YÜKLENİCİNİN HAKETTİĞİ İŞ BEDELİNİN TESPİTİ İÇİN İŞ BEDELİNİN FİZİKİ ORAN YÖNTEMİ İLE TESPİT EDİLİP YAPILAN ÖDEMELERİN MAHSUBU İLE SONUCA GİDİLMESİ GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3651
KARAR NO : 2024/362
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
MAHKEMESİ : Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16.11.2021
NUMARASI : 2018/516 E., 2021/361 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı firma ile davalıların murisi Mehmet V. arasında yapılan 20.08.2010 tarihli sözleşme ile Kocaeli ili, Darıca ilçesi, Abdiipekçi Mah. 41 pafta, 6.7 ada, 4 parselde kayıtlı arsa üzerine inşaat yapımı için anlaştıklarını, iş bu sözleşmeye istinaden davalılar murisinin, davacı şirkete 315.647,808-TL ödeme yapacağını, sözleşme gereği davacının edimlerini yerine getirerek inşaatı kısmen tamamladıklarını, ancak Mehmet V. mirasçıları davalılara defalarca başvurulmasına rağmen davacı şirkete ödeme yapılmadığını, mağdur olduklarını ve bu mağduriyetin her geçen gün arttığını ifade ve özetle; öncelikle dava konusu taşınmaza tedbir konulmasına, şimdilik 100.000,00-TL bedelin yapım tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve 21/09/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava değerini 785.850,81-TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin, muris Mehmet V.'un mirasçılarından Yunus V.'un eşi adına kayıtlı olduğunu, Yunus V.'un da bu şirketin temsilcisi olduğunu, mirasçılardan olan Yunus V.'un kendisine karşı bu davanın dinlenmesi olanağı bulunmadığını, ayrıca davacı şirket temsilcisi Yunus V. ile diğer mirasçıların vekili Yusuf V. arasında yapılan yazılı sözleşme ile uyuşmazlığın giderildiğini, yine daha öncesinde taraflar arasında yaşanan sorunlar ve Yunus V.'un davalı mirasçılara karşı haksız davranışlarda bulunması nedeniyle vekil eden babaları tarafından Yunus V.'un vekillikten azledildiğini, müvekkillerinin rızası ve onayı dışında inşaat sözleşmesinin düzenlendiğini, davacı şirketin sözleşme ile üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğini, iş bu davanın gerek usul ve gerekse esas bakımından hukuki dayanaktan yoksun olarak açıldığını ifade ve özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2016 tarihli 2015/211 Esas, 2016/210 Karar sayılı kararı ile dava tarihi itibarıyla davacı şirketin ticaret sicilinden kaydı silindiğinden davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2016 tarihli 2015/211 Esas, 2016/210 sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi 03.05.2017 tarihli 2017/203 Esas 2017/1874 Karar sayılı kararı ile; davanın reddinden sonra terkin edilen şirket ortaklarından Yunus V.'un talebi üzerine Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/877 Esas, 2016/683 Karar sayılı ilamı ile TTK'nın 547/1. maddesi gereğince şirketin ihyasına karar verildiği, bu kararın 04.11.2016 tarihinde kesinleştiği, taraf ve dava ehliyetinden sayılan dava açan şirketin tüzel kişiliğinin bulunması şeklindeki dava şartı noksanlığının alacak davasında verilen kararın kesinleşmesinden önce Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/877 Esas, 2016/683 Karar sayılı kesinleşen ilâmı ile giderildiği ve bu suretle taraf teşkili tamamlandığı, bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek deliller toplandıktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm verilmesi hatalı olduğu belirtilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; sözleşmesinin işin tutarı başlıklı 3. maddesinde sözleşme konusu işin bedeli KDV hariç 315.647.508 YTL, 4. maddesi müteahhit harfiyat, kazı, dolgu, sıkıştırma, nakliye miktarlarını teklifte belirtilen birim fiyatlar üzerinden fatura edip işverene bildirecek