Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 30 Ekim 2024 tarihli kararına göre erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışının süregelen nitelikte olduğundan uzun yıllardır bu durumun kadın tarafından bilinmesi af kapsamında değerlendirilemez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 07 Kasım 2024 tarihli kararına göre itirazın kabulüne ilişkin mahkeme kararının temyiz edilmesi, henüz kesin hacze dönüşmeyen ihtiyati haczin kaldırılmasını engellemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11 Aralık 2024 tarihli kararına göre hükmü tümüyle ortadan kaldırır mahiyetteki usul bozmasına uyulması önceki kararla aynı şekilde hüküm tesis edilmesi yönünde bir usuli kazanılmış hak doğurmaz.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22 Ekim 2024 tarihli kararına göre somut olayda, ceza kanunlarının öngördüğü daha uzun zamanaşımı süresinin, zarar görenin desteğinden yoksun kalan mirasçıları yönünden de uygulanacağı dikkate alınmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 17 Ekim 2024 tarihli kararına göre söz konusu ipoteğin, sadece tarımsal krediye münhasır verildiği, iradi olarak verilen ipoteklerden olmadığı ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 22 Ekim 2024 tarihli kararına göre feragat sözleşmesinin, belirli bir maldan feragat şeklinde yapılmasının önünde herhangi bir engel yoktur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre alacağın sıraya kaydedildiği belirtildiğinden, davacının alacağının tahsil imkânı olup olmadığı netleşmediğinden tasarrufun iptali davası açmakta haksız olduğu söylenemez.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 01 Ekim 2024 tarihli kararına göre HUMK’da, katılma yoluyla temyize karşı tekrar katılma yoluyla temyiz gibi bir kanun yoluna başvuru usulü bulunmamaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 31 Ekim 2024 tarihli kararına göre kanunda karşılığı olmadığı halde gizli ayıp bedeli şeklinde ayıbın giderilme bedeline hükmetmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 07 Mart 2024 tarihli kararına göre raporda TÜFE oranları baz alınarak yapılan güncellemeye dair o tarih itibarıyla davacı lehine olan hesaplamaya itiraz etmemesi, davalı lehine usûlî kazanılmış hak oluşturamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre ödeme emrinin takip talebine uygun düzenlenmemesi ve takip talebinde asıl alacak tutarının ödeme emrine üç sıfır eksik şekilde yazılması icra müdürlüğü sorumluluğundadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kira belirleme yasağı getirilmişe de bu kapsamda bulunan sözleşmeler nedeniyle takip başlatılmasında yasal bir engel yoktur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre işlemde birlik ilkesine uygun şekilde düzenlenen resmî vasiyetname lehine yorum yapılması gerektiğinden vasiyetnamenin geçerli olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre yurtdışındaki müşteriler adına düzenlenen faturalarda Türk parası karşılığının gösterilme zorunluluğu yoktur.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre ihalenin feshi kararının kesinleşmesi ile, daha evvel duran satış isteme süresi kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre eldeki davaya konu edilen vasiyetname söz konusu tenkis davasında da dava konusu olmakla, tenkis davasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20 Kasım 2024 tarihli kararına göre doğum tarihinde mevcut yeni doğan tarama programı uygulamasında özel hastanelerin doğan bebekten topuk kanı alma yükümlülüğünün olup olmadığı Mahkemece araştırılmalıdır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 15 Ekim 2024 tarihli kararına göre borçlunun kusurlu olması ve diğer tarafın haklı olarak sözleşmeyi feshetmesi halinde artık dönme cezasını talep etmesi mümkün değildir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 04 Kasım 2024 tarihli kararına göre avukatın üzerine aldığı işi özenle yürütme görevi bulunmakta olup davacının bahsedilen davaları uzatmaya yönelik işlemleri Avukatlık Kanunu 34 hükmüne aykırıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Haziran 2024 tarihli kararına göre erkeğin ortak konuta gizli kamera yerleştirerek kayıtlarını USB içinde mahkemeye delil olarak sunması, hukuka aykırı delil niteliğindedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre daha önce yapılan kamulaştırma işleminin kesinleşen kadastro sonucu tapuya işlendiğinden işbu şerh tapu kaydında terkin edilmediği müddetçe tazminat talep edilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20 Kasım 2024 tarihli kararına göre her iki şikâyetin tarafları, konusu ve hukuki sebebi aynı olup icra mahkemesi kararı aynı konuda yapılan diğer şikâyet yönünden kesin hüküm teşkil etmektedir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21 Ekim 2024 tarihli kararına göre down sendromlu çocuğun, geriye dönük ötenazi isteminden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebinde hukuki yarar bulunmamaktadır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre taşkın yapının değeri istinaf sınırının altında kalsa da yıkım halinde taşkın binanın tamamının yıkılacağı yönünde rapor olduğundan istinaf incelemesi yapılmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece alınan rapora itiraz edilmemiş olması, itiraz üzerine verilen kararın ihalenin feshi aşamasında incelenemeyeceği anlamına gelmez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre HMK 20/1 hükmünde belirtilen sürenin gösterilmemiş olması mahkemeye erişim hakkının ihlâline neden olmaz.