Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 09 Eylül 2024 tarihli kararına göre takas ileri sürülen alacak, idari yargıda değerlendirileceğinden takas itirazına ilişkin değerlendirme yapılmadığından icra inkar tazminatı hükmedilemez.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 05 Nisan 2022 tarihli kararına göre muvazaaya dayalı iptal davası, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı davayı bekletici sorun yapmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre davacı tam anlamıyla kendi kontrolündeki hesabından oğlunun hesabına, sahte imzayla gerçekleştirilen havale işlemi neticesinde zarara uğradığından banka sorumlu olmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Eylül 2024 tarihli kararına göre UYAP ortamına cevap dilekçesi olarak yüklenen dilekçe içeriğinin istinaf dilekçesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 10 Ekim 2024 tarihli kararına göre mülkiyet iddiasına dayalı yolsuz tescilin iptali istekli davanın, adli yargı yerinde görülmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre mirasbırakanın iradesinin sakatlanması nedeniyle vasiyetname düzenlediği iddiasına yönelik tarafların gösterdikleri tüm deliller toplanıp değerlendirilmelidir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15 Şubat 2024 tarihli kararına göre tasarrufun iptaline ilişkin olarak verilen ihtiyati hacizle ilgili şikayet, haczin infaz edildiği icra müdürlüğünün bağlı olduğu İcra Mahkemesince değerlendirilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre icra inkâr tazminatının hesaplanmasında esas alınacak, davaya konu edilen asıl alacak tutarı temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğundan temyiz yoluna gidilemez.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 21 Ekim 2024 tarihli kararına göre iş sözleşmesi devam ederken arabuluculuk tutanağının baskı altında imzalanması ve bir örneğinin işçilere sonradan verilmesi arabuluculuk tutanağının iptalini gerektirir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08 Şubat 2024 tarihli kararına göre davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişi bunu açıkça dilekçesinde belirtmesi gerekir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 16 Ekim 2024 tarihli kararına göre sağ kalan eş, intifadan men tarihinden kabul edilen özgüleme davasının kesinleşmesi tarihine kadar ecrimisil ile sorumludur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre hâkimin takdir yetkisinde kalan tazminat talepleri yönünden Yargıtayın hükmü hatalı bulması hâlinde miktar bozması yerine hükmü düzelterek onama yetkisi bulunmamaktadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 25 Mart 2024 tarihli kararına göre dava konusu aile konutuyla sınırlı olup dava tümüyle kabul edildiği halde, davanın kısmen kabul edildiği gerekçesiyle davalı lehine nispi vekâlet ücreti takdir edilemez.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 10 Eylül 2024 tarihli kararına göre idari yargı organlarınca verilen bir iptal kararının somut olayın özelliğine göre geçmişe etkili olmasında yasal bir engel bulunmamaktadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Şubat 2024 tarihli kararına göre velâyet hakkına sahip annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebi, çocuğun üstün yararına uygun olduğundan kabul edilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre TMK 512/3 hükmü, çıkarmanın yerinde olmadığını kabul eden mahkemeye davacı mirasçının saklı payını tespit ve tenkis yönünde inceleme yapma görevini yüklemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre salt vekâlet verenin iradesi hilafına hareket edildiğinden hareketle mirasçılıktan çıkarma koşullarının oluştuğunu kabul etmek hatalı olacaktır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 16 Mayıs 2024 tarihli kararına göre asile yapılan tebligat yok hükmünde olduğundan borçlu vekilinin satış ilanını UYAP evrak işlem kütüğünden okuduğundan bahisle haberdar olunduğunun kabulü mümkün değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre somut olayda miras bırakanın işletmenin devamını sağlayabilmek için dava konusu dükkanları davalıya devrettiği savunması ispatlanamamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16 Eylül 2024 tarihli kararına göre itirazın iptali davasında zorunlu arabuluculuğa başvurulmuşsa davadaki bir yıllık hak düşürücü süre arabuluculuk anlaşamama tutanağının imza tarihinden itibaren başlamaz.