ve bedelini nakit olarak talep edecektir, şeklinde düzenlendiği, sözleşme fiyatlarına göre yapılan işlerin %62, yapılmayan imalatların %38 olduğunun tespit edildiği, yani inşaatın tamamlanmadığı, davacı taraf dosya kapsamına ve toplanan delillere göre kendi borcunu tam ve eksiksiz olarak ifa ettiğini ispatlayamadığı gibi, sözleşme gereği bedelin ödenmesine ilişkin müteahhit harfiyat, kazı, dolgu, sıkıştırma, nakliye miktarlarını teklifte belirtilen birim fiyatlar üzerinden fatura edip işverene bildirme şartını yerine getirdiğini de kanıtlayamadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı şirketin üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, inşaatın %62'lik büyük bir kısmını bitirdiğini, ancak muris Mehmet V.'un kötü niyetli davranarak anlaşılan bedelleri ödemediğini, hiç bir şekilde ödeme yapılmadığı için inşaatın tamamlanamadığını, davacı şirket yetkilisinin davalı kardeşleri tarafından inşaata girmesinin engellendiğini, buna ilişkin ceza dosyaları olduğunu, inşaata devam etmesinin beklenemeyeceğini,
2. Mahkemenin 4.madde uyarınca ilgili bedelleri faturalandıramadığını, bu nedenle yaptığı işi ispatlayamadığını belirtse de bu konuda murise defalarca başvurulduğunu ancak olumlu bir dönüş alamadıklarını, ayrıca sözleşmenin bir bütün olarak değerlendirilmesi halinde ödeme yapılmazsa inşaatın derhal durdurulacağının hüküm altına alındığının görüleceğini,
3. Davalılar murisinin şirket yetkilisini ve birlikte iş yapılan diğer şirket yetkilisini haksız olarak azletmesinin işlemlerin devamını imkansız kıldığını, bu haksız azil nedeniyle dahi yüklenicinin iş sahibinden menfi zararını ve yaptığı iş bedelini isteyebileceğini, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla yüklenicinin kusuruyla sözleşmenin feshi halinde dahi yüklenicinin yaptığı iş bedelinin ödeneceğini, açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesi uyarınca iş bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi, 437 nci maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanununun 355-370
3. Değerlendirme
1. Dava, eser sözleşmesi uyarınca iş bedelinin tazmini istemine ilişkin olup davacı yüklenici, davalılar iş sahibidir. Mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
2. Taraflar arasında imzalanan 20/08/2010 tarihli sözleşmede; belirtilen bina inşaatının KDV hariç 315.647,50 TL karşılığında yapılması kararlaştırılmıştır. Niteliği itibariyle dava konusu sözleşme götürü bedelli eser sözleşmesidir. Buna göre davalı yüklenici kararlaştırılan bu bedelle sözleşmede yer alan üstlendiği işleri yapmak, davacı iş sahibi de iş bedelini ödemek durumundadır. Götürü bedelli sözleşmede, Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarına göre yüklenicinin hakettiği iş bedelinin tespiti için iş bedelinin fiziki oran yöntemi ile tespit edilip, yapılan ödemelerin mahsubu ile sonuca gidilmesi gerekirken somut olayda yüklenicinin kendi borcunu tam ve eksiksiz ifa ettiğini ispatlayamadığı ve sözleşmeye göre bedelin ödenmesi için gereken şartlar oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
3. Bu nedenle mahkemece yapılacak iş; Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarına göre kararlaştırılan işin eksik ve kusurları dikkate alınıp, tespit edilen bedeli düşülmek suretiyle yapılan imalâtın, işin tamamına göre fiziki oranı tespit edilip bu oranın götürü bedele uygulanarak hak edilen bedelin hesaplanması ve bunun kanıtlanan ödemelerle karşılaştırılarak yüklenici alacağının ya da fazla ödemenin olup, olmadığının belirlenmesinden ibarettir. Açıklanan nedenle hüküm bozulmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Murat Kıyak Birol Soner Bahri Aydoğan Özcan Turan İlhan Kara
