Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 05 Haziran 2024 tarihli kararına göre davanın açıldığı sırada bulunmayan dava açmaktaki hukuki yarar, ıslah yoluyla yargılama sırasında oluşabilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 11 Haziran 2024 tarihli kararına göre kadının müşterek hanede başka bir erkekle birkaç gece kaldığı somut olayda zina iddiası ispatlanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre kullanım sırasında davalının sahiplenme amacı taşımadığı, davacıların zilyetliğinin üstün ve korunmaya değer olduğu saptanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22 Mayıs 2024 tarihli kararına göre davalıdan kaynaklı bir zarar ispatlanamadığından davalının taşıma sırasında kaybolan emtia yönünden sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanması gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22 Mayıs 2024 tarihli kararına göre harici satış sözleşmesine dayalı tescil talebinde bulunabilmek için tescil kararı verilmeden önce taşınmaz mülkiyeti üçüncü bir kişiye devredilmiş olmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 29 Nisan 2024 tarihli kararına göre evlat edinilen küçüğün nüfus kaydındaki anne baba hanesine evlat edinenlerin adının yazılması nüfus müdürlüğünün görevi kapsamındadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10 Temmuz 2024 tarihli kararına göre kanun yolu aşamasında yürürlüğe giren 3402 sayılı Kanun'un ek madde 6 hükmü karşısında miktar itibarıyla bu karara karşı istinaf kanun yolu açıktır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04 Haziran 2024 tarihli kararına göre tahkikata yönelik bozma yapılmadığı halde bu husus nazara alınmadan usuli kazanılmış haklara riayet edilmemesi ve ıslaha geçerlilik tanınması hatalı olmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03 Temmuz 2024 tarihli kararına göre ikrar niteliğinde olan beyanlar karşısında yazılı delile ve yemin deliline gerek olmaksızın inançlı işlem bulunduğu hususu tartışmasız hâle gelmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 10 Haziran 2024 tarihli kararına göre barıştıklarına ilişkin ispat yoksa öncesinde terk edilen müşterek haneye eşlerinden birisinin dönerek bir süre evde kalması af olara
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 03 Haziran 2024 tarihli kararına göre kızgınlıkla söylendiği belirtilen, sebep ve saiki tam olarak açıklanamayan bir söz kusur olarak kabul edilemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Haziran 2024 tarihli kararına göre gönderilmemesi gereken muhtıra sonucu davacının feragat beyanındaki iradesi mahkeme tarafından yanıltılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15 Mayıs 2024 tarihli kararına göre adi yazılı devre mülk sözleşmeleri tapu memurluğu önünde resmî senede eklenmediği ve tapu kütüğünün beyanlar hanesine işlenmediği için geçersizdir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 26 Haziran 2024 tarihli kararına göre haciz uygulandığı tarihte taşınmaz borçlu adına kayıtlı olduğundan taşınmaz üzerine satış vaadi şerhinin olması haczin konulmasına engel değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Haziran 2024 tarihli kararına göre bir yerin taşlarının temizlenmiş olması veya o yere inşaat yapılması imar ve ihyanın kabulü için yeterli değildir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 23 Ocak 2024 tarihli kararına göre tahsilde tekerrüre sebep olunmaksızın aynı zarara iki ayrı davada hükmolunması olanaklıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21 Aralık 2023 tarihli kararına göre somut olay açısından teminatın iadesi için yazı yazmasının yeterli olmasına rağmen bundan ısrarla kaçınan hakimin tazminat sorumluluğu bulunmaktadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 11 Haziran 2024 tarihli kararına göre Avukatlık Kanunu madde 35/A hükmü uyarınca düzenlenen tutanağın ilam niteliğinde kabul edilebilmesi için koşulsuz olması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre kullanım kadastrosu sırasında tapunun beyanlar hanesinde gösterilecek kişinin ekonomik amaca uygun zilyetliği değil fiilî kullanım durumu aranmaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 04 Haziran 2024 tarihli kararına göre davacının onamı olmaksızın kan ve idrar örneğinden narkotik test bakılıp henüz doğrulama sonuçları gelmeden sonucun işyerine açıklanması manevi tazminatı gerektirir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 04 Haziran 2024 tarihli kararına göre elektronik tebligat yapılması gerekirken fiziki olarak