Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 22 Ekim 2024 tarihli kararına göre dava dilekçesinde tanık deliline dayanmayan tarafın, davanın açılmasından altı gün sonra tanık listesini vermesi, HMK 145 hükmü kapsamında değerlendirilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Mart 2025 tarihli kararına göre istinaf incelemesi neticesinde tek bir anlaşmazlıkla ilgili olarak başvurunun hem esastan reddine hem de dosyanın geri gönderilmesine karar verilemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre fiili ayrılık dönemi ve eşler arasında çekişmeli süreç dikkate alındığında tanık beyanlarında kadının bu dönemde sırf taziyeye katılmamasının sebebi açıklanmamıştır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 19 Kasım 2024 tarihli kararına göre mahkemece dava konusu misli ile değişimine karar verilen aracın fatura bedeli üzerinden nisbi karar ilam harcına hükmedilmesi gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04 Kasım 2024 tarihli kararına göre manevî tazminatın bölünmezliği ilkesi gereği manevî tazminat ıslah ile artırılamaz ise de nafakalar ıslah ile artırılabilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05 Mart 2025 tarihli kararına göre limited şirketin varlık ve faaliyetlerinin sürdürülebilmesini etkileyecek nitelikte önemli miktarda malvarlığının satılmasına ait yetkinin genel kurula ait olduğu kabul edilmelidir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 09 Ocak 2025 tarihli kararına göre intikale konu değerin cüzi bir miktar oluşturmadığı gözetilerek davacının bahsi geçen intikal işlemi ile terekeyi benimsediğinin kabulü gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05 Mart 2025 tarihli kararına göre hükmü veren bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasından sonra HMK 124 hükmü gereği taraf teşkili sağlanabilir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 16 Aralık 2024 tarihli kararına göre dava tarihinden sonra gerçekleşen ifa kısımları ihtirazı kayıtla gerçekleşmiş ifa olup uyarlama istenmesine engel olmayacaktır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 26 Kasım 2024 tarihli kararına göre Whatsapp mesajının davalıdan gelip gelmediği araştırılarak davalıdan gelmiş olması halinde yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19 Şubat 2025 tarihli kararına göre malın muhammen değerin üzerinde satılmış olması her zaman zarar unsurunun oluşmayacağı ve malın gerçek değerini bulduğu anlamında yorumlanamaz.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 26 Aralık 2024 tarihli kararına göre davacı eşin, diğer eşine verdiği borç parayı, diğer eşin de babasına gönderdiği somut olayda alacağın davalılardan tahsili isteminde, aile mahkemesi görevlidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 07 Kasım 2024 tarihli kararına göre dava konusu eşyanın ayıpsız mislinin temin edilememesi durumu İİK 24 hükmü gereğince icra aşamasını ilgilendirmekte olup terditli hüküm kurulamaz.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 23 Aralık 2024 tarihli kararına göre kadın eş, erkek eşin yazışmalarını hukuka aykırı olarak yaydığı ve haberleşme gizliliğini ihlal etiğinin ispatlandığı anlaşıldığından kadın eş kusurludur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre eşin evlilik birliğinden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla evden ayrıldığı ve geri dönmediği sabit olup boşanmaya karar verilmesi gerekmektedir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre alacaklının icra müdürlüğünce harcın hesaplanabilmesi için harca esas değeri Türk Lirasıyla yazılı olarak belirtmesi alacağın Türk Lirası olarak talep edildiği sonucunu doğurmaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26 Şubat 2025 tarihli kararına göre miras bırakanın geriye mal varlığı bırakması tek başına mal kaçırma iradesi olmadığını göstermez.