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 27 Haziran 2024 tarihli kararına göre Kazakistan İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için düzenlenen mahkemeye başvurma süreleri, zamanaşımı süresi niteliğindedir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 16 Ekim 2024 tarihli kararına göre davaya konu taşınmazın davalı adına tesciline dair karar kesinleştiğinden davalı aleyhine açılan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerinin reddine karar verilmelidir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 30 Mayıs 2024 tarihli kararına göre trafik kazalarından kaynaklı tazminat davalarında, sürekli iş göremezlik oranının tespitinde bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosu uygulanmalıdır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 21 Şubat 2024 tarihli kararına göre avukatın ücrete hak kazanması için uyuşmazlık konusu hukuk dava dosyasına vekaletname sunarak dilekçe vermesi yeterlidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 24 Eylül 2024 tarihli kararına göre babalığın hükmen tespitine ilişkin istemde davalının, davacının babası olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre somut olayda tacir olan davacı, protokol ve senetleri haciz sırasında manevi baskı altında imzaladığından korkutmanın koşulları oluşmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre vasiyetnamede murisin beyanının tanıkların önlerinde yapıldığına ilişkin ve vasiyetnamenin noter tarafından vasiyetçiye okunduğunu tevsik eden beyanları yer almalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 30 Nisan 2024 tarihli kararına göre somut olayda, kiracı ödemekle yükümlü olduğu yan giderleri ödemediği için temerrüt olgusu gerçekleşmiştir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 16 Mayıs 2024 tarihli kararına göre zorunlu arabuluculuk kapsamında olmayan kayıt kabul davasında arabulucuya başvuru yapılmışsa arabuluculuk aşamasında hak düşürücü süre işlemez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 24 Nisan 2024 tarihli kararına göre satış giderlerinin icra dosyasına bildirilmemesi veya icra müdürlüğünce bu alacak kalemlerinin borca dahil edilmesinin sağlanamaması borçlunun sorumluluğunda değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre süresinde davaya cevap vermekle birlikte zamanaşımı savunmasında bulunmayan davalı bu savunmasını ıslah suretiyle sonradan ileri sürebilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 19 Eylül 2024 tarihli kararına göre maddî anlamda eşinin ihtiyaçlarını karşılamama şeklindeki kusurlu davranış, davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşımamaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre somut olayda mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı davaya dair açılan karşı davanın takası sonucu kalan bakiye tutar üzerinden akdi vekalet ücreti hesaplanmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 05 Haziran 2024 tarihli kararına göre talep halinde yoksulluk nafakasına ÜFE oranları üzerinden yıllık artış oranı belirlenmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre borçlar hukuku hükümlerine tabi olan bir işçinin dava dilekçesindeki kıdem tazminatı talebi yönünden TBK 437 hükmüne göre değerlendirme yapılmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 25 Haziran 2024 tarihli kararına göre satış masraflarının peşin yatırılmasına ilişkin düzenlemenin sadece hacizli malları kapsadığı, ipotekli taşınmazlara ilişkin olmadığı görülmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre borçlunun alacaklılara daha kısa zamanda ve daha fazla miktarda ödeme yapma imkânı varken, alacaklıların aleyhine bir ödeme planının tasdiki uygun değildir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 10 Eylül 2024 tarihli kararına göre daha önce ecrimisilin rayice göre belirlendiği dönemle, dava konusu ilk dönem arasında beş yıl geçmesi durumunda kesinleşen döneme ilişkin değerler nazara alınmayabilir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 12 Haziran 2024 tarihli kararına göre menkulleri başka bir icra dosyasından ihale ile aldığını iddia eden üçüncü kişinin istihkak iddiası dinlenebilir niteliktedir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 23 Ocak 2024 tarihli kararına göre arabuluculuk dava şartı mahkemece resen inceleneceğinden ayrıca dava şartı arabuluculuk son (anlaşmama) tutanağının iptalini istemekte hukuki yarar bulunmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre belgenin aslının ibraz edilmemesi, o belgeye göre karar verilmesine engel teşkil etmemektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre HMK 216/1 hükmündeki belgenin aslının verilmiş olması şeklinde bir şart, somutlaştırma yükünün kapsamına sokulmamalıdır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre takdiri indirim nedeni ile dava kısmen reddedildiğinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yerinde olmuştur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 11 Eylül 2024 tarihli kararına göre davalının ıslah dilekçesine karşı beyan süresi dolmadan karar verilmesi davalı tarafın hukuki dinlenilme hakkını ihlal etmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 30 Eylül 2024 tarihli kararına göre somut olayda, davacı vekilinin azledildiği mahkemeye bildirilmediğinden azil mahkeme bakımından hüküm ifade etmez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre resmî senetlerin sahteliği ön sorun olarak ileri sürülemeyeceği gibi sahtelik konusunda ayrı bir sahtelik davası açılması gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 24 Nisan 2024 tarihli kararına göre cebri icra hukukuna ilişkin işlemlerde MÖHUK 47 hükmü uyarınca Türk mahkemelerinin ve icra iflas organlarının yetkisi