Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 06 Mayıs 2024 tarihli kararına göre masrafların peşin alındığına ilişkin karinenin aksi yasal delillerle vekil tarafından ispatlanmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22 Mayıs 2024 tarihli kararına göre kadastro işlemlerinden doğan davalarda kesinlik sınırının tespitinde taşınmazın parasal değerinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre evlendikleri zaman çocuğun nüfusuyla ilgili bir sorunun kalmayacağını beyan eden erkek bu aldatıcı davranışlarıyla babalık davası açılmasını engellemiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 11 Mart 2024 tarihli kararına göre usulüne uygun olarak verilen kesin süreye rağmen tanıklarını bildirmeyen ve sonraki ilk celsede de hazır etmeyen tarafın tanıkları dinlenemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 29 Şubat 2024 tarihli kararına göre somut olayda aile konutu şerhi konulmasının ancak yargılama yolu ile mümkün olabileceği nazara alındığında davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 28 Mayıs 2024 tarihli kararına göre adresin sanal ofis adresi olduğu iddiası, tüzel kişilere uygulanacak tebligat usulüne ilişkin hükümler çerçevesinde sonuç doğurmaz.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 20 Şubat 2024 tarihli kararına göre yargılama sırasında ecrimisil dava haklarının saklı tutulmasından söz edilmesi intifadan men koşulunu gerçekleştiremez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22 Şubat 2024 tarihli kararına göre alacaklıların talep tarihinden sonra, borçlunun elektronik tebliğ adresini aktif hale getirmesinden doğacak sorumluluğun borçluya ait olacağının kabulü gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 16 Mayıs 2024 tarihli kararına göre taşınmazın bir kısmının kafeterya olarak kullanılması taşınmazın aile konutu vasfını değiştirmez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 01 Temmuz 2024 tarihli kararına göre ihaleye konu taşınmaz tapu kaydında lehine aile konutu şerhi bulunan şikayetçiye satış ilanının tebliğ edilmemesi ihalenin feshi sebebidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15 Mayıs 2024 tarihli kararına göre somut olay açısından tırnakla yaralama eylemi nedeniyle boşanmaya sebep olan olaylarda az da olsa kadın eşin kusurlu olduğunun kabul edilmesi hatalı olmuştur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 06 Mayıs 2024 tarihli kararına göre sözleşmedeki cezai şart, gecikme zammı niteliğinde olup bu cezai şarta faiz işletilemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 02 Mayıs 2024 tarihli kararına göre evin ihtiyaçlarını karşılamayıp faturaları ödemeyen, okul ihtiyaçlarına yeterli katkıyı sunmayan ve kadın eşin kredi çekmesine sebep olan erkek eş kusurludur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre asıl alacağa bağlı olan ve asıl alacağın fer'îsi niteliğindeki faiz başlangıç tarihi yönünden kesinlik sınırı, kabul edilen miktar üzerinden belirlenmelidir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02 Nisan 2024 tarihli kararına göre müterafik kusur indirimi, hakkaniyet indirimi olmadığından mahkemece kusur indirimi yapılması durumunda kısmen kabule ilişkin vekâlet ücreti hesaplanmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 16 Nisan 2024 tarihli kararına göre örnek no 2 icra emrinde alacak faiziyle istenmişse de örnek no 4-5 icra emrinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla istendiğinden mükerrer talep bulunmamaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 30 Nisan 2024 tarihli kararına göre dava dilekçesinde açıkça Türk Lirası cinsinden talepte bulunan davacı, bu tercihinden dönerek ıslah dilekçesi vererek yabancı para üzerinden tahsil isteyemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04 Nisan 2024 tarihli kararına göre dosyaya sunulan yazışmaların nasıl elde edildiği net olarak anlaşılamadığından yazışmalar, hukuka aykırı yollarla elde edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Nisan 2024 tarihli kararına göre kira sözleşmesinin devam edip etmediği asliye hukuk mahkemesince tartışılarak geçerli bir kira ilişkisinin saptanması hâlinde ecrimisil istemi reddedilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Nisan 2024 tarihli kararına göre kira alacağı sözleşmeye göre belirlenirken ecrimisil rayice göre hesaplanacağından verilen kararlar birbirlerine karşı kesin hüküm dahi teşkil etmez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22 Şubat 2024 tarihli kararına göre borçlu şirket ile üçüncü kişi arasında imzalanan tebligat adresi sözleşmesi yasal mevzuat hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 14 Mart 2024 tarihli kararına göre annenin doğum yaptıktan hemen sonra çocuğu emzirmeyi reddetmesi ve bu yaşına kadar hiç görmemesi nedeniyle velayeti babaya verilmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 13 Şubat 2024 tarihli kararına göre kazandığı sınav ile yeni