KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

MURİSİN TANIKLAR ÖNÜNDE BEYANDA BULUNDUĞU VASİYETNAME İÇERİĞİ İTİBARİYLE ANLAŞILDIĞINDAN BU HUSUS İPTAL SEBEBİ OLARAK KABUL EDİLMEMELİDİR.

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/6719
Karar No      : 2024/869

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 05.10.2022
SAYISI                                 : 2022/1247 E., 2022/1244 K.

Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali, terdiden tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince vasiyetnamenin iptali yönünden davanın reddine, tenkis yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; tarafların annesi Sebahat M.'nun 12/06/2018 tarihinde öldüğünü, muris tarafından Rize 2. Noterliğinde 27/08/2012 tarih ve 07030 yevmiye numarası ile düzenlenen vasiyetnameden açılıp okunduktan sonra haberdar olduklarını, murisin davalılar lehine tasarrufta bulunduğunu, vasiyetnamenin usul ve esasa aykırı olarak düzenlendiğinden iptaline karar verilmesi gerektiğini, murisin düzenleme tarihinde 72 yaşında olup akıl ve ruh sağlığının tam olarak yerinde olmadığını, iptali talep edilen vasiyetnamede murisin okuma yazma bilmediği belirtilerek bu usulde düzenlendiğini, halbuki murisin okuma yazma bildiğini, vasiyetnamede mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığına dair tanık beyanları bulunmadığını, tanık beyanlarının ayrı ayrı gösterilmediğini, vasiyetnamenin şekle uygun olmadığını, davalıların murisi yanıltmak, yönlendirmek ve zorlamak suretiyle vasiyeti hazırladıklarını belirterek vasiyetnamenin iptali mümkün görülmediği takdirde tenkisini talep etmiştir. Davacılar vekili, devam eden yargılama sürecinde tenkis talebinden feragat etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü sürenin dolması nedeniyle reddi gerektiğini, iptali istenen vasiyetnamenin geçerli şekil şartlarını taşıdığını, parmak basmanın daha lehe olduğunu, vasiyetçinin her türlü ihtiyacının davalılar tarafından karşılandığını, davacıların saklı paylarının ihlal edilmediğini, murisin tüm mal varlığı araştırılıp tenkis hesabı yapıldığında bu durumun anlaşılacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Adli Tıp Kurulu raporu uyarınca murisin vasiyetnameyi tanzim tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu, İBK'nın 26.03.1962-23/3 sayılı kararı uyarınca okuma yazma bilenlerin de sebep göstermeden okuma yazma bilmeyenlerle ilgili hükümler uyarınca vasiyetname düzenleme olanağının bulunduğu, vasiyetnamenin şekle uygun olarak hazırlandığı, tanık beyanları ve toplanan delillere göre murisin iradesinin fesada uğratıldığı iddiasının ispat edilemediği gerekçeleriyle vasiyetnamenin iptali yönünden açılan davanın reddine, davacılar vekilinin 02.11.2021 tarihli dilekçesi ile tenkis isteminden feragat etmiş olduğundan tenkis isteminin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu, delillerin yeterince incelenmediğini, vasiyetnamede tanıkların mirasbırakanın beyanını kendi önlerinde yaptığını tevsik eden beyanlarının olmadığını, vasiyetnamenin bu yönü ile geçersiz olduğunu, yerel mahkeme karar gerekçesinde bu hususa ilişkin yapmış oldukları itirazlarının değerlendirilmediğini, vasiyetnamenin şekil kurallarına uygun olarak yapılmadığını, vasiyetnameye tanıklarca verilen şerhin her bir tanık için ayrı ayrı yazılmadığını, dosyaya sunulan Adli Tıp raporuna karşı yapmış oldukları itirazlarının incelenmediğini, murisin bir çok kronik rahatsızlığı bulunduğunu, depresyon ve anksiyete ilaçları kullandığını belirttikleri halde delilleri ve itirazlarının tam olarak değerlendirilmediğini, murisin vasiyetnameyi davalıların etkisi altında kalarak onların zorlaması ile düzenlediğini, tanıkların da bu yöndeki beyanlarının dosyada mevcut olduğunu, ancak beyanların dikkate alınmadığını, vasiyetnamenin tanzim edildiği tarihte murisin 72 yaşında ve bir çok rahatsızlığı bulunduğunu, davalıların murisin kira, maaş vs. gelirini her zaman kendileri için kullandıklarını, miras bırakanı kendilerine muhtaç duruma soktuklarını, eksik araştırma ve inceleme ile usul ve yasaya aykırı hüküm tesis edildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 743 sayılı Kanunu Medeninin 482/2 maddesindeki şartların TMK 532/2'deki düzenlemeye dönüştüğü ve "mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığına yönelik beyanlarının" olmamasının TMK md. 535/2 hükmü gereği vasiyetnameyi geçersiz hale getireceğinin düzenlendiği, tanıkların önünde okunan vasiyetnamenin aynı şekilde "mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığına yönelik beyanlarının" bulunmasının ayrı ayrı bulunması gerekli şekil şartları arasında sayıldığını, yerel mahkemece TMK md.535/2 hükmünde öngörülen şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmeyen vasiyetnamenin iptali talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olup davacının bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisine ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Murisin vasiyetname tanzim tarihinde fiil ehliyetinin bulunduğunu, tanık beyanları ve Adli Tıp raporu ile ispatlandığını, baskı iddiasının ise kanıtlanamadığını, okuma yazma bilenlerin de bilmeyenler gibi vasiyetname düzenlemeyi tercih edebileceğini, vasiyetnamenin kanundaki şekle uygun düzenlendiğini, tanıklarca beyan edilen ifadenin özü itibariyle kanunun aradığı şekle uygun düzenlendiğini ve murisin iradesini yansıttığını ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 535 inci ve 557 inci maddesi,

