Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 02 Temmuz 2024 tarihli kararına göre yüklenicinin feshin geçersizliğinin tespiti veya feshin haksız olduğunun tespiti şeklinde dava açması mümkün değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Nisan 2024 tarihli kararına göre doğmuş bir olumsuz görev uyuşmazlığında Uyuşmazlık Mahkemesince görevsizlik kararı kaldırılan mahkemenin yargılamaya kaldığı yerden devam etmesi gerekir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 03 Haziran 2024 tarihli kararına göre HMK 14 hükmündeki kesin yetki kuralı, merkezi Türkiye'de bulunan ve Türk yasalarına göre kurularak faaliyet gösteren tüzel kişilere uygulanabilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10 Temmuz 2024 tarihli kararına göre kanun yolu aşamasında yürürlüğe giren 3402 sayılı Kanun'un ek madde 6 hükmü karşısında miktar itibarıyla bu karara karşı istinaf kanun yolu açıktır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04 Haziran 2024 tarihli kararına göre tahkikata yönelik bozma yapılmadığı halde bu husus nazara alınmadan usuli kazanılmış haklara riayet edilmemesi ve ıslaha geçerlilik tanınması hatalı olmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03 Temmuz 2024 tarihli kararına göre ikrar niteliğinde olan beyanlar karşısında yazılı delile ve yemin deliline gerek olmaksızın inançlı işlem bulunduğu hususu tartışmasız hâle gelmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 03 Haziran 2024 tarihli kararına göre belirsiz alacak davasının şartlarını taşımayan dava, kısmî dava olarak nitelendirilip yargılamanın aşamalarında tamamen ıslahla tam
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Haziran 2024 tarihli kararına göre kira bedelinin sözlü şekilde belirlendiği iddia edilmişse de yazılı sözleşmede bulunan hükümlerin aksi ancak yazılı bir delille ispatlanabilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Haziran 2024 tarihli kararına göre gönderilmemesi gereken muhtıra sonucu davacının feragat beyanındaki iradesi mahkeme tarafından yanıltılmıştır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 13 Haziran 2024 tarihli kararına göre belirsiz alacak davasının şartlarını taşımayan davadaki talep artırımı dilekçesi, taleple bağlılık ilkesi gereği ıslah dilekçesi olarak dikkate alınamaz.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23 Mayıs 2024 tarihli kararına göre yabancı para alacağı takibinde, vade veya fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının gösterilmemesi dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine neden olur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Haziran 2024 tarihli kararına göre mal rejiminin tasfiyesine yönelik talebe ilişkin olarak niteliği gereği hem başvurunun esastan reddine hem de kararın kaldırılmasına karar verilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21 Aralık 2023 tarihli kararına göre somut olay açısından teminatın iadesi için yazı yazmasının yeterli olmasına rağmen bundan ısrarla kaçınan hakimin tazminat sorumluluğu bulunmaktadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 04 Haziran 2024 tarihli kararına göre elektronik tebligat yapılması gerekirken fiziki olarak tebligat yapılmışsa muhatabın öğrenme tarihini belirtmesi hukukî sonuç doğurmaz.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 22 Şubat 2024 ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 26 Ocak 2024 tarihli kararına göre HMK döneminde açılmış kısmî dava, tamamen ıslahla bile belirsiz alacak davasına dönüştürülemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 01 Nisan 2024 tarihli kararına göre terditli talep hakkında değerlendirme yapılmamış ve bir hüküm verilmemiş olması nedeniyle terditli talep yönünden kesin hüküm veya usuli kazanılmış hak oluşmaz.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19 Şubat 2024 tarihli kararına göre davalıdır şerhi işlenmesine dair verilen ara kararlar, ihtiyati tedbir kararı niteliğinde olmayıp istinaf yoluna tabi bulunmamaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 24 Nisan 2024 tarihli kararına göre hakem Kurulu tarafsızlığın yargılama süresince korunması ve tarafsızlık şüphesini uyandıracak hal ve davranışlardan kaçınılması ilkesine aykırı hareket etmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 25 Nisan 2024 tarihli kararına göre taraflar arasındaki her iki davada sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanağı arasında açık çelişki bulunduğundan yeniden araştırma yapılmalıdır.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 13 Mayıs 2024 tarihli kararına göre kural olarak, hak düşürücü süreden önce davayı kabul beyanına üstünlük tanınması gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Haziran 2024 tarihli kararına göre eldeki dava diğer mirasçıların paylarını kapsamayıp onlar adına da açılmadığından diğer mirasçıların yahut tereke temsilcisinin katılmasına olanak yoktur.