KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

KADIN EŞ YARGILAMA SIRASINDA İŞE GİRMİŞ OLSA BİLE BOŞANMA DAVA TARİHİNDEN KESİNLEŞME TARİHİNE KADAR TEDBİR NAFAKASI HÜKMEDİLMELİDİR.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/4231
Karar No      : 2024/850

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 07.03.2023
SAYISI                                 : 2022/321 E., 2023/370 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının sebepsiz tartışma çıkartarak çocuklarına ve müvekkiline kötü davranışta bulunduğunu, küfür ve hakaret ettiğini, aşağıladığını, eşi ve çocukları ile gerektiği şekilde ilgilenmediğini, giderleri karşılamadığını, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, müvekkili lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkil ile ayrı odada yattığını ve birlikte olmaktan kaçındığını, davacının kusurlu olduğunu beyanla davanın reddine, boşanma halinde ortak çocukların velâyetinin müvekkiline bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, küçük sebeplerden tartışma çıkardığı, davacıya ve çocuklara hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, davalının kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ergin olduğundan velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine dava tarihinden itibaren davacının çalışmaya başladığı 02.11.2020 tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı lehine 40.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; tedbir nafakasının kararın kesinleşme tarihine kadar hükmedilmemesi, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddi, davacı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla boşanma kararında ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen davacı lehine maddî tazminata, davalının kusurlu davranışlarının davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan davacı lehine manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının uygun olduğu, davacının çalıştığı, sürekli ve düzenli bir işinin bulunduğu, davalı ile aynı gelir düzeyine sahip olduğu, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu, boşanma davasının açıldığı günden davacının çalışmaya başladığı tarihe kadar davacı lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen nafaka miktarının uygun olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

 

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; tedbir nafakasının kararın kesinleşme tarihine kadar hükmedilmemesi, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddi, davacı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında davacı kadın lehine tedbir nafakasının kararın kesinleşme tarihine kadar hükmedilmesi gerekip gerekmediği, davacı kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, davacı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın lehine takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

3. 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesinde, boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkimin, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alacağı düzenlenmiştir. Kanun'da, "geçici önlemlerin davanın devamı süresince" res'en alınması öngörüldüğüne göre, Mahkemece dava tarihinden itibaren karar verilen tedbir nafakasının, hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar verilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta Mahkemece, davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren karar verilen tedbir nafakasının, davacı kadının çalışmaya başladığı gerekçesi ile 02.11.2020 tarihine kadar hükmedildiği görülmüştür. Açıklanan kanuni düzenleme dikkate alınarak davacı kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının, kararın kesinleşmesine kadar devamına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde 02.11.2020 tarihine kadar hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının, maddî tazminat miktarı ve tedbir nafakası süresi yönünden KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı kadın lehine maddî tazminat miktarı ve tedbir nafakası süresi yönünden BOZULMASINA,

3. Davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davacı kadına iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan V.                      Üye                     Üye                       Üye                       Üye
A. Albayrak Doğan        Rıza Sarıtaş        Sedat Demirtaş     Seydi Kahveci      Erdem Şimşek

BİLGİ : “Tarafların gelir durumuna bakılmaksızın kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi zorunludur” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10 Kasım 2022 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/taraflarin-gelir-durumuna-bakilmaksizin-kadin-yararina-tedbir-nafakasina-hukmedilmesi-zorunludur

“Zina yapan kadın yararına tedbir nafakası hükmedilemez” şeklindeki Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 12 Eylül 2022 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/zina-yapan-kadin-yararina-tedbir-nafakasi-hukmedilemez

“Tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07 Haziran 2022 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/taraflarin-kusur-durumu-hicbir-sekilde-tedbir-nafakasinin-takdirine-etkili-bir-unsur-degildir

“Kadın eş, erkek eşe oranla daha fazla maaş alsa bile kadın eş lehine tedbir nafakası takdir edilmelidir” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15 Mart 2022 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/kadin-es-erkek-ese-oranla-daha-fazla-maas-alsa-bile-kadin-es-lehine-tedbir-nafakasi-takdir-edilmelidir

“Kadın eşin yüksek miktarda geliri ve malvarlığı bile olsa uygun bir miktarda bağımsız tedbir nafakası verilmelidir” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Mart 2021 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/kadin-esin-yuksek-miktarda-geliri-ve-malvarligi-bile-olsa-uygun-bir-miktarda-bagimsiz-tedbir-nafakasi-verilmelidir

“Kadının evden ayrılmış olması veya gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesine engel değildir” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18 Nisan 2018 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/kadinin-evden-ayrilmis-olmasi-veya-gelirinin-bulunmasi-tedbir-nafakasi-verilmesine-engel-degildir

“Eşlerin ekonomik güçleri birbirine yakın ise geçici tedbir nafakası verilmeyebilir” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 04 Nisan 2018 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/eslerin-ekonomik-gucleri-yakin-ise-gecici-tedbir-nafakasi-verilmeyebilir