tebligat yapılmışsa muhatabın öğrenme tarihini belirtmesi hukukî sonuç doğurmaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre evlenmenin maddi şartları tarafların milli hukukuna ve şekli şartları ise evliliğin gerçekleştiği ülke hukukuna göre belirlenir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 01 Nisan 2024 tarihli kararına göre terditli talep hakkında değerlendirme yapılmamış ve bir hüküm verilmemiş olması nedeniyle terditli talep yönünden kesin hüküm veya usuli kazanılmış hak oluşmaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22 Mayıs 2024 tarihli kararına göre borçluya vade konkordatosu yoluyla da olsa uzun yıllar faizden kurtulmasını sağlayacak biçimde konkordato imkânının tanınmayacağı açıktır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 25 Nisan 2024 tarihli kararına göre taraflar arasındaki her iki davada sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanağı arasında açık çelişki bulunduğundan yeniden araştırma yapılmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08 Mayıs 2024 tarihli kararına göre çekişme ancak taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası ile çözümlenmesi gerektiğinden, el atmanın önlenmesi ve kâl davası reddedilmelidir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 03 Haziran 2024 tarihli kararına göre tebligat usulsüz ise borçlu veya vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede yanlışlıkla gecikmiş itiraz ibaresini kullanmış olması önemsizdir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 29 Nisan 2024 tarihli kararına göre ecrimisile ilişkin icra takibinde itirazın iptali isteği tamamen ıslahla ecrimisil alacağı davasına dönüştürülebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre açık oransızlığın bulunduğu durumlarda anılan belge ibraname değil ancak makbuz niteliğindedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 06 Mayıs 2024 tarihli kararına göre masrafların peşin alındığına ilişkin karinenin aksi yasal delillerle vekil tarafından ispatlanmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22 Mayıs 2024 tarihli kararına göre kadastro işlemlerinden doğan davalarda kesinlik sınırının tespitinde taşınmazın parasal değerinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre evlendikleri zaman çocuğun nüfusuyla ilgili bir sorunun kalmayacağını beyan eden erkek bu aldatıcı davranışlarıyla babalık davası açılmasını engellemiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 11 Mart 2024 tarihli kararına göre usulüne uygun olarak verilen kesin süreye rağmen tanıklarını bildirmeyen ve sonraki ilk celsede de hazır etmeyen tarafın tanıkları dinlenemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 29 Şubat 2024 tarihli kararına göre somut olayda aile konutu şerhi konulmasının ancak yargılama yolu ile mümkün olabileceği nazara alındığında davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 28 Mayıs 2024 tarihli kararına göre adresin sanal ofis adresi olduğu iddiası, tüzel kişilere uygulanacak tebligat usulüne ilişkin hükümler çerçevesinde sonuç doğurmaz.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 20 Şubat 2024 tarihli kararına göre yargılama sırasında ecrimisil dava haklarının saklı tutulmasından söz edilmesi intifadan men koşulunu gerçekleştiremez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22 Şubat 2024 tarihli kararına göre alacaklıların talep tarihinden sonra, borçlunun elektronik tebliğ adresini aktif hale getirmesinden doğacak sorumluluğun borçluya ait olacağının kabulü gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 16 Mayıs 2024 tarihli kararına göre taşınmazın bir kısmının kafeterya olarak kullanılması taşınmazın aile konutu vasfını değiştirmez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 01 Temmuz 2024 tarihli kararına göre ihaleye konu taşınmaz tapu kaydında lehine aile konutu şerhi bulunan şikayetçiye satış ilanının tebliğ edilmemesi ihalenin feshi sebebidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15 Mayıs 2024 tarihli kararına göre somut olay açısından tırnakla yaralama eylemi nedeniyle boşanmaya sebep olan olaylarda az da olsa kadın eşin kusurlu olduğunun kabul edilmesi hatalı olmuştur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 06 Mayıs 2024 tarihli kararına göre sözleşmedeki cezai şart, gecikme zammı niteliğinde olup bu cezai şarta faiz işletilemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 02 Mayıs 2024 tarihli kararına göre evin ihtiyaçlarını karşılamayıp faturaları ödemeyen, okul ihtiyaçlarına yeterli