milletlerarası yetki sözleşmeleri ile kaldırılamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre tespit raporuna itiraz edilerek alacağın tartışmalı hale getirilmesi ve zarar miktarının tam ve kesin olarak belirlenememesinden dolayı belirsiz alacak davası açılabilir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 11 Eylül 2024 tarihli kararına göre murisin tanıklar önünde beyanda bulunduğu vasiyetname içeriği itibariyle anlaşıldığından bu husus iptal sebebi olarak kabul edilmemelidir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 13 Haziran 2024 tarihli kararına göre HMK 17 hükmünde düzenlenen yetki, kesin yetki niteliğinde olup alacaklı tarafından sözleşmede belirlenen yerde takip başlatılması zorunludur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre tasfiye konusu taşınmazın önceki karar bozulmakla değer güncelliğini yitirdiğinden bozma sonrası yeni karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değeri belirlenmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre davacı tarafça ipoteğin kaldırılması davasından feragat edilmiş olmasından dolayı taahhütnameden de feragat edildiği sonucu çıkarılamaz.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 19 Eylül 2024 tarihli kararına göre eksik ve kusurlu işler bedelinin hükme en yakın tarihteki piyasa rayiçleri esas alınarak tespit ettirilmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre olayların gösterdiği gelişmelere göre hükme etkili olan ve yargıyı yanılgıya götüren tüm olayların hile sayıldığı kabul edilmektedir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 16 Mayıs 2024 tarihli kararına göre tasarrufun iptali davasına konu menkul üçüncü kişi tarafından rızaen elden çıkarılmışsa üçüncü kişi borçlu olarak yorumlanarak İİK 24 hükmü uygulanabilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre maddi hata yoluyla hükmün ortadan kaldırılması ve uyuşmazlığın esasını tekrar karara bağlayacak şekilde yeniden yargılama yapılması mümkün değildir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11 Eylül 2024 tarihli kararına göre davalı şirketin yetkilisi ile yapılan Whatsapp yazışmasıyla ayıp ihbarında bulunulduğunun kabulü gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 26 Mart 2024 tarihli kararına göre İİK 150/ı hükmü gereğince ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapılabilmesi kat ihtarının tebliğine bağlı olup bu husus takip şartıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre boşanma sebebinin mutlak veya nispi olması hangi tarafın daha fazla kusurlu olduğunu tayin hususunda bir ölçüt değildir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 07 Mart 2024 tarihli kararına göre boşanma davası açıldıktan sonra bir süre daha tarafların zorunluluktan dolayı aynı evde yaşadıkları anlaşıldığından bu durumun af olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20 Mart 2024 tarihli kararına göre hukuken var olmayan bir haczin varlığı nedeniyle haczin kalkması gerekeceğinden alacaklının tasarrufun iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 15 Şubat 2024 tarihli kararına göre edinilmiş malın kredi borcu mal rejiminin sona ermesinden sonra devam ederse öncelikle henüz vadesi gelmeyen ödenmemiş borç miktarının, toplam borca oranı bulunmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre hükmün infaz kabiliyetini taşımaması ve ilâmın yerine getirilmesi sırasında şüphe ve tereddüt uyandırması durumunda usuli kazanılmış
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 20 Mart 2024 tarihli kararına göre dava hakkının yeni malike temlik edilmesi halinde yeni malikin davayı tahliye açısından takip etme hakkı bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre direnme kararlarına karşı taraflardan biri temyiz yoluna başvurmadıkça mahkemenin resen dosyayı Yargıtay’a gönderme yetkisi bulunmamaktadır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 13 Haziran 2024 tarihli kararına göre vasiyetnamenin tenfizi davasının görülebilmesi için vasiyetnamenin itiraza uğramaması, uğramışsa vasiyetnamenin iptali ile tenkisine dair davaların kesinleşmesi gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 27 Şubat 2024 tarihli kararına göre borcun kabul edilerek hacze muvafakat edilmesi, takibin kesinleşmesi ile aynı anda olduğundan bir diğer ifade ile takibin kesinleşmesinden sonra olmadığından geçersizdir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 13 Mart 2024 tarihli kararına göre uzun süreli kira sözleşmesinin süresinden önce feshi halinde peşin ödenen yabancı para cinsinden olan kira bedelinin fesihten sonraki kısmının kiracıya iadesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10 Temmuz 2024 tarihli kararına göre Anayasa Mahkemesinin iptal kararından önce hak düşürücü süre dolduğundan davalı yararına maddi anlamda kazanılmış hak doğduktan sonra açılan dava reddedilmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 02 Temmuz 2024 tarihli kararına göre protokolde taraflarca kararlaştırılan oturma hakkının hükümde yazılmaması sadece protokolün kararın eki sayılmasına şeklindeki hüküm