KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

MUTABAKATA VARILAN KESİNTİLER YAPILMIŞKEN YENİDEN AYNI DÖNEMİN DENETİME TÂBİ TUTULMASI VE YENİDEN KESİNTİYE MARUZ BIRAKILMASI İŞLEM GÜVENLİĞİNİ ZEDELER.

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

Esas No        : 2022/3-1225
Karar No       : 2023/918

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                :
 Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                          : 14.06.2022
SAYISI                          : 2022/147 E., 2022/312 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 17.03.2022 tarihli ve 2021/6245 Esas,
                                         2022/2419 Karar  sayılı BOZMA kararı

Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, İlk Derece Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, müvekili H.D. Özel Sağlık Hizmetleri A.Ş.nin genel sağlık sigortası mensuplarına 01.01.2012-31.12.2012 tarihleri arasında verdiği hizmetler nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına (Kuruma) sunduğu faturalarda yapılan incelemeler sonucunda birtakım ödemelerin yersiz olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle 643.572,99 TL kesinti yapılacağının müvekkili M. Sağlık Hizmetleri A.Ş.ye bildirildiğini, söz konusu kesintilere konu faturaların daha önce örnekleme yöntemi ile incelenerek gerekli kesintinin yapıldığını, bu nedenle 643.572,99 TL’lik kesintinin mükerrer olduğunu, ayrıca H.D. Özel Sağlık Hizmetleri A.Ş.ye ait hastane binasını 01.01.2013 tarihinden itibaren kiralamak suretiyle hizmet veren M. Sağlık Hizmetleri A.Ş.nin bu kesintilerden sorumlu tutulamayacağını, aynı faturaların yeniden incelenerek ve itiraz komisyonu oluşturulmadan cezai işlem tesisi ile kesintiye karar verilmesinin Kurumun 2011/62 nolu Genelgesinin 1.7, 1.8 ve 1.9. maddelerine aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiş; 11.07.2019 tarihindeki beyanında ise dava konusu kesintinin M. Sağlık Hizmetleri A.Ş.nin alacaklarından 13.03.2017 tarihinde mahsup edildiğini, bu davacı yönünden davanın istirdata dönüştüğünü ileri sürerek yapılan haksız kesintinin ticari faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, Kurum tarafından uygulanan cezai işlem ve bu kapsamda gerçekleşen tahsilatın mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.07.2019 tarihli ve 2017/128 Esas, 2019/346 Karar sayılı kararıyla; davacı şirketler arasında kira ilişkisi bulunduğu, davalı Özel Damla Sağlık Hizmetleri A.Ş. ile davalı Kurum arasında imzalanan 2012 yılına ait hizmet alma sözleşmesi hükümleri çerçevesinde, davalı Kurum görevlilerince medula sistemi ve basılı evraklar üzerinde örnekleme yöntemi ile inceleme suretiyle kesintilerin yapıldığı, kesintilere yapılan itirazlar üzerine itiraz inceleme komisyonu tarafından mutabakat tutanakları ile karar altına alındığı, taraflarca anlaşma sağlanıp kesinti yapılmasına rağmen ayrıca davalı M. Sağlık Hizmetleri A.Ş.nin 2017 yılı alacaklarından yeniden mükerrer kesinti yapıldığı ve haksız cezai şart uygulandığı, bilirkişi kurulu raporunun da bu yönde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne; Kurumca tahakkuk ettirilen 258.641,04 TL yersiz ödeme tutarı, 200.911,33 TL işlemiş faizi, 179.800,00 TL cezai işlem, 4.220,62 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 643.572,99 TL için davacı H.D. Özel Sağlık Hizmetleri A.Ş.nin borçlu olmadığının tespitine, davacı M. Sağlık Hizmetleri A.Ş. yönünden 643.572,99 TL'nin, 13.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 08.06.2021 tarihli ve 2019/3047 Esas, 2021/947 Karar sayılı kararıyla; davaya konu kesintilerin 2012 yılında faturalandırılan tetkik ve tedavilere yönelik olduğu, ancak bilirkişi raporunda da ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere 2012 yılının her ayı için taraflarca imzalanmış olan 2013 tarihli mutabakat metinlerinin bulunduğu, o yıl içinde ibraz edilen tüm faturaların itiraz komisyonu tarafından incelendiği ve usulüne uygun olanların ödendiği, usulüne uygun bulunmayanlar için kesinti uygulandığı, bu süreç sona erdikten sonra 2017 yılında yeniden 2012 yılına ait faturalar üzerinden kesinti uygulanmasının doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;