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05 Kasım 2024 tarihli kararına göre diğer ihtiyari dava arkadaşlarının kanun yoluna başvurmasının sonucundan, kanun yoluna başvurmamış ihtiyari dava arkadaşları yararlanamaz.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 03 Nisan 2024 tarihli kararına göre davacı eş ölüm tehdidiyle davalı eşin istediği şartlarda anlaşmalı boşanmayı kabul etmek zorunda kaldığından davacı eş için yargılamanın iadesinin koşulları oluşmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre yükleniciye inşaatı yasal hâle getirip iskân ruhsatı alması için birden fazla kez süre tanınsa bile yeniden süre verilmesi arsa sahibinin mağduriyetine yol açmayacaktır.
Yargıtay 06 Aralık 2024 tarihli kararına göre ilaca ilişkin tedbir kararı için dayanak alınacak yeterlilikte bir tıbbi otorite raporu dosyada yoksa davayı esastan çözecek nitelikte tedbir kararı verilemez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15 Ekim 2024 tarihli kararına göre alacaklının takibe devam iradesi göstermesi halinde borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi, şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre döviz alacağındaki kesinlik sınırı karar tarihindeki kur üzerinden belirlenmelidir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 10 Ekim 2024 tarihli kararına göre murisin ölümünden önce ve sonrasında davalının çekmiş olduğu bir para olup olmadığının tespiti ile mirasta istihkak hükümleri uyarınca değerlendirme yapılmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 01 Kasım 2024 tarihli kararına göre talep edilen nafakanın talep aşılarak hükmedilmesi durumunda, Yargıtay tarafından düzelterek onama kararı verilerek talep edilen nafaka hüküm altına alınabilir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre İİK 94/2 hükmüne dayalı istemden sonra İİK 89 hükmüne göre istenebilecek tazminatı, İİK 94/2 davasında terditli talep etmesinde davacının hukuki yararı yoktur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre taraflar arasındaki sözleşme tarihi itibariyle hesaplanan cezaî şartın davalı şirketin ekonomik mahvına neden olmayacağı gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 02 Temmuz 2024 tarihli kararına göre davalı borçlunun davacı alacaklının alacağına göre zaten önceliği bulunan ipotek borcunu kapatmayı amaçladığından alacaklılarına zarar verme kastı bulunmamaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre kira sözleşmesinin erken feshinden kaynaklı cezai şart alacağın tespiti davasının usulden reddi durumunda davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Ocak 2024 tarihli kararına göre anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesinden önce eşin ölmesi durumunda ölen eşin mirasçıları sağ kalan eşin kusurunun tespiti isteyemezler.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre evlendikten kısa süre içerisinde karşılıklı ve yoğun şekilde evlilik birliğini sarsan kusurlu davranışlar sergileyen eşlerin birbirlerine karşı tazminat ödememesi gerekir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 04 Kasım 2024 tarihli kararına göre işe başlatılmadığı sabit işçi yönünden boşta geçen süre alacağı için icra inkar tazminatı verilebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre hasımsız olarak açılan vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin eldeki davada sonradan ilgili vakıf yönetimlerine davanın yöneltilmesi mümkündür.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 01 Ekim 2024 tarihli kararına göre mirasın reddinin iptali davasındaki altı aylık hak düşürücü süre, mirasın reddinin özel kütüğe kaydedilmesi tarihinden itibaren başlamaktadır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 03 Ekim 2024 tarihli kararına göre tescilli iş makinesi, fiilî olarak haczedilmiş ancak sicil kaydına haciz şerhi konulmamışsa bu haciz iyiniyetli üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre düzenli geliri bulunan eşe evin ihtiyaçları için ek kredi kartının verildiği somut olayda olağan harcamalarına karıştığı yönündeki kusurlu davranış erkek eşe yüklenemez.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 10 Haziran 2024 tarihli kararına göre TBK 158 hükmü kapsamına derdestlik nedenine dayalı verilmiş ret hükmü de girmektedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre sözleşme hükümlerine göre artışlı olarak ödenmesi gereken kira alacağının, artışsız ödenmesi durumunda kiralayanın eksik ödenen kısımdan vazgeçmiş olduğu düşünülemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre poliçe kapsamında sigorta tazminatını talep hakkı sigortalıya ait olduğundan davacının sigorta poliçesine dayalı olarak davalı TARSİM’den sigorta tazminatını talep edemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre soybağının tespiti amacıyla kan ve doku örneği vermekten kaçınan davalılar hakkında gerektiğinde yakalama da dâhil olmak üzere tüm zor kullanma tedbirleri uygulanabilir.