bir mesleğe başlayabilme imkanına sahip olması nedeni ile eşin yoksulluğa düşmeyeceğinin kabulü gerekir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 14 Şubat 2024 tarihli kararına göre ferağa icbar davası, taşınmazın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Nisan 2024 tarihli kararına göre bilinen son ücretler açısından doğru olan rapora itiraz etmeyen davacı taraf yeni araştırmalara göre ücretler değişmiş olsa da önceki raporla bağlıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04 Mart 2024 tarihli kararına göre çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakalarının miktarının re'sen düşürülmesi hatalı olmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre haksız fiilden kaynaklanan zararların tespitinde fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükteki mevzuat hükümleri dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 17 Ocak 2024 tarihli kararına göre KEP adresi tebligat adresi olmadığından UETS adresi de aktif olmayan borçluya posta yoluyla tebligat gönderilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre davacının kazadan sonra ağrı ve hissizlik gibi şikayetlerle yeniden tedavi görmesi bu durumun gelişen ve değişen bir durum olduğunu göstermez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 20 Şubat 2024 tarihli kararına göre müteselsil kefil sıfatıyla kredi sözleşmesini imzalayan eşin bu kefaletinin dört ay sonra kurulan ipotek işlemine muvafakat ettiği sonucu çıkarılamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre alacağın temliki hükümleri gereğince harici satış sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması yeterli görülerek satışın geçerli kabul edilmesi gerekir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre tevkil edilen avukatın istifa etmesi, ilgili vekaletnameye dayanılarak verilen yetki belgesini menfi yönde etkiler ancak asıl vekalet ilişkisine halel getirmez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Mart 2024 tarihli kararına göre davaların yığılması halinde taleplerden biri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi durumunda davalı yararına usuli kazanılmış hak doğmaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre asıl istinaf başvurusunda ileri sürülmeyen hususlar sonradan katılma yoluyla istinaf dilekçesinde ileri sürülebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre sorumluluk riski kapsamında olmayan desteğin tam kusuruyla kendi ölümüne neden olmadan kaynaklı destekten yoksun kalma zararından sigortacı da sorumlu değildir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 28 Mart 2024 tarihli kararına göre şikayet dilekçesinde tebliğ usulsüzlüğünün gerekçesini bildirmeyen şikayetçinin ilk kez istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddia resen nazara alınamaz.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 19 Şubat 2024 tarihli kararına göre hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu ruhsatsız büyük yerleşim alanları oluşmuştur.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 13 Şubat 2024 tarihli kararına göre HMK 125 hükmü gereği sadece önalım talebinden vazgeçilerek meydana gelmemiş bir zarardan dolayı tazminat talebinde bulunulması önalımın amacına uygun düşmez.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 13 Şubat 2024 tarihli kararına göre önalım hakkı sahibi davasını, dava konusunu devralana yöneltecek olursa, dava kural olarak ilk satıştaki bedel üzerinden devam edecektir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 07 Mart 2024 tarihli kararına göre reddedilen hukuki sebebin öncelikle kabul edilmesi gerektiği yönünde karar istinaf edilmişse genel sebebe dayalı boşanma davasının kesinleştiğinden söz edilemez.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18 Ocak 2024 tarihli kararına göre tazminat talebinin işleyecek faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş olup faiz türü belirtilmediğinden yasal faiz talebinde bulunulduğunun kabulü gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 11 Mart 2024 tarihli kararına göre somut olayda suç isnadı davalı tarafından yasal hakkın kullanılması kapsamında olup kadına bu eylemi kusur olarak yüklenemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31 Ocak 2024 tarihli kararına göre makro ve Macro esas unsurlu markalar ile Makro Teknik Glass Wool ibareli marka arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerliğin bulunduğu açıktır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre müterafik kusura ilişkin savunma bir def’i olmadığından bu yönde bir savunma olmasa da resen dikkate alınması gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Ocak 2024 tarihli kararına göre Yargıtayın yerleşik uygulamalarına göre tazminat hesabına esas alınacak kazanç kural olarak kişinin belirlenebilen gerçek kazancıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 03 Nisan 2024 tarihli kararına göre erkek eşin başka bir kadınla