“… Uyuşmazlık, davacı tarafça sunulan sağlık hizmetlerine dair Kuruma sunulan fatura bedellerinde yapılan kesintilerin yerinde olup olmadığına ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yargılama aşamasında aldırılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak ilgili dönemler için örnekleme yöntemi ile fatura incelemesinin Kurumca sözleşme hükümlerine göre yapıldığı, bu dönemlere ait tarafların mutabakata vardığı ve ödemelerin gerçekleştirildiği, ödemesi yapılıp mutabakatı sağlanmış dönemlere ait faturalardan örnekleme yöntemine göre seçilmemiş olanların sonradan yeniden kontrole tabi tutularak bulunan hatalı faturaların tekrar kesinti konusu yapılmasının uygun olmadığı dolayısıyla mükerrer kesintiye neden olacağı, örnekleme döneminde mutabakat sağlanan faturaların yeniden incelenmeye tabi tutulmasının sözleşme hükümlerine ve ilgili mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulüne şeklinde hüküm tesis edilmiştir.

Hemen belirtmek gerekir ki taraflar arasındaki sözleşmelerde ve ilgili mevzuatta örnekleme yöntemi ile incelenen fatura dönemlerine ilişkin yeniden inceleme yapılamayacağına ve yersiz ödemelerin geri istenemeyeceğine dair hüküm bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmelerde, SUT hükümlerinde ve SGK ile ilgili mevzuatta uzman hastane yöneticisi, doktor ve emekli Sayıştay denetçisinden oluşan bilirkişi heyetinden dava konusu cezai işlem ve kesintilerin yerinde olup olmadığını ve bu kesintilere ilişkin daha önce örnekleme yöntemi ile kesinti yapılmış ise mükerrer kesinti olmasına sebebiyet vermeyecek şekilde ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki karar gerekçesi tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli ve denetime elverişli olmadığını, eksik ve hatalı incelemeye dayandığını, açılan davanın muarazanın giderilmesi ve menfi tespit olması nedeniyle istirdat kararı verilemeyeceğini, yeterli inceleme yapılmadan karar verildiğini, Kurum müfettişlerince hazırlanan raporda fatura ve tedavilerdeki usulsüzlüklerin birer birer tespit edildiğini ve zarar miktarlarının da ayrıntılı şekilde hesaplanıp gösterildiğini, bu hususlar üzerinde yeterince durulmadığını, sözleşmenin 10.1 ve 10.2 maddelerine istinaden haklı olarak kesinti uygulandığını belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Uyuşmazlık

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından örnekleme yoluyla incelenerek gerekli görülen kesintilerin yapılmasından sonra taraflarca mutabakata varılmış dönemdeki faturalar üzerinde yeniden inceleme yapılmak suretiyle kesinti ve cezai işlem tesis edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

D. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

1. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 73 üncü maddesi.

2. 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumuna İlişkin Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun'un Ek 1 inci maddesi.

3. 28.08.2008 tarihli 26981 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliği.

2. Değerlendirme

1. Uyuşmazlığın çözümüne geçmeden önce konu ile ilgili kavram ve mevzuat hükümlerine genel olarak değinmekte yarar vardır.