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 25 Haziran 2024 tarihli kararına göre uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin kararlar, içtihadın birleştirilmesi kararları gibi tarafları ve mahkemeleri bağlayıcı bir sonuç doğurmazlar.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 25 Haziran 2024 tarihli kararına göre aynı bölge adliye mahkemesinin aynı dairesinin farklı yöndeki kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi mümkün değildir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 29 Nisan 2024 tarihli kararına göre ecrimisile ilişkin icra takibinde itirazın iptali isteği tamamen ıslahla ecrimisil alacağı davasına dönüştürülebilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 01 Temmuz 2024 tarihli kararına göre aile kütüğündeki din bilgisine dair kaydın düzeltilmesine ilişkin davalarda temyiz kanun yoluna başvurulamaz.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 01 Temmuz 2024 tarihli kararına göre aile kütüğündeki din bilgisine dair kaydın düzeltilmesine ilişkin davalarda asliye hukuk mahkemesi görevlidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22 Mayıs 2024 tarihli kararına göre kadastro işlemlerinden doğan davalarda kesinlik sınırının tespitinde taşınmazın parasal değerinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 11 Mart 2024 tarihli kararına göre usulüne uygun olarak verilen kesin süreye rağmen tanıklarını bildirmeyen ve sonraki ilk celsede de hazır etmeyen tarafın tanıkları dinlenemez.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 04 Mart 2024 tarihli kararına göre geçersizlik müeyyidesine bağlanan şekil eksikliğinin hakim tarafından taraflar ileri sürmeseler dahi, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 11 Mart 2024 tarihli kararına göre mecburi dava arkadaşlığında yeminin hepsi tarafından eda edilmesi gerekir aksi halde bütün mecburi dava arkadaşları yeminden kaçınmış sayılacaklardır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09 Ocak 2024 tarihli kararına göre zamanaşımından dolayı davanın reddine ilişkin hüküm kurulması halinde aynı anda ve birlikte davanın esasına yönelik de reddine karar verilemez.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 22 Nisan 2024 tarihli kararına göre HMK 181 hükmünde öngörülen kesin süre, duruşmada tutanağa geçirilmek suretiyle yapılan ıslah işleminin tamamlanması için verilmesi gereken bir süredir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre asıl alacağa bağlı olan ve asıl alacağın fer'îsi niteliğindeki faiz başlangıç tarihi yönünden kesinlik sınırı, kabul edilen miktar üzerinden belirlenmelidir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02 Nisan 2024 tarihli kararına göre müterafik kusur indirimi, hakkaniyet indirimi olmadığından mahkemece kusur indirimi yapılması durumunda kısmen kabule ilişkin vekâlet ücreti hesaplanmalıdır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 02 Nisan 2024 tarihli kararına göre yargılamanın iadesi, iadesi istenilen davanın devamı niteliğinde olmayıp bilâkis yeni bir dava olduğundan dava tarihi itibariyle kesinlik sınırı belirlenmelidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 30 Nisan 2024 tarihli kararına göre dava dilekçesinde açıkça Türk Lirası cinsinden talepte bulunan davacı, bu tercihinden dönerek ıslah dilekçesi vererek yabancı para üzerinden tahsil isteyemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04 Nisan 2024 tarihli kararına göre dosyaya sunulan yazışmaların nasıl elde edildiği net olarak anlaşılamadığından yazışmalar, hukuka aykırı yollarla elde edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Nisan 2024 tarihli kararına göre kira alacağı sözleşmeye göre belirlenirken ecrimisil rayice göre hesaplanacağından verilen kararlar birbirlerine karşı kesin hüküm dahi teşkil etmez.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 15 Şubat 2024 tarihli kararına göre içtihadı birleştirme kararından önce bam kararı ile görevli mahkeme olduğuna karar verilen asliye hukuk mahkemesinin tekrar görevsizlik kararı vermesi gerekmez.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 14 Şubat 2024 tarihli kararına göre ferağa icbar davası, taşınmazın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Nisan 2024 tarihli kararına göre bilinen son ücretler açısından doğru olan rapora itiraz etmeyen davacı taraf yeni araştırmalara göre ücretler değişmiş olsa da önceki raporla bağlıdır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre tevkil edilen avukatın istifa etmesi, ilgili vekaletnameye dayanılarak verilen yetki belgesini menfi yönde etkiler ancak asıl vekalet ilişkisine halel getirmez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Mart 2024 tarihli kararına göre davaların yığılması halinde taleplerden biri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi durumunda davalı yararına usuli kazanılmış hak doğmaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre asıl istinaf başvurusunda ileri sürülmeyen hususlar sonradan katılma yoluyla istinaf dilekçesinde ileri sürülebilir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 13 Şubat 2024 tarihli kararına göre HMK 125 hükmü gereği sadece önalım talebinden vazgeçilerek meydana gelmemiş bir zarardan dolayı tazminat talebinde bulunulması önalımın amacına uygun düşmez.