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 04 Aralık 2024 tarihli kararına göre davalı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin dava tarihindeki yabancı para karşılığı kur üzerinden hükmedilmesi gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre süreli ipotekte, ipotek süresinin, asıl alacağın vadesi olarak nitelendirilemeyeceği görüşü benimsenmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24 Aralık 2024 tarihli kararına göre rücu hakkında davacının mal varlığındaki eksilme, ödeme tarihinde gerçekleştiğinden alacağın tamamına ödeme gününden itibaren faiz işletilmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19 Şubat 2025 tarihli kararına göre vekilin kötüniyetle kanun yoluna başvurduğu gerekçesiyle vekile HMK 329/2 hükmü uyarınca disiplin para cezası verilmesi gerektiği görüşü kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 04 Kasım 2024 tarihli kararına göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümlerinden kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının, adlî yargıda görülmesi gerekir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre belirsiz alacak davasının dava dilekçesindeki talebe bakılarak alacağın kesin nitelikte olduğundan bahisle istinaf başvurusunun usûlden reddine karar verilemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 19 Aralık 2024 tarihli kararına göre davalı eş davaya cevap süresi dolmadan ve davaya cevap vermeden öldüğüne göre mirasçılar tarafından bildirilen deliller toplanarak yargılama yapılabilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre davalı taraf cevap dilekçesi ile davayı kabul ettiğini beyan etmiş ise de, davacının bedelde muvazaa iddiasına karşı çıktığından geçerli bir kabulün varlığından söz edilemez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 12 Aralık 2024 tarihli kararına göre alacaklı, tahliye kararının alınmasından itibaren 1 yıllık süre içerisinde tahliye kararının infazını talep etmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Mart 2025 tarihli kararına göre aynı hususta bir kanun çıkarılmış olması usûlî kazanılmış hakkın istisnası olup usûle ilişkin kanun değişikliğinin geçmişe etkili olarak uygulanması gerekmektedir.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre arabuluculuk tutanağı kapsamından sonuçlandırılan alacaklar bakımından gabinin (aşırı yararlanmanın) gerçekleşip gerçekleşmediği iddiası üzerinde durulmalıdır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 12 Aralık 2024 tarihli kararına göre davacı, mesajlaşmanın muhatabı olan davalının kocasının kız kardeşi olduğuna göre Whatsapp mesajının içeriği itibariyle HMK 202 hükmü uyarınca delil başlangıcı sayılmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 12 Aralık 2024 tarihli kararına göre İİK 24 hükmü uygulanırken 0 km yeni araçta bulunup da ayıplı araçta bulunmayan aksamın değeri düşülmek suretiyle ayıplı aracın haciz tarihindeki değeri araştırılmalıdır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 25 Aralık 2024 tarihli kararına göre delil davacı tarafından sunulduğundan ve ön inceleme duruşmasından hemen sonra ibraz edildiğinden, yargılamayı geciktirme amacı taşıdığından söz edilemez.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 25 Kasım 2024 tarihli kararına göre fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmî dava açılıp açıkça HMK 107 hükmü gereğince belirsiz alacak davası açıldığı bildirilmediğinden dava, kısmî dava olarak görülmelidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05 Aralık 2024 tarihli kararına göre davacı, emredici hüküm gereği davasından feragat etmiş olduğundan amaca uygun sınırlandırma yöntemi olaya uygulanarak davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmemelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 05 Aralık 2024 tarihli kararına göre karşı dava şeklinde açılan davada protokol uyarınca anlaşmalı boşanma talep ederek davasından feragat eden tarafın feragat beyanı, anlaşmalı boşanma olması durumunda geçerlidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre süresiz ve koşulsuz döviz cinsinden taahhüt edilen yoksulluk nafakasının 18 yıllık süre sonunda tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına bakıldığında uyarlanması gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre satış talebinin reddine ilişkin karar İİK 363 hükmünde sayılan işlemlerden olmadığından konu itibariyle kanun yolu açısından kesin niteliği bulunmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26 Şubat 2025 tarihli kararına göre davacının uğradığı zarar miktarı bilirkişi raporuyla