2. Sağlık hizmetleri, sağlıklı bireylerin sağlıklı bir şekilde hayatlarını sürdürebilmeleri, sağlıklı olmayanların ise sağlıklarına kavuşmasını sağlaması bakımından hem bireysel hem de toplumsal işlevler üstlenmektedir. Bu hizmet, devlet tarafından sunulduğu gibi özel sağlık sunucuları tarafından da sunulabilmektedir. Özel sağlık kuruluşları, sağlık hizmetlerini sürdürülebilir bir şekilde sunabilmeleri için SGK ile tam bir koordinasyon içerisinde olmak durumundadır. Bu koordinasyon ihtiyacının bir ürünü olarak SGK ile özel sağlık kuruluşları arasında, sağlık hizmeti bedelleri SGK tarafından karşılanan kişilere kaliteli, eşit, erişilebilir ve tıp biliminin genel kabul görmüş kurallarına uygun sağlık hizmeti sunulması için bir sözleşme kurulmaktadır. Bu sözleşme, “Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesi"dir. Bu yolla SGK, özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın almış olmaktadır.

3. Hemen belirtmek gerekir ki, davaya konu cezai işlem ve kesintilerin dayanağı taraflar arasındaki "2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesi"dir.

4. Genel sağlık sigortalılarına Kanun ile tanınan sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesi 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 73 üncü maddesinde düzenlenmiş olup, madde hükmü gereğince SGK ile yurt içindeki ve yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sağlık hizmeti satınalma sözleşmeleri ve Kanun hükümlerine uygun olarak sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın alınan sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanmaktadır.

5. Sağlık hizmeti sunucularınca SGK genel sağlık sigortalılarına sağlanacak sağlık hizmetine ilişkin branşlar ve malzemeler itibarıyla hizmetlerin kapsamı, usul ve esasları ve hizmetlere ait bedeller, SGK Başkanlığı tarafından yayınlanan SGK Sağlık Uygulama Tebliğleri (SUT) ile belirlenmektedir.

6. Dava konusu işlemler, SUT, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumuna İlişkin Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 28.08.2008 tarihli 26981 sayılı Resmî Gazete'de SGK'ca yayınlanmış olan Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde değerlendirilmelidir.

7. SGK ile sağlık hizmeti sunucuları arasında imzalanan sözleşmelere göre, muayene ve tedavisi sağlanan genel sağlık sigortalıları için düzenlenen faturaların ödeme öncesi kontrol usulü, 5502 sayılı Kanun'un Ek 1 inci maddesinde "Örnekleme Yolu İle İnceleme" olarak belirlenmiştir. SGK'ya verilen faturalar ve eki belgeler 5502 sayılı Kanun'un Ek 1 inci maddesine göre SGK Merkez Müdürlüklerinde kurulu fatura inceleme birimlerinde tıp mesleği, ilgili mevzuat ve imzalanan sözleşme hükümlerine uygunluk yönünden kontrol edildikten ve uygun görülmeyenler fatura tutarından düşüldükten sonra ödenmektedir.

8. 5502 ve 5510 sayılı Kanun'larda belirlenen genel sağlık sigortalılarına sağlık hizmeti sağlanma usulü, sağlanacak hizmetler için yapılacak ödemeler, sağlık hizmeti sunucularınca düzenlenen faturaların incelenmesi ve ödenmesi işlemlerinin ayrıntıları ile ilgili usul ve esaslar, 28.08.2008 tarihli 26981 sayılı Resmî Gazete'de Kurumca yayımlanmış olan ve sözleşme tarihi itibarıyla yürürlükte olan Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliği ile belirlenmiştir.

9. Anılan Yönetmeliğin 52 nci maddesinde de aynı şekilde yer aldığı üzere, "Fatura ve benzeri belgelerin incelenmesi" başlığı altında düzenlenen 5502 sayılı Kanun'un Ek 1 inci maddesinde;

" a) Örnekleme yoluyla inceleme:

Sağlık hizmeti sunan gerçek veya tüzel kişiler ile kamu idarelerine ait döner sermayeli işletmelerin hizmet bedeli olarak düzenledikleri ve ödenmek üzere Kuruma (5502 sayılı Kanunla devredilen kurumlar dahil) gönderdikleri faturalar, genel sonuçlar verecek şekilde % 5 ilâ % 10 oranında örnekleme metoduyla incelenir. Bu inceleme sonucunda sağlık hizmeti sunan gerçek veya tüzel kişiler ile kamu idarelerine ait döner sermayeli işletmelerin incelenen döneme ait bütün faturalarına uygulanmak suretiyle ödenecek tutar tespit edilir ve buna göre ödeme yapılır." şeklinde düzenlenmiştir.

10. 5502 sayılı Kanun'un Ek 1 inci maddesinde yer almamakla birlikte, anılan Yönetmeliğin 52 nci maddesinin birinci fıkrasında, örnekleme yöntemi ile inceleme Kanun'daki metinle aynı şekilde belirtilmiş ve ek olarak "Kurum ihtiyaç duyduğu hâllerde faturaların tamamını incelemeye yetkilidir." hükmü eklenmiş ise de, Kanun metninde olmayan bu yetki, Yönetmeliğin 4 üncü maddesi gereği fatura dönemi olan her ayın birinci ve son gününü kapsayan faturalar için gerektiğinde örnekleme yöntemi yerine o aya ait faturaların incelenebilme yetkisini ifade etmektedir.

11. SGK'nın fatura bedellerinin ödenmesi konulu 2009/44 sayılı Genelgesinde de "Örnekleme Yöntemi" başlığı altında, 5502 sayılı Kanun'un "Fatura ve benzeri belgelerin incelenmesi" başlıklı Ek 1 inci maddesi gereği yapılacak işlemler; "Sözleşmeli Sağlık Hizmeti Sunucuları tarafından Kuruma gönderilen fatura ve eki belgeler, genel sonuçlar verecek şekilde 55 ile %10 oranında örnekleme metodu ile incelenir. Bu inceleme sonucunda tespit edilen hata oranı sağlık Hizmeti Sunucularının incelenen döneme ait bütün faturalarına uygulanmak suretiyle ödenecek tutar tespit edilir ve buna göre ödeme yapılır. Kurum ihtiyaç duyduğu hâllerde fatura ve eki belgelerinin tamamını incelemeye yetkilidir. Örnekleme yapılarak fatura incelemesi yöntemini kabul etmeyen Sağlık Hizmeti Sunucuları, bu tercihlerini hizmet vermeye başlamadan önce Kuruma yazılı olarak bildirir. Bildirimde bulunulmaması hâlinde örnekleme yöntemi kabul edilmiş sayılır.

Örnekleme yapılarak fatura incelemesi yöntemini kabul etmeyen Sağlık Hizmeti Sunucularının, fatura ve eki belgelerinin tamamı incelemeye tabi tutulur" şeklinde açıklanmıştır. Kurum faturalarının teslimi, incelenmesi ve ödeme işlemleri ile tüm bunların içinde örnekleme yöntemi yine SGK'nın 2011/62 sayılı Genelgesinde de ele alınmaktadır.

12. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendiğinde; davacılardan H.D. Özel Sağlık Hizmetleri A.Ş. ile davalı SGK arasında Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesi bulunduğu, anılan davacının 01.01.2012-31.12.2012 tarihleri arasında genel sağlık sigortası mensuplarına verdiği hizmetler nedeniyle Kuruma sunduğu faturalar üzerinde davalı SGK'nın örnekleme yoluyla yaptığı denetim sonucunda her bir aya ilişkin mutabakata varıldığı ve tek tek her ay için karşılıklı olarak imzalanmış 2013 tarihli mutabakat metinlerinin mevcut olduğu, her ay için örnekleme yoluyla tespit edilen kesintinin belirlendiği ve anılan davacı tarafından toplamda 1.615.041,25 TL ödendiği, bu miktarın toplam fatura tutarının % 5,0149'u olduğu çekişmesizdir.

13. Davalı SGK tarafından bu şekilde örnekleme yoluyla denetim yapılmış ve yaklaşık %5 oranında kesinti sağlanmışken, SGK Başkanlığının 18.03.2014 tarihli yazısı üzerine Rehberlik ve Teftiş Başkanlığınca 01.01.2012-31.12.2012 tarih aralığı tekrar denetime tâbi tutulmuş ve yapılan inceleme sonucunda 12.02.2016 tarihli rapor düzenlenmiş; bu rapor doğrultusunda 179.800,00 TL cezai işlem tutarının ve 258.641,04 TL yersiz ödeme tutarının 200.911,33 TL faizi ile birlikte tahsil edildiği SGK Başkanlığı İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Kemeraltı Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin 27.04.2017 tarihli yazısından anlaşılmaktadır. Davacılar anılan bedelden borçlu olmadıklarının tespitiyle birlikte, davacılardan M. Sağlık Hizmetleri A.Ş. tarafından ödeme yapılmış olması nedeniyle, istirdat talep etmektedirler.

14. Sağlık hizmeti sunucuları ile SGK arasında düzenlenen sağlık hizmeti satın alım sözleşmelerinin özel hukuk sözleşme çeşidi olduğunda kuşku yoktur. Kişilerin ve onlarla aynı koşullar içinde karşılanan kamu kuruluşlarının aralarındaki ilişkileri düzenleyen kural ve ilkeler olarak tanımlanan "özel hukuk" bu tip sözleşmelerin de kaynağıdır (Türk Hukuk Kurumu, Türk Hukuk Lûgatı, Cilt I, Ankara, 2021, s. 892).

15. Özel hukuk sözleşmeleri her iki tarafa da karşılıklı borç yükleyen sözleşme niteliğindedir. Taraflardan biri 01.01.2012-31.12.2012 tarih aralığı için örnekleme yöntemi ile denetlenmeyi benimsemiş, yapılan hatalı işlemlerin tüm döneme sirayet ettirilmesi suretiyle gerektiğinde fazla bedel ödemeyi kabullenmiş, diğer taraf da örnekleme suretiyle denetlemeyi benimseyerek zaman ve emek kaybından tasarruf etmiştir. İradeler bu şekilde uyuşmuş ve mutabakata varılan kesintiler yapılmışken yeniden aynı dönemin denetime tâbi tutulması ve yeniden kesintiye maruz bırakılması en temel hukuki ilkelerden olan işlem güvenliğini zedeler. Bu nedenle, taraflar arasındaki sözleşmelerde ve ilgili mevzuatta örnekleme yöntemi ile incelenen fatura dönemlerine ilişkin yeniden inceleme yapılamayacağına ve yersiz ödemelerin geri istenemeyeceğine dair hüküm bulunmadığından bahisle aksi yönde işlem tesisi hukuka aykırı olacaktır.

16. Diğer yandan, 2016 tarihli inceleme raporu sonucu tespit edilen cezai işlem ve yersiz ödemelerin toplamının örnekleme yoluyla yapılan kesintiden de oldukça az olduğu görülmektedir. Bu durum dahi sağlık hizmeti sunucularının aslında aleyhlerine olabilecek örnekleme yöntemini kabul ettiklerini göstermektedir. Çeşitli nedenlerle aynı fatura döneminin yeniden denetime açık hâle getirilmesi sözleşme hukukuna aykırıdır.

17. Hâl böyle olunca, mutabakat metinlerinin varlığına rağmen yeniden kesintiyi uygunsuz bulan direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir.

18. Ne var ki, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yönünden inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Direnme uygun bulunduğundan, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.