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 19 Eylül 2024 tarihli kararına göre hükme bağlanıp hakimce el çekilen davada, dosyanın eski hale getirilmesi ile yargılamaya devam edilmesi mümkün değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre tasarrufun iptali davasının bedele dönüşmesi hâlinde de mahkemenin nakden tazmine karar verilebilmesi için genel dava şartlarıyla özel dava şartlarını incelemesi gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre takibin durdurulması isteminin kabul edilmiş olması borçlu tarafından yapılan ödemeyi hükümsüz kılmaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre murisin mal satma yönünde hiçbir ihtiyacı yokken taşınmazını oğluna devretmesi ve bedeller arasında fahiş fark bulunması nedeniyle muris muvazaasının koşulları oluşmuştur.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre davalı arsa sahibinin savunması takas değil mahsup niteliğinde olduğundan her zaman ileri sürülebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 02 Aralık 2024 tarihli kararına göre arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilirlik şerhinin verilmesine ilişkin başvuruda talep eden lehine vekalet ücreti hükmedilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre taşınmazların bedellerinin davacı tarafından bağış yoluyla davalılara verildiğine yönelik beyanlar vasıflı ikrar mahiyetinde olup, bu ikrar bölünemez.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 10 Ekim 2024 tarihli kararına göre sözleşme sona ermediği halde feshe bağlı ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti konusunda yapılan anlaşma geçerli değildir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 18 Nisan 2024 tarihli kararına göre davacı vekilinin UETS adresi olsa bile mahkemece fiziki tebligat yapılması halinde yapılan tebligat yok hükmünde olmayıp, usulsüz tebligat hükmündedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre bilindiği gibi ülkemizde yaşanan enflasyon uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyretmiş ve paramızın değeri de bununla ters orantılı olarak devamlı düşmüştür.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 04 Haziran 2024 tarihli kararına göre basit yargılama usûlünde dava dilekçesinde tanık deliline dayanmayan davacı HMK 145 hükmü gereği tanıklarını sonradan gösterebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre ödeme emrine itiraz alacaklı veya vekiline tebliğ edilmemişse sair suretlerle itirazdan haberdar olunduğu ileri sürülse dahi hak düşürücü süre işlemeye başlamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre MKE, anonim şirkete dönüştürülmesi nedeniyle özel hukuk tüzel kişisi hâline geldiği anlaşıldığından aleyhine açılacak davalarda adli yargı görevlidir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13 Mayıs 2024 tarihli kararına göre kefillerin, eşlerinin bankayla yaptığı sözleşmeye muvafakat ettiklerini beyan ettikten sonra başlangıçtaki eksikliği ileri sürmesi hakkın kötüye kullanılmasıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre tanınması ve tenfizi istenen karar, mahkemenin kendi usul kurallarına göre vasiyetin açılması işlemi niteliğinde olup mahkeme kararı olmadığından kesinleştirilemez.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 04 Nisan 2024 tarihli kararına göre murisin istediği kişi ile evlenmesine izin vermemesi üzerine murise darp girişiminde bulunmak ve mala zarar verme eylemlerini gerçekleştirmek ıskat sebebi olamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre her hâlde ibaresinden kesinlikle şeklinde anlam çıkarılması da istifade edilen Güncel Türkçe Sözlüğün bir gereğidir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 09 Eylül 2024 tarihli kararına göre takas ileri sürülen alacak, idari yargıda değerlendirileceğinden takas itirazına ilişkin değerlendirme yapılmadığından icra inkar tazminatı hükmedilemez.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 05 Nisan 2022 tarihli kararına göre muvazaaya dayalı iptal davası, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı davayı bekletici sorun yapmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre davacı tam anlamıyla kendi kontrolündeki hesabından oğlunun hesabına, sahte imzayla gerçekleştirilen havale işlemi neticesinde zarara uğradığından banka sorumlu olmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Eylül 2024 tarihli kararına göre UYAP ortamına cevap dilekçesi olarak yüklenen dilekçe içeriğinin istinaf dilekçesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 10 Ekim 2024 tarihli kararına göre mülkiyet iddiasına dayalı yolsuz tescilin iptali istekli davanın, adli yargı yerinde görülmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre mirasbırakanın iradesinin sakatlanması nedeniyle vasiyetname düzenlediği iddiasına yönelik tarafların gösterdikleri tüm deliller toplanıp değerlendirilmelidir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15 Şubat 2024 tarihli kararına göre tasarrufun iptaline ilişkin olarak verilen ihtiyati hacizle ilgili şikayet, haczin infaz edildiği icra müdürlüğünün bağlı olduğu İcra Mahkemesince değerlendirilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre icra inkâr tazminatının hesaplanmasında esas alınacak, davaya konu edilen asıl alacak tutarı temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğundan temyiz yoluna gidilemez.