ortak facebook hesaplarının ve birlikte samimi fotoğraflarının olması güven sarsıcı davranıştır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05 Şubat 2024 tarihli kararına göre davacı avukatın belirttiği anlaşma üzerinden hesaplama yapıp dava değerini belirleyerek dava açması mümkün olduğundan belirsiz alacak davası açamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Mart 2024 tarihli kararına göre ilk davadan farklı ve ilk davanın açıldığı tarihten sonra da devam ettiği iddia edilen yeni vakıalar ileri sürüldüğünden derdestlik itirazı reddedilmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Şubat 2024 tarihli kararına göre davadan önce ve dilekçeler aşamasında bilinen af olgusunun en geç dilekçeler safhasında sona erinceye kadar ileri sürme zorunluluğu mevcutttur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Şubat 2024 tarihli kararına göre af iddiası yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir ise de bu durum af olgusunun yargılama aşamasında gerçekleşmesi hali için geçerlidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre somut olayda zararın kapsamının değil bedensel zararın niteliği ve unsurları öğrenildiğinden ıslah dilekçesindeki maddi tazminat zamanaşımına uğramamıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Mart 2024 tarihli kararına göre devletin sorumluluğu için öncelikle bir zararın ve bu zararın tapu sicilinin tutulması veya kadastro işleminden doğması veya kaynaklanması gereklidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 18 Mart 2024 tarihli kararına göre internet bağımlısı eşin, evine, eşine ve çocuğuna yeterli ilgiyi göstermemesi boşanma sebebidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14 Şubat 2024 tarihli kararına göre şikâyet süresi geçirildiğinden ceza davasının açılamamış olması, bu davaya ilişkin zamanaşımı süresinin, tazminat davasına uygulanmasına engel değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14 Şubat 2024 tarihli kararına göre eylemin suç teşkil etmesi; cezai nitelik taşımasından hareketle mahkûmiyet veya takipsizlik kararı aranmaksızın ceza zamanaşımı uygulanacaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Ocak 2024 tarihli kararına göre itiraz eden alacaklı deyiminden İİK 304 hükmünde belirtilen alacaklıları kabul etmek, hak arama özgürlüğünün ihlâli olarak değerlendirilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Mart 2024 tarihli kararına göre meslekte kazanma gücü kayıp oranı zaman içerisinde değişmemişse de kontrol muayenesine gerek olmadığına karar verildiği anda zarar oluşmuştur.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 18 Ocak 2024 tarihli kararına göre intifa hakkının taşınmazın satışından sonra davacının payına düşecek bedel üzerinde devam etmesine karar verilmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Mart 2024 tarihli kararına göre somut olayda süregelen fiziksel şiddete rağmen boşanma davası açmayıp evliliğe devam eden kadın eşin bu davranışı hayatın olağan akışına uygundur.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 09 Ocak 2024 tarihli kararına göre somut olay açısından iki yıllık hak düşürücü sürenin son günü önalım hakkının kullanılmasının istenmesi dürüstlük ilkesi ile bağdaşmaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre 3402 sayılı Kanunun Ek 4 üncü maddesine göre tespit sırasında aranan husus fiili kullanımdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14 Şubat 2024 tarihli kararına göre şekil bakımından geçersiz olan kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre kısmî ifada da tarafların yaptıkları sözleşme ile bağlı oldukları kabul edilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre az sayıda kalan dosyada görüş değiştirilerek bozma kararı verilmesinin hukuki güvenlik ve eşitlik ilkesi ile bağdaşmayacağı görüşü yerinde görülmemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre yayla tarifi kulağında tadı damağında ibareli marka başvurusuyla davacıya ait yayla esas unsurlu markalar arasında benzerlik olduğu kabul edilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre hak düşürücü süre, hâkim tarafından kendiliğinden göz önünde tutulması gereken ve davada itiraz olarak başvurulması zorunlu olan bir süredir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 11 Ocak 2024 tarihli kararına göre somut olay açısından zamanaşımı savunmasında bulunmak, hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31 Ocak 2024 tarihli kararına göre somut olayda irtifakın kuruluşuyla sağlanmak istenen faydanın, yapılaşma arttıkça azalmak bir yana daha da belirginleştiği açıktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre ileride yapılacak protez giderleri 2918 sayılı Kanunun 98 maddesi hükmünde belirtilen tedavi giderlerinden olmadığından SGK sorumlu tutulamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre zarar veya onun faili, uzamış zamanaşımının bitmesinden sonra öğrenilmişse dava, öğrenme