belirlenen miktar olduğundan tazminattan yapılacak indirimin de bu miktar üzerinden yapılması gerektiği açıktır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 24 Aralık 2024 tarihli kararına göre HMK 195 hükmü gereğince sözleşme aslının ibraz edilmesi için taraflara süre verilmesi veya bulunduğu yer hakkında açıklama yapılmasının istenilmesi gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 26 Kasım 2024 tarihli kararına göre konkordato talebi üzerine geçici mühlet kararı veren Ticaret mahkemesinin verdiği ihtiyatî tedbir kararına aykırı davranan kimse hakkında disiplin hapis cezası verilebilir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 18 Aralık 2024 tarihli kararına göre davanın başında gider avansı yatırıldığı halde ek raporun davalılara tebliğini sağlayacak miktardan daha fazla masraf yatırtılmak istenmesinin nedeni ara karada gösterilmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 12 Aralık 2024 tarihli kararına göre istinaf kanun yoluna başvurmama belgesinin ve aslı ve onaylı suretinin kararı veren ülke kanunlarına göre bu belgenin kesinleşmeyi gösterir belge olarak kabul edilmelidir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 02 Aralık 2024 tarihli kararına göre genel kabule göre çalışma hayatı aktif dönemin 60 yaşında sona ereceğinin kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 17 Aralık 2024 tarihli kararına göre somut olayda davacı tüketici konumunda olduğundan sadece davalının ticari defter ve kayıtları incelenerek karar verilmesi yerinde değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre sorumluluk hükümleri nedeniyle neticeten reçete bedeli kendisi üzerinde kalan eczacı ancak suça konu eylemi gerçekleştiren kişilerden zararının tazmini talep edebilecektir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 05 Kasım 2024 tarihli kararına göre mirası reddeden borçlunun yasal mirasçısı olması halinde ancak bu mirasçıların haczin kaldırılmasını isteme hakkı bulunmaktadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 05 Kasım 2024 tarihli kararına göre adresin, sanal ofis adresi olduğu iddiası, Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde inceleme ve değerlendirme yapılması karşısında sonuç doğurmaz.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17 Aralık 2024 tarihli kararına göre iki kişiden oluşan yönetim kurulunda toplantı ve karar nisabı iki olduğundan, dava konusu yönetim kurulu kararı yönünden toplantı ve karar nisabı sağlanması mümkün değildir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 10 Aralık 2024 tarihli kararına göre ticari defterlerini sunmayan taraf bu davranışıyla kendi ticari defterlerinin incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 16 Aralık 2024 tarihli kararına göre HMK 145 hükmü gereği kadın eşin, düğün fotoğraflarını geç sunmasının davayı geciktirme amacı taşıdığı anlaşılmadığından sunduğu deliller incelenmelidir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 04 Kasım 2024 tarihli kararına göre vefat etmiş kişi için vefat tarihi sonrası için de sakatlık tazminatı hesabı yapılarak bu doğrultuda karar verilmesi mümkün değildir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 21 Kasım 2024 tarihli kararına göre belirsiz alacak davasında davacının başlangıçta dava konusu etmediği bazı dosyalardaki karşı yan vekalet ücretlerini talep arttırım dilekçesiyle davaya dahil etmesi mümkün değildir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre çocuğun yaşı dikkate alındığında, davacı babaanne ile çocuk arasında uygun süreli olacak şekilde kişisel ilişki kurulmamış olması bozmayı gerektirir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 15 Ekim 2024 tarihli kararına göre sadece 14 ay süren bir evlilik için yaklaşık 150 aya denk gelecek şekilde toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olması hakkaniyete aykırıdır.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 21 Ocak 2025 tarihli kararına göre cevap dilekçesinde savunmanın temeli olan bütün vakıalar ve her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği gösterilmezse dava dilekçesindeki tüm vakıalar inkar edilmiş sayılır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 24 Şubat 2025 tarihli kararına göre takip talebinde yabancı para alacağının harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığı gösterilmezse davanın usûlden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 31 Aralık 2024 tarihli kararına göre adlî tatilde görülecek dava ve işlerde; sürenin bitmesi adlî tatile rastlarsa süre, adli tatil içindeki bu son günün tatil saatinde biter.