştir. Tüm bu değerlendirmeler göstermektedir ki vasiyet tanıklarının murisin iradesini açıkladığı birinci safhaya katılması zorunlu değildir. Bu durumda "hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını" ibaresindeki beyandan anlaşılması gereken, noter tarafından vasiyetname mirasbırakana okunduktan sonra onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğine dair tek cümleden oluşan beyanıdır. Bu noktada ise işlemde birlik kuralı dikkat çekmektedir. Bu kurala uygun şekilde düzenlenen vasiyetnamelerde beyanın muris tarafından tanıklar önünde yapıldığı beyanlardan anlaşıldığı takdirde bahsi geçen ibarenin eksikliği vasiyetnameyi şekli anlamda kusurlu kılmayacaktır; yani bire bir ifade edilmeyişi iptal nedeni olarak kabul edilmeyecektir. Bu durum mirasbırakanın iradesinin ayakta tutulmasına yönelik favor testamenti ilkesinin de bir gereğidir.
6. Somut olayda dava konusu vasiyetname incelendiğinde; vasiyetnamenin tanıklar önünde murise okunduğu, muris tarafından yine tanıklar önünde vasiyetnamenin son ve gerçek isteklerini kapsadığının beyan edildiği, bu merasimin aynı şekilde tanık beyanlarında da ifade edilerek imzalandığı görülmektedir. Murisin tanıklar önünde beyanda bulunduğu vasiyetname içeriği itibariyle anlaşıldığından bu husus iptal sebebi olarak kabul edilmemelidir.
7. O halde mahkemece yapılacak iş, dava dilekçesinde ileri sürülen diğer iptal nedenlerinin incelenmesi ile ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Hikmet Onat Gülfem Saygılı Mustafa Erol Necmi Apaydın Dr. Hamit Yelken
BİLGİ : "Vasiyetnamede murisin beyanının tanıkların önlerinde yapıldığına ilişkin ve vasiyetnamenin noter tarafından vasiyetçiye okunduğunu tevsik eden beyanları yer almalıdır" şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararı için bkz.
MURİSİN TANIKLAR ÖNÜNDE BEYANDA BULUNDUĞU VASİYETNAME İÇERİĞİ İTİBARİYLE ANLAŞILDIĞINDAN BU HUSUS İPTAL SEBEBİ OLARAK KABUL EDİLMEMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/2557
Karar No : 2024/3759
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 14.03.2023
SAYISI : 2022/1399 E., 2023/420 K.
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis talepli davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, vasiyetnamenin iptaline karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; murisleri Nezaket K. tarafından noterde düzenlenen 02.01.2013 tarihli vasiyetnamenin şekil kurallarına aykırı düzenlendiği, vasiyetnamenin düzenlenme tarihinde murisin fiil ehliyetine haiz olmadığını, murisin iradesi fesada uğratılarak düzenlettirildiğini belirterek vasiyetnamenin iptaline olmadığı takdirde vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; murisin okur yazar olmadığını, işlem tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunu, vasiyetnamenin son isteklerine uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu vasiyetnamede mirasbırakanın okur yazar olmadığının şerh düşüldüğü ancak parmak izi veyahut HMK'da öngörülen diğer şekillerden birisinin olması gereken yerde vasiyetçinin ıslak imzası olduğu ve iş bu durumu açıklayan bir şerhin de düşülmediği, dolayısıyla mirasbırakanın irade beyanının sahihliği konusunda şüphe oluştuğu, bunun dışında dava konusu vasiyetnamede tanık beyan şerhlerinin içeri incelendiğinde, mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını gösteren beyanlarının olmadığı, şekil yönünden geçersiz vasiyetnamenin iptali gerektiği gerekçeleriyle vasiyetnamenin iptali talebinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vasiyetnamenin şekil kurallarına uygun olduğunu, vasiyetnamenin tanıklar huzurunda murise okunduğunu, murisin isminin baş harfini imza etmesinin şekle aykırılık yaratmayacağını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu vasiyetnamede okur yazar olmayan vasiyetçinin vasiyetnameyi bizzat okuduğunun belirtildiği, tanıkların aynı yönde beyanda bulundukları, vasiyetnamenin şekle aykırı düzenlendiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vasiyetnamenin şekil eksikliği, murisin fiil ehliyetinin bulunmaması ve vasiyetnamenin hile ve baskı ile düzenlendiği nedenlerine dayalı iptali, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanunu'nun 535 ve 559 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Hak düşürücü süreler" başlıklı 559 uncu maddesi, "İptal davası açma hakkı, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer. Hükümsüzlük, def"i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." şeklinde düzenlenmiştir.