tarihinden itibaren kısa zamanaşımı süresi içerisinde açılmalıdır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 02 Kasım 2023 tarihli kararına göre ıslah yoluyla dava dilekçesindeki faiz türünün değiştirilmesine olanak bulunmaktadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04 Mart 2024 tarihli kararına göre davalı kadının diğer hususlarla birlikte ortak konuta yabancı erkekler aldığından ve başka bir erkekle dini nikahla yaşadığından zina ispatlanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31 Ocak 2024 tarihli kararına göre gerekçeli kararın tebliği tarihi itibarıyla vekilin elektronik tebligat adresi bulunmadığından gerekçeli karar vekile klasik usulle tebliğ edilebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Mart 2024 tarihli kararına göre taşınmazın kuru tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında kapitalizasyon faiz oranının yüzde beş oranında uygulanması gerekir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 18 Ocak 2024 tarihli kararına göre davacının kullandığı ve kullanabileceği bölümlerin bulunmadığı belirlenmek suretiyle davacının payı oranında el atmanın önlenmesine karar verilebilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Ocak 2024 tarihli kararına göre ortak çocukların olmamasından dolayı eşin gerekli tedavi girişimlerinde isteksiz davranması ve eşini bu süreçte yalnız bırakması manevi tazminatı gerektirir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Ocak 2024 tarihli kararına göre tanık isminin yanlış gösterilmesinin maddi bir hataya veya kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığının anlaşılması halinde, ilgili tanık dinlenilmelidir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 21 Kasım 2023 tarihli kararına göre muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatın tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre davalı kurumun kararlarından doğrudan zarar gören kişilerin de evleviyetle adli yargıdaki ihtisas mahkemelerinde dava açabileceği kabul edilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre tasdik edilen konkordato projesi tenzilat ve vade konkordatosunun bir araya getirilmesiyle teşekkül eden karma yani bileşik
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14 Şubat 2024 tarihli kararına göre fazlaya ilişkin haklar saklı tutulup ıslahla artırım yapılsa bile dava açıkça belirsiz alacak davası olarak açıldığından kısmi dava olarak görülemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31 Ocak 2024 tarihli kararına göre dava müteselsil sorumluluk esasına göre açıldığından, davalılar zararın tümünden sorumludur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Ocak 2024 tarihli kararına göre ben eşimden bir adım bekliyorum şeklindeki beyan barışma girişimi niteliğinde olup af olarak nitelendirilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31 Ocak 2024 tarihli kararına göre somut olayda bedensel zararda değişen ve gelişen bir durum olmadığından tazminat istemi zamanaşımına uğramıştır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22 Kasım 2023 tarihli kararına göre TK 35 hükmünce tebligat usulünde adrese gönderilen tebligatın, adresin kapalı veya muhatabın taşınmış olması şerhiyle tebliğ
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14 Şubat 2024 tarihli kararına göre bedensel zararın gelişim gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak bedensel zararın gelişiminin tamamlandığı tarihin esas
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 27 Kasım 2023 tarihli kararına göre her ne kadar ölü kişiye karşı dava açılamaz ise de ortaklığın giderilmesi davasının özelliği gözetilerek ölü paydaşın mirasçıları
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Ocak 2024 tarihli kararına göre sözleşmeyle işyerinin boşaltılarak teslim edilmesi taahhüt edilmesine rağmen taahhüt yerine getirilmediğinden sözleşmede
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 31 Ekim 2023 tarihli kararına göre nafaka hükümlerine uymamak suçu yargılaması açısından nafakanın kaldırılması veya tenkisi talebiyle açılan dava bekletici
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31 Ocak 2024 tarihli kararına göre sağ kalan mâlik eş bakımından mâlik olmayan eşin dava açarken var olan hukukî yararı ölmesi durumunda devam edemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13 Aralık 2023 tarihli kararına göre kooperatifin aracı üçüncü kişiye uzun süreli kiraya vermesi nedeniyle işleten sıfatını haiz olmaması husumeti ortadan kaldırmaz.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 09 Ekim 2023 tarihli kararına göre taşınmazın aynına dair açılan davada işlenen ihtiyati tedbir şerhinden sonra konulan şerhlerin terkinine karar verilmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Aralık 2023 tarihli kararına göre hazinenin hâkimin hukuki sorumluluğu kapsamında destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu tutulması doğru değildir.