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16 Aralık 2024 tarihli kararına göre sonradan yeni bir genel kurul toplantısı ile yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmiş olması davaya konu alınan ibra kararını geçerli hale getirmez.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 19 Aralık 2024 tarihli kararına göre mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 24 Şubat 2025 tarihli kararına göre borcun aslı yabancı para alacağı ise alacaklı, borcun fiili ödeme günündeki TL karşılığı döviz veya doğrudan TL olarak talepte bulunma konusunda seçimlik hakkı bulunmaktadır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 13 Şubat 2025 tarihli kararına göre kısmî veya belirsiz alacak davalarında, kanun yolu sınırının alacağın tamamına bakılarak belirlenmesi gereklidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04 Şubat 2025 tarihli kararına göre mal rejiminin tasfiyesi davalarında ayrıca şirket adına kayıtlı mal varlığına ihtiyatî tedbir kararı verilemez.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 25 Kasım 2024 tarihli kararına göre kaza tarihinde askerlik yaptığı değerlendirilen kişinin askerlik boyunca sağlıklı kişilerden daha fazla efor sarfedeceğinden sürekli iş göremezlik tazminatı isteyebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 24 Şubat 2025 tarihli kararına göre tazminat miktarlarının Tüketici Hakem Heyetinin parasal sınırı içerisinde bulunması halinde Tüketici Hakem Heyetlerince manevi tazminata da karar verilebilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Aralık 2024 tarihli kararına göre kişisel malın satışından elde edilen paranın tasfiye konusu taşınmazın bedelinin tamamını karşılandığından ikame mal kuralı gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 11 Aralık 2024 tarihli kararına göre icra müdürlükleri borçlu hakkında gerekli malumatı ilgili kurumlardan isteyebileceği gibi İİK 367 hükmünde yer alan mevcudu ibaresi nedeniyle bilgiler sınırlandırılamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre şirket yöneticileri ile şirket arasında işçi - işveren ilişkisi mevcut olsa da, TTK 553 hükmü kapsamında açılacak sorumluluk davalarında iş mahkemeleri görevli olamaz.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02 Aralık 2024 tarihli kararına göre tasfiye henüz gerçekleşmediğinden davacıların haksız azil nedeni ile tasfiye halindeki şirkete karşı takip ve dava açmaları mümkün bulunmaktadır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 24 Şubat 2025 tarihli kararına göre arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra muaccel hâle gelen dönem için arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usûlden reddine karar verilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre talep edilen zarar miktarı, davalı tarafın vereceği bilgiler ve/veya tahkikat ile tespit edilebilecek nitelikte olduğundan belirsiz alacak davası açılabilir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 13 Ocak 2025 tarihli kararına göre alacaklının paranın değer kaybını önlemek için döviz, altın, vadeli mevduat hesabı gibi yatırımlara yönelmesi doğal olduğundan temerrüt faizi üzerinde aşkın zararı oluşmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05 Şubat 2025 tarihli kararına göre aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte, ortağın uzun süre kooperatife uğramaması ve aidat borcunu takip etmemesi üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği anlamına gelir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 17 Aralık 2024 tarihli kararına göre taşınmazı ihalede satın almış olan alıcı taşınmazı işgal eden kişiden ihalenin kesinleştiği tarihten değil, ihale tarihinden itibaren kullanım bedelini istemeye hak kazanır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24 Aralık 2024 tarihli kararına göre somut olay bakımından Sınai Mülkiyet Kanunu ile haksız rekabet hükümlerinin birlikte uygulanmasını gerektiren kümülatif korumanın uygulama alanı kalmadığı gözetilmelidir.