2. Somut olayda; Bolu 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/545 Esas sayılı vasiyetnamenin açılması dosyası incelendiğinde, davacılardan Melek K.'nin davaya konu vasiyetnameyi 05.07.2019 tarihli duruşmada öğrendiği, davacılardan Leman A. Nurgül A., Seher Y. ve Şaban K.'nin davaya konu vasiyetnameyi Düzce 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/45 Esas sayılı talimat dosyası ile 03.10.2019 tarihinde öğrendikleri; yine davacılardan Emine D. ve Melek G.'ın 08.10.2019 tarihinde Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/24 talimat dosyası ile öğrendikleri, vasiyetnamenin iptali davasının ise bu davacılar yönünden 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 26.04.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. O halde mahkemece, davacılar Melek K., Leman A., Nurgül A., Seher Y., Şaban K., Emine D. ve Melek G. yönünden bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 535 inci maddesine göre mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder. Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.
4. 26.03.1962 tarihli, 23/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde açıkça ifade edildiği üzere, okur yazar kişiler bile, dileğine göre ve hiç bir sebep bildirmeye veya vasiyetnameye yazdırmaya yer olmaksızın okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunu seçebilirler. Öte yandan, okuyamayan veya imzalayamayanlar için öngörülen usulde düzenlenmiş bir resmi vasiyetnamede mirasbırakanın imzasının bulunmasının o vasiyetnamenin geçerliliği üzerinde hiçbir etkisi olmayacaktır. Zira murisin vasiyetnameyi imza etmiş olması bir şekil bozukluğu değil, aksine kanun koyucunun amacını pekiştiren bir garanti niteliğindedir. Başka bir deyimle; olayda şekil eksikliği değil, gereği olmayan bir şekil fazlalığı söz konusudur. Bu nedenlere mahkemece, muris tarafından okunmaksızın ve imzalanmaksızın resmi şekilde yapılan vasiyetnamede murisin imzasının bulunması nedeni ile vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş olması hatalı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
5. Muris tarafından okunmaksızın ve imzalanmaksızın resmi vasiyetname hazırlanmasına ilişkin usul ve ilkeler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 535 inci maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlemenin tanıkların beyanına ilişkin ikinci fıkrasında yer alan "hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını" ibaresinin hangi anlama geldiği ile vasiyetname metninde bu ibarenin aynı ifadelerle belirtilmemiş olmasının şekli açıdan eksiklik oluşturup oluşturmadığı, mirasbırakanın arzularını notere açıkladığı ve vasiyetnamenin birinci kısmı olarak nitelendirilen bölüme, tanıkların katılma zorunluluğu bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Okuma yazma bilmeyen muris tarafından arzularını içeren yazılı metnin vasiyetnameye aktarılması suretiyle de vasiyet tanzimi mümkündür. Bu durumda, tanıkların murisin arzularını açıkladığı ilk safhaya katılmasının zorunlu olduğunu söyleme imkanı bulunmamaktadır. Aynı sonuca 743 sayılı Türk Kanuni Medenisi dikkate alındığında da varıldığı görülecektir. Mülga Kanun’un 482 nci maddesinin ikinci fıkrası TMK'nın 535 inci maddeye nazaran daha anlaşılır niteliktedir. Madde gerekçesinde bahse konu ikinci fıkra yönünden hükümde değişiklik yapılmadığı sadece metnin arılaştırıldığı ifade edilmiştir. Tüm bu değerlendirmeler göstermektedir ki vasiyet tanıklarının murisin iradesini açıkladığı birinci safhaya katılması zorunlu değildir. Bu durumda "hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını" ibaresindeki beyandan anlaşılması gereken, noter tarafından vasiyetname mirasbırakana okunduktan sonra onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğine dair tek cümleden oluşan beyanıdır. Bu noktada ise işlemde birlik kuralı dikkat çekmektedir. Bu kurala uygun şekilde düzenlenen vasiyetnamelerde beyanın muris tarafından tanıklar önünde yapıldığı beyanlardan anlaşıldığı takdirde bahsi geçen ibarenin eksikliği vasiyetnameyi şekli anlamda kusurlu kılmayacaktır; yani bire bir ifade edilmeyişi iptal nedeni olarak kabul edilmeyecektir. Bu durum mirasbırakanın iradesinin ayakta tutulmasına yönelik favor testamenti ilkesinin de bir gereğidir.
6. Somut olayda dava konusu vasiyetname incelendiğinde; vasiyetnamenin tanıklar önünde murise okunduğu, muris tarafından yine tanıklar önünde vasiyetnamenin son ve gerçek isteklerini kapsadığının beyan edildiği, bu merasimin aynı şekilde tanık beyanlarında da ifade edilerek imzalandığı görülmektedir. Murisin tanıklar önünde beyanda bulunduğu vasiyetname içeriği itibariyle anlaşıldığından bu husus iptal sebebi olarak kabul edilmemelidir.
7. O halde mahkemece yapılacak iş, dava dilekçesinde ileri sürülen diğer iptal nedenlerinin incelenmesi ile ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Hikmet Onat Gülfem Saygılı Mustafa Erol Necmi Apaydın Dr. Hamit Yelken
BİLGİ : "Vasiyetnamede murisin beyanının tanıkların önlerinde yapıldığına ilişkin ve vasiyetnamenin noter tarafından vasiyetçiye okunduğunu tevsik eden beyanları yer almalıdır" şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararı için bkz.