2. Mirasbırakan tarafından okunmaksızın ve imzalanmaksızın resmi vasiyetname hazırlanmasına ilişkin usul ve ilkeler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 535 inci maddesinde düzenlenmiştir.

Düzenlemenin tanıkların beyanına ilişkin ikinci fıkrasında yer alan "hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını" ibaresinin hangi anlama geldiği ile vasiyetname metninde bu ibarenin aynı ifadelerle belirtilmemiş olmasının şekli açıdan eksiklik oluşturup oluşturmadığı hususları doktrinde ve uygulamada tartışmalı bir alanı ifade etmektedir. Bir kısım görüşler, beyanın mirasbırakanın iradesini açıklayarak arzularını sıraladığı metin kısmına ilişkin olduğunu ileri sürerken, diğer görüşler beyanın noter tarafından vasiyetname mirasbırakana okunduktan sonra mirasbırakanın vasiyetnamenin son arzularını içerdiğine dair beyanına ilişkin olduğunu savunmaktadır. Bu noktada ise miras bırakanın arzularını notere açıkladığı ve vasiyetnamenin birinci kısmı olarak nitelendirilen bölüme, tanıkların katılma zorunluluğu bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2008/11440 E., 10969 K. sayılı kararı ve benzer kararlarında da belirtildiği üzere okuma yazma bilmeyen muris tarafından arzularını içeren yazılı metnin vasiyetnameye aktarılması suretiyle de vasiyet tanzimi mümkündür. Bu durumda, tanıkların murisin arzularını açıkladığı ilk safhaya katılmasının zorunlu olduğunu söyleme imkanı bulunmamaktadır. Aynı sonuca 743 sayılı Türk Kanuni Medenisi dikkate alındığında da varıldığı görülecektir. Mülga Kanun’un 482 nci maddesinin ikinci fıkrası TMK 535 inci maddeye nazaran daha anlaşılır niteliktedir. Madde gerekçesinde bahse konu ikinci fıkra yönünden hükümde değişiklik yapılmadığı sadece metnin arılaştırıldığı ifade edilmiştir. Tüm bu değerlendirmeler göstermektedir ki vasiyet tanıklarının murisin iradesini açıkladığı birinci safhaya katılması zorunlu değildir. Bu durumda "hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını" ibaresindeki beyandan anlaşılması gereken, noter tarafından vasiyetname mirasbırakana okunduktan sonra onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğine dair tek cümleden oluşan beyanıdır. Bu noktada ise işlemde birlik kuralı dikkat çekmektedir. Bu kurala uygun şekilde düzenlenen vasiyetnamelerde beyanın muris tarafından tanıklar önünde yapıldığı beyanlardan anlaşıldığı takdirde bahsi geçen ibarenin eksikliği vasiyetnameyi şekli anlamda kusurlu kılmayacaktır; yani bire- bir ifade edilmeyişi iptal nedeni olarak kabul edilmeyecektir. Bu durum miras bırakanın iradesinin ayakta tutulmasına yönelik favor testamenti ilkesinin de bir gereğidir.