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 24 Aralık 2024 tarihli kararına göre asıl - alt işveren sıfatı olmayan zarara şahsi kusuruyla sebep olan üçüncü kişiler için uygulanması gereken zamanaşımı kuralı TBK 72 hükmü düzenlemesidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 05 Aralık 2024 tarihli kararına göre hangi mal için ne miktar talepte bulunduğunu bildirmeyen davacı tarafa süre verilmeli, talebini açıklamazsa her bir mal için eşit alacak talebinde bulunduğu kabul edilmelidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 10 Aralık 2024 tarihli kararına göre avukatlık ücret sözleşmesi ile vekil ile müvekkil arasındaki uyuşmazlıklar tahkim yoluyla çözülebilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 07 Kasım 2024 tarihli kararına göre mal rejiminin tasfiyesinde devrin bağış olarak değerlendirilmesi için, bağış iradesinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde açık olması gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 19 Aralık 2024 tarihli kararına göre hamilin dosya alacağını son cirantaya temlik etmesi bonodaki diğer borçluları müteselsil sorumluluk esası gereği borçtan kurtarmaz.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 16 Aralık 2024 tarihli kararına göre şikayetçi bankanın ipotek alacağı üst sınır ipoteği olarak tesis edilmiş olduğundan sıra cetvelinde üst sınır ipoteği limitini aşar şekilde satış bedelinden pay ayrılamaz.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 19 Aralık 2024 tarihli kararına göre sicile kayıtlı bütün gemilerin kıymet takdiri, icra mahkemesince yapılması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20 Kasım 2024 tarihli kararına göre temyiz süresinin son günü cumartesi gününe denk geldiğinden pazartesi günü gün sonuna kadar harçların yatırılıp temyiz dilekçesinin UYAP sistemine kaydedilmesi gerekir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 16 Aralık 2024 tarihli kararına göre belirsiz alacak davasının şartlarını taşınmayan davanın kısmî dava olarak görülüp görülemeyeceği tartışılmalıdır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre dava konusu taşınmazın akaryakıt istasyonu olması sebebi ile İİK 280/3 hükmü gereğince iptale tabi bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10 Temmuz 2024 tarihli kararına göre bölge adliye mahkemesince duruşma açılarak bilirkişi raporu alınması sonucunda HMK 356/2 hükmü kapsamında istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05 Aralık 2024 tarihli kararına göre somut olaydaki avukatlık ücret sözleşmesindeki süre şartı, sözleşmeyi geçersiz kılmaz.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 14 Kasım 2024 tarihli kararına göre davaya konu taşınmazların parsel numaralarının sonradan değişmiş olduğu anlaşılsa da kararın icrasının mümkün olduğu görülmüştür.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 24 Ekim 2024 tarihli kararına göre söz konusu ipoteğin, sadece konut finansman kredisine özgülendiği, iradi olarak verilmediği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre avukat ile müvekkili arasındaki ücret sözleşmesi bir ilâma bağlanmadığı sürece rüçhanlı olarak kabul edilemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 15 Ekim 2024 tarihli kararına göre UYAP evrak işlem kütüğü ekranında sistem üzerinden yüklenen belgenin kim tarafından ne zaman yüklendiği hususlarına ilişkin bilgilere yer verilmiştir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 15 Ekim 2024 tarihli kararına göre iradi taraf değişikliğinden önce yeni tarafa karşı arabuluculuk başvurusu yapılıp sonuçlandırılmışsa dava şartının tamamlandığı kabul edilmelidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 13 Mayıs 2024 tarihli kararına göre dava dilekçesinde tanık deliline dayanmayan, HMK 145 hükmünde belirtilen istisnai hallerin mevcudiyetini de ileri sürmeyen davacının sonra bildirdiği tanıklar dinlenemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre davacı babaanne ve dede ile çocuk arasında daha kısa süreli olacak şekilde uygun kişisel ilişki kurulmamış olması bozmayı gerektirir.