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 13 Şubat 2024 tarihli kararına göre önalım hakkı sahibi davasını, dava konusunu devralana yöneltecek olursa, dava kural olarak ilk satıştaki bedel üzerinden devam edecektir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 07 Mart 2024 tarihli kararına göre reddedilen hukuki sebebin öncelikle kabul edilmesi gerektiği yönünde karar istinaf edilmişse genel sebebe dayalı boşanma davasının kesinleştiğinden söz edilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Mart 2024 tarihli kararına göre bilirkişi raporuyla bir kanaate ulaşılamayarak tanık beyanlarına başvurulduğu için uyuşmazlık imzanın atıldığını gören tanık beyanlarına göre çözülmelidir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18 Ocak 2024 tarihli kararına göre tazminat talebinin işleyecek faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş olup faiz türü belirtilmediğinden yasal faiz talebinde bulunulduğunun kabulü gerekir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 18 Nisan 2024 tarihli kararına göre bölge adliye mahkemesi dairelerinin çelişkili uygulamalarının sürekli ve istikrarlı şekilde olması durumunda uyuşmazlığın giderilmesi yoluna gidilebilir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2023 tarihli kararına göre tasarrufun iptali davasında usulüne göre verilen kesin süre içerisinde keşif ücreti yatırılmadığı için ispatlanamayan davanın reddi gerekir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05 Şubat 2024 tarihli kararına göre davacı avukatın belirttiği anlaşma üzerinden hesaplama yapıp dava değerini belirleyerek dava açması mümkün olduğundan belirsiz alacak davası açamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Mart 2024 tarihli kararına göre ilk davadan farklı ve ilk davanın açıldığı tarihten sonra da devam ettiği iddia edilen yeni vakıalar ileri sürüldüğünden derdestlik itirazı reddedilmelidir.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 15 Şubat 2024 tarihli kararına göre birden fazla Yargıtay dairesinin görev alanına giren uyuşmazlığın giderilmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre somut olayda zararın kapsamının değil bedensel zararın niteliği ve unsurları öğrenildiğinden ıslah dilekçesindeki maddi tazminat zamanaşımına uğramamıştır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 12 Şubat 2024 tarihli kararına göre ek raporun hangi heyetten alınacağı ve bilirkişi sayısınca ne miktarda avansın yatırılması gerektiği kalem kalem açıkça belirtilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre az sayıda kalan dosyada görüş değiştirilerek bozma kararı verilmesinin hukuki güvenlik ve eşitlik ilkesi ile bağdaşmayacağı görüşü yerinde görülmemiştir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 05 Şubat 2024 tarihli kararına göre hak düşürücü sürenin varlığı halinde diğer vasiyetnamenin iptal sebeplerinin incelenmesine gerek bulunmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre hak düşürücü süre, hâkim tarafından kendiliğinden göz önünde tutulması gereken ve davada itiraz olarak başvurulması zorunlu olan bir süredir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 11 Ocak 2024 tarihli kararına göre somut olay açısından zamanaşımı savunmasında bulunmak, hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre münhasıran karşı tarafın defterlerine dayanılmaması durumunda ticarî defterlerin ibrazında, HMK madde 219 ve 220 hükümleri uygulama alanı bulurlar.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 04 Aralık 2023 tarihli kararına göre feragat tarihinden sonra dosyaya sunulan vekâletname nedeniyle davalı lehine vekâlet ücreti hükmedilemez.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 14 Kasım 2023 tarihli kararına göre belirsiz alacak davasında talep artırımı dilekçesi vermek yerine ek dava açılması durumunda da zamanaşımı, ek dava için en baştan itibaren kesilecektir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre zarar veya onun faili, uzamış zamanaşımının bitmesinden sonra öğrenilmişse dava, öğrenme tarihinden itibaren kısa zamanaşımı süresi içerisinde açılmalıdır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 02 Kasım 2023 tarihli kararına göre ıslah yoluyla dava dilekçesindeki faiz türünün değiştirilmesine olanak bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31 Ocak 2024 tarihli kararına göre gerekçeli kararın tebliği tarihi itibarıyla vekilin elektronik tebligat adresi bulunmadığından gerekçeli karar vekile klasik usulle tebliğ edilebilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Ocak 2024 tarihli kararına göre tanık isminin yanlış gösterilmesinin maddi bir hataya veya kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığının anlaşılması halinde, ilgili tanık dinlenilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre davalı kurumun kararlarından doğrudan zarar gören kişilerin de evleviyetle adli yargıdaki ihtisas mahkemelerinde dava açabileceği kabul edilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14 Şubat 2024 tarihli kararına göre fazlaya ilişkin haklar saklı tutulup ıslahla artırım yapılsa bile dava açıkça belirsiz alacak davası olarak açıldığından kısmi dava olarak görülemez.