3. Değerlendirme

Somut olayda, davacı taraf muris Sebahat M.’nun Rize 2. Noterliği’nde 27/08/2012 tarih ve 07030 yevmiye numarası ile düzenlediği vasiyetnamenin iptali ile terdiden tenkisi talebinde bulunmuş; 02.11.2021 tarihli dilekçesi ile tenkis talebinden feragat etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, alınan Adli Tıp Kurumu raporu uyarınca murisin fiil ehliyetinin bulunduğu, irade fesadı hallerinin ispatlanamadığı ve vasiyetnamenin şekle uygun olarak düzenlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan incelemede ise; dava konusu vasiyetnamede TMK’nın 535 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen "mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığına yönelik" tanık beyanının bulunmadığı, bu eksikliğin şekil yönünden iptal nedeni olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür. Yukarıda "İlgili Hukuk" kısmında belirtildiği üzere, TMK’nın 535 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen "mirasbırakanın beyanı” ibaresi ile kast edilen noter tarafından vasiyetname mirasbırakana okunduktan sonra onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğine dair tek cümleden oluşan beyanıdır. Dava konusu vasiyetname incelendiğinde; vasiyetnamenin tanıklar önünde murise okunduğu, yine tanıklar önünde son ve gerçek isteklerini kapsadığını beyan ettiği, bu merasimin aynı şekilde tanık beyanlarında da ifade edilerek imzalandığı görülmektedir. Murisin tanıklar önünde beyanda bulunduğu vasiyetname içeriği itibariyle anlaşıldığından bu husus iptal sebebi olarak kabul edilmemelidir. Öte yandan, Adli Tıp Kurumu raporu uyarınca tanzim tarihinde murisin fiil ehliyetinin bulunduğu, irade fesadı hallerinin ise ispatlanamadığı hususları ile tenkis talebinden feragat edildiği de gözetilerek davanın reddi yönünde karar verilmesi gerekirken kabulü doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.

Başkan             Üye                 Üye                       Üye                 Üye 
Hikmet Onat      Ayşe Tartıcı     Ramazan Ülger     Suat Arslan     Cengiz Balıkçı
(Karşı Oy)         Çevikbaş

KARŞI OY

Okuma yazma iktidarı bulunmayan veya okuma yazma bilmeyen kimselerin yapabilecekler resmi vasiyetnamelerin düzenlenmesinde şu hususlara uyulması zorunludur.

a. Resmi vasiyetnameyi hazırlayacak olan resmi memura, vasiyetçi son arzularını bildirir.

b. Resmi memur (Noter) veya görevlendirdiği şahıs, resmi senedi (vasiyetnameyi) hazırlar.

c. Resmi memur, hazırlamış olduğu vasiyetname metnini, iki tanık önünde, vasiyetçiye okur. Bunun vasiyetçiye bizzat resmi memur tarafından okunması şarttır.

Bir geçerlilik şartı olan vasiyetnamenin resmi memur tarafından iki tanık önünde okunmasından sonra, okunan senedin arzu ve iradesine uygun bulunduğunu vasiyetçi, gene iki tanık önünde resmi memura beyan eder.

d. Vasiyetname metninin vasiyetçiye okunmasından ve vasiyetçinin bunun kendi isteklerine uygun bulunduğunu beyan etmesinden sonra, vasiyetname resmi memur tarafından tarih konarak imzalanır.

e. Her iki tanığın şerh vererek, bunu imzalamaları gerekir. Bu şerhte, ilk olarak, vasiyetçinin vasiyet ehliyetine sahip olduğunun belirtilmesi, ikinci olarak, vasiyetname metnini kendilerinin önünde resmi memur tarafından vasiyetçiye okunduğu, üçüncü olarak da, okunan metnin son arzularına uygun bulunduğunu vasiyetçinin gene kendilerinin önünde, resmi memura beyan etmiş olduğu yazılmak gerekir. Bunlardan herhangi birinin şerhte bulunmaması bir iptal sebebidir. Böyle bir eksikliğin, mahkemede bu tanıkların sonradan dinlenilmeleri suretiyle, tamamlanması da mümkün ve geçerli değildir.

Vasiyetçinin Rize 2. Noterliğinde yaptığı 27.08.2012 tarihli vasiyetnamede, mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığı beyanları bulunmamaktadır. Bu yönüyle vasiyetname Türk Medeni Kanunu'nun 535/2 nci maddesine uygun olarak düzenlenmediğinden iptaline dair Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin karanın onanması gerektiği düşüncesindeyim.

Başkan
Hikmet Onat