nedeniyle tavzih koşulları oluşmuştur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre davacının amacı dışında seraları üretimde kullanmayarak fesih hakkını kullanmaması karşısında gelir kaybını ileri sürmesi, hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Haziran 2024 tarihli kararına göre somut olayda, eşin arkadaşı ile birlikte eşini takip ederek eşinin kadınla bir eve birlikte girdiğini görmesi ve tanığın bunu doğrulaması nedeniyle ispatlanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Haziran 2024 tarihli kararına göre birden çok hukuki sebebe dayalı açılan tapu iptali ve tescil davalarında hasmın doğru şekilde belirlenebilmesi için her somut olayın özelliğine göre inceleme yapılmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 21 Şubat 2024 tarihli kararına göre bononun düzenleyen kısmında kaşesi bulunan şirketin sorumlu olabilmesi için düzenleyenin imzasının bulunması yeterli olup imzanın şirket kaşesi üzerine atılması gerekmez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15 Mayıs 2024 tarihli kararına göre aleyhine geçit hakkı tesis edilebilecek taşınmaz malikleri açısından objektif olarak en az külfet yüklenecek ve en az zarar görecek olanının tercih edilmesi gerekir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 27 Şubat 2024 tarihli kararına göre davalı idare, kamu gücünü kullanan ve tasarruf yetkisi olan bir kamu idaresi olduğundan, davacı şirketin bedeli ödediği anda ihtirazi kayıt koymasına gerek yoktur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 12 Şubat 2024 tarihli kararına göre ülkenin içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan hareketle ileri sürülen soyut ve varsayıma dayalı zarar iddiaları hükme esas alınamaz.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 23 Ekim 2023 tarihli kararına göre mirasın reddini talep edenin dava tarihinde vekilinin vekaletnamesinde özel yetki bulunmadığına yönelik itirazın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu açıktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15 Mayıs 2024 tarihli kararına göre kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişiler, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı fiilen kullanan kişilerdir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 12 Mart 2024 tarihli kararına göre aile konutu şerhi konulması istemlerinde görevli mahkeme aile mahkemesi, yetkili mahkeme ise davalının ikametgahı mahkemesidir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 16 Ekim 2023 tarihli kararına göre hükmen ret davası hukuki niteliği itibarı ile bir menfi tespit ve borçtan kurtulma davasıdır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 16 Ekim 2023 tarihli kararına göre mirasın hükmen reddinde, terekenin bilinen borçları ile birlikte, muhtemel borçlarının da terekenin pasifi olarak kabulü gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 14 Şubat 2024 tarihli kararına göre kadın eş yargılama sırasında işe girmiş olsa bile boşanma dava tarihinden kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakası hükmedilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Nisan 2024 tarihli kararına göre taşınmazın el atıldığı tarihte belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunmadığı anlaşıldığından 2942 sayılı Kanun uyarınca taşınmaz arsa olarak kabul edilemez.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 26 Nisan 2022 tarihli kararına göre uyuşmazlığın giderilmesi talebi bir kanun yolu olmayıp böyle bir talebin varlığı halinde Yargıtayca temyiz incelemesine benzer bir inceleme yapılması mümkün değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03 Temmuz 2024 tarihli kararına göre üçüncü kişi vekilin vekâlet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil eden sözleşme ile bağlı sayılmaz.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 06 Haziran 2024 tarihli kararına göre mirastan ıskat edilen, muristen önce öldüğünden murisin mirasçısı sıfatını kazanamamış ve bu nedenle mirastan ıskat geçersiz hale gelmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 02 Temmuz 2024 tarihli kararına göre erkeğin kendi işyerinde çalışmaya devam ederken çekilmiş kayıtları, hukuka aykırı elde edilmiş delil niteliğindedir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 05 Haziran 2024 tarihli kararına göre davanın açıldığı sırada bulunmayan dava açmaktaki hukuki yarar, ıslah yoluyla yargılama sırasında oluşabilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Haziran 2024 tarihli kararına göre davacı EPDK kararı uyarınca Danıştayın iptal kararından önceki dönemde fazladan ödediği bedeli davalıdan talep etmekte haklıdır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 20 Mart 2024 tarihli kararına göre ödeme emrine süresinde yapılan itirazda zamanaşımı def’i ileri sürülmüşse itirazın iptali davasında tekrar ileri sürülmese bile zamanaşımı def'i dikkate alınmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 11 Haziran 2024 tarihli kararına göre kadının müşterek hanede başka bir erkekle birkaç gece kaldığı somut olayda zina iddiası ispatlanmıştır.