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17 Ocak 2024 tarihli kararına göre kardeşler arası hukuki işlemlerde tanık dinlenebilirse de taraflar arasındaki ilişkiyi yazılı belge ile düzenlemişlerse aksi yazılı belgeyle ispatlanmalıdır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 15 Ocak 2024 tarihli kararına göre borçlu yetki itirazında yetkili icra dairesini belirtmediğinden yetki itirazı geçersizdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14 Şubat 2024 tarihli kararına göre bedensel zararın gelişim gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak bedensel zararın gelişiminin tamamlandığı tarihin esas
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16 Ocak 2024 tarihli kararına göre fer'i müdahil olarak davaya katılmak isteyenin sözleşmenin tarafı olması nedeniyle hükümden etkileneceği gözetildiğinde
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 27 Kasım 2023 tarihli kararına göre her ne kadar ölü kişiye karşı dava açılamaz ise de ortaklığın giderilmesi davasının özelliği gözetilerek ölü paydaşın mirasçıları
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 27 Kasım 2023 tarihli kararına göre HMK 373/2 hükmü uyarınca dosyanın, uygun görülen diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderilmesi gerekir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 26 Ocak 2024 tarihli kararına göre davanın kısmi geri alınmasında davalının açık rızasının bulunmaması durumunda davacı davasını ıslah ederek talep sonucunu
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Ocak 2024 tarihli kararına göre TBK 586 hükmü emredici nitelikte olsa da kamu düzenine ilişkin olmadığından istinaf kanun yolu aşamasında tarafça ileri sürülmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Aralık 2023 tarihli kararına göre hazinenin hâkimin hukuki sorumluluğu kapsamında destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu tutulması doğru değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Aralık 2023 tarihli kararına göre ortak çocuğu daha önce öldürmeye teşebbüs eden babaya yatılı olarak kişisel ilişki kuran hâkim, ortak çocuğun ölmesinden dolayı hukukî olarak sorumludur.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 13 Aralık 2023 tarihli kararına göre davanın hasımsız açılması nedeniyle davanın kayyıma ihbar edilmesi veya kayyımın davaya dahil edilmesi kayyıma taraf sıfatı kazandırmaz.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 13 Haziran 2023 tarihli kararına göre yabancı para alacağındaki kanun yolu kesinlik sınırı dava tarihindeki kur üzerinden belirlenmelidir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 01 Kasım 2023 tarihli kararına göre istinaf harcının gider avansı olarak yatırılması durumunda istinaf talebi incelenmelidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 28 Kasım 2023 tarihli kararına göre site yönetiminin, ortak alanlarda yaptığını ileri sürdüğü harcamaların rücuan tahsili için dava açma ehliyetinin bulunduğu kabul edilmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 20 Eylül 2023 tarihli kararına göre dava dilekçesindeki taleplerden her biri ayrı bir dava konusu olduğundan talepler için ayrı başvurma harcı alınmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08 Kasım 2023 tarihli kararına göre bilirkişi tarafından tespit edilecek hususların haklı azil sebebi olup olmayacağını değerlendirmek hâkimin görevi kapsamındadır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 11 Aralık 2023 tarihli kararına göre dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden ve ön inceleme duruşması yapılmadan davanın usulden reddine karar verilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Kasım 2023 tarihli kararına göre icra mahkemesi tarafından tefhim edilen kısa karar usulüne uygun olup süre tutum dilekçesi verilmediği için istinaf süresi başlamıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22 Kasım 2023 tarihli kararına göre asıl alacağa bağlı olarak tazminata ve para cezasına hükmedildiğinden kesinlik sınırının tespitinde asıl alacak miktarı esas alınamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22 Kasım 2023 tarihli kararına göre istinaf başvuru süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on gün şeklinde belirtildiğinden istinaf başvuru süresi tebliğden itibaren başlar.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 09 Kasım 2023 tarihli kararına göre belirsiz alacak davasında bozmadan sonra yeni bir bilirkişi raporu alınması durumunda talep artırım dilekçesi verilebilir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06 Mart 2023 tarihli kararına göre Yargıtay hukuk genel kurulunca verilen usulden bozma kararından sonra mahkeme özel daire bozma kararına uyamaz.