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 21 Ekim 2024 tarihli kararına göre iş sözleşmesi devam ederken arabuluculuk tutanağının baskı altında imzalanması ve bir örneğinin işçilere sonradan verilmesi arabuluculuk tutanağının iptalini gerektirir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08 Şubat 2024 tarihli kararına göre davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişi bunu açıkça dilekçesinde belirtmesi gerekir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 16 Ekim 2024 tarihli kararına göre sağ kalan eş, intifadan men tarihinden kabul edilen özgüleme davasının kesinleşmesi tarihine kadar ecrimisil ile sorumludur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre hâkimin takdir yetkisinde kalan tazminat talepleri yönünden Yargıtayın hükmü hatalı bulması hâlinde miktar bozması yerine hükmü düzelterek onama yetkisi bulunmamaktadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 25 Mart 2024 tarihli kararına göre dava konusu aile konutuyla sınırlı olup dava tümüyle kabul edildiği halde, davanın kısmen kabul edildiği gerekçesiyle davalı lehine nispi vekâlet ücreti takdir edilemez.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 10 Eylül 2024 tarihli kararına göre idari yargı organlarınca verilen bir iptal kararının somut olayın özelliğine göre geçmişe etkili olmasında yasal bir engel bulunmamaktadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Şubat 2024 tarihli kararına göre velâyet hakkına sahip annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebi, çocuğun üstün yararına uygun olduğundan kabul edilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre TMK 512/3 hükmü, çıkarmanın yerinde olmadığını kabul eden mahkemeye davacı mirasçının saklı payını tespit ve tenkis yönünde inceleme yapma görevini yüklemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre salt vekâlet verenin iradesi hilafına hareket edildiğinden hareketle mirasçılıktan çıkarma koşullarının oluştuğunu kabul etmek hatalı olacaktır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 16 Mayıs 2024 tarihli kararına göre asile yapılan tebligat yok hükmünde olduğundan borçlu vekilinin satış ilanını UYAP evrak işlem kütüğünden okuduğundan bahisle haberdar olunduğunun kabulü mümkün değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre somut olayda miras bırakanın işletmenin devamını sağlayabilmek için dava konusu dükkanları davalıya devrettiği savunması ispatlanamamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16 Eylül 2024 tarihli kararına göre itirazın iptali davasında zorunlu arabuluculuğa başvurulmuşsa davadaki bir yıllık hak düşürücü süre arabuluculuk anlaşamama tutanağının imza tarihinden itibaren başlamaz.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 27 Haziran 2024 tarihli kararına göre Kazakistan İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için düzenlenen mahkemeye başvurma süreleri, zamanaşımı süresi niteliğindedir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 16 Ekim 2024 tarihli kararına göre davaya konu taşınmazın davalı adına tesciline dair karar kesinleştiğinden davalı aleyhine açılan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerinin reddine karar verilmelidir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 30 Mayıs 2024 tarihli kararına göre trafik kazalarından kaynaklı tazminat davalarında, sürekli iş göremezlik oranının tespitinde bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosu uygulanmalıdır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 21 Şubat 2024 tarihli kararına göre avukatın ücrete hak kazanması için uyuşmazlık konusu hukuk dava dosyasına vekaletname sunarak dilekçe vermesi yeterlidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 24 Eylül 2024 tarihli kararına göre babalığın hükmen tespitine ilişkin istemde davalının, davacının babası olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre somut olayda tacir olan davacı, protokol ve senetleri haciz sırasında manevi baskı altında imzaladığından korkutmanın koşulları oluşmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre vasiyetnamede murisin beyanının tanıkların önlerinde yapıldığına ilişkin ve vasiyetnamenin noter tarafından vasiyetçiye okunduğunu tevsik eden beyanları yer almalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 30 Nisan 2024 tarihli kararına göre somut olayda, kiracı ödemekle yükümlü olduğu yan giderleri ödemediği için temerrüt olgusu gerçekleşmiştir.