YÜKLENİCİNİN HAKETTİĞİ İŞ BEDELİNİN TESPİTİ İÇİN İŞ BEDELİNİN FİZİKİ ORAN YÖNTEMİ İLE TESPİT EDİLİP YAPILAN ÖDEMELERİN MAHSUBU İLE SONUCA GİDİLMESİ GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3651
KARAR NO : 2024/362
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
MAHKEMESİ : Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16.11.2021
NUMARASI : 2018/516 E., 2021/361 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı firma ile davalıların murisi Mehmet V. arasında yapılan 20.08.2010 tarihli sözleşme ile Kocaeli ili, Darıca ilçesi, Abdiipekçi Mah. 41 pafta, 6.7 ada, 4 parselde kayıtlı arsa üzerine inşaat yapımı için anlaştıklarını, iş bu sözleşmeye istinaden davalılar murisinin, davacı şirkete 315.647,808-TL ödeme yapacağını, sözleşme gereği davacının edimlerini yerine getirerek inşaatı kısmen tamamladıklarını, ancak Mehmet V. mirasçıları davalılara defalarca başvurulmasına rağmen davacı şirkete ödeme yapılmadığını, mağdur olduklarını ve bu mağduriyetin her geçen gün arttığını ifade ve özetle; öncelikle dava konusu taşınmaza tedbir konulmasına, şimdilik 100.000,00-TL bedelin yapım tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve 21/09/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava değerini 785.850,81-TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin, muris Mehmet V.'un mirasçılarından Yunus V.'un eşi adına kayıtlı olduğunu, Yunus V.'un da bu şirketin temsilcisi olduğunu, mirasçılardan olan Yunus V.'un kendisine karşı bu davanın dinlenmesi olanağı bulunmadığını, ayrıca davacı şirket temsilcisi Yunus V. ile diğer mirasçıların vekili Yusuf V. arasında yapılan yazılı sözleşme ile uyuşmazlığın giderildiğini, yine daha öncesinde taraflar arasında yaşanan sorunlar ve Yunus V.'un davalı mirasçılara karşı haksız davranışlarda bulunması nedeniyle vekil eden babaları tarafından Yunus V.'un vekillikten azledildiğini, müvekkillerinin rızası ve onayı dışında inşaat sözleşmesinin düzenlendiğini, davacı şirketin sözleşme ile üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğini, iş bu davanın gerek usul ve gerekse esas bakımından hukuki dayanaktan yoksun olarak açıldığını ifade ve özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2016 tarihli 2015/211 Esas, 2016/210 Karar sayılı kararı ile dava tarihi itibarıyla davacı şirketin ticaret sicilinden kaydı silindiğinden davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2016 tarihli 2015/211 Esas, 2016/210 sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi 03.05.2017 tarihli 2017/203 Esas 2017/1874 Karar sayılı kararı ile; davanın reddinden sonra terkin edilen şirket ortaklarından Yunus V.'un talebi üzerine Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/877 Esas, 2016/683 Karar sayılı ilamı ile TTK'nın 547/1. maddesi gereğince şirketin ihyasına karar verildiği, bu kararın 04.11.2016 tarihinde kesinleştiği, taraf ve dava ehliyetinden sayılan dava açan şirketin tüzel kişiliğinin bulunması şeklindeki dava şartı noksanlığının alacak davasında verilen kararın kesinleşmesinden önce Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/877 Esas, 2016/683 Karar sayılı kesinleşen ilâmı ile giderildiği ve bu suretle taraf teşkili tamamlandığı, bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek deliller toplandıktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm verilmesi hatalı olduğu belirtilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; sözleşmesinin işin tutarı başlıklı 3. maddesinde sözleşme konusu işin bedeli KDV hariç 315.647.508 YTL, 4. maddesi müteahhit harfiyat, kazı, dolgu, sıkıştırma, nakliye miktarlarını teklifte belirtilen birim fiyatlar üzerinden fatura edip işverene bildirecek ve bedelini nakit olarak talep edecektir, şeklinde düzenlendiği, sözleşme fiyatlarına göre yapılan işlerin %62, yapılmayan imalatların %38 olduğunun tespit edildiği, yani inşaatın tamamlanmadığı, davacı taraf dosya kapsamına ve toplanan delillere göre kendi borcunu tam ve eksiksiz olarak ifa ettiğini ispatlayamadığı gibi, sözleşme gereği bedelin ödenmesine ilişkin müteahhit harfiyat, kazı, dolgu, sıkıştırma, nakliye miktarlarını teklifte belirtilen birim fiyatlar üzerinden fatura edip işverene bildirme şartını yerine getirdiğini de kanıtlayamadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı şirketin üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, inşaatın %62'lik büyük bir kısmını bitirdiğini, ancak muris Mehmet V.'un kötü niyetli davranarak anlaşılan bedelleri ödemediğini, hiç bir şekilde ödeme yapılmadığı için inşaatın tamamlanamadığını, davacı şirket yetkilisinin davalı kardeşleri tarafından inşaata girmesinin engellendiğini, buna ilişkin ceza dosyaları olduğunu, inşaata devam etmesinin beklenemeyeceğini,
2. Mahkemenin 4.madde uyarınca ilgili bedelleri faturalandıramadığını, bu nedenle yaptığı işi ispatlayamadığını belirtse de bu konuda murise defalarca başvurulduğunu ancak olumlu bir dönüş alamadıklarını, ayrıca sözleşmenin bir bütün olarak değerlendirilmesi halinde ödeme yapılmazsa inşaatın derhal durdurulacağının hüküm altına alındığının görüleceğini,
3. Davalılar murisinin şirket yetkilisini ve birlikte iş yapılan diğer şirket yetkilisini haksız olarak azletmesinin işlemlerin devamını imkansız kıldığını, bu haksız azil nedeniyle dahi yüklenicinin iş sahibinden menfi zararını ve yaptığı iş bedelini isteyebileceğini, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla yüklenicinin kusuruyla sözleşmenin feshi halinde dahi yüklenicinin yaptığı iş bedelinin ödeneceğini, açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesi uyarınca iş bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi, 437 nci maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanununun 355-370
3. Değerlendirme
1. Dava, eser sözleşmesi uyarınca iş bedelinin tazmini istemine ilişkin olup davacı yüklenici, davalılar iş sahibidir. Mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
2. Taraflar arasında imzalanan 20/08/2010 tarihli sözleşmede; belirtilen bina inşaatının KDV hariç 315.647,50 TL karşılığında yapılması kararlaştırılmıştır. Niteliği itibariyle dava konusu sözleşme götürü bedelli eser sözleşmesidir. Buna göre davalı yüklenici kararlaştırılan bu bedelle sözleşmede yer alan üstlendiği işleri yapmak, davacı iş sahibi de iş bedelini ödemek durumundadır. Götürü bedelli sözleşmede, Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarına göre yüklenicinin hakettiği iş bedelinin tespiti için iş bedelinin fiziki oran yöntemi ile tespit edilip, yapılan ödemelerin mahsubu ile sonuca gidilmesi gerekirken somut olayda yüklenicinin kendi borcunu tam ve eksiksiz ifa ettiğini ispatlayamadığı ve sözleşmeye göre bedelin ödenmesi için gereken şartlar oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
3. Bu nedenle mahkemece yapılacak iş; Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarına göre kararlaştırılan işin eksik ve kusurları dikkate alınıp, tespit edilen bedeli düşülmek suretiyle yapılan imalâtın, işin tamamına göre fiziki oranı tespit edilip bu oranın götürü bedele uygulanarak hak edilen bedelin hesaplanması ve bunun kanıtlanan ödemelerle karşılaştırılarak yüklenici alacağının ya da fazla ödemenin olup, olmadığının belirlenmesinden ibarettir. Açıklanan nedenle hüküm bozulmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Murat Kıyak Birol Soner Bahri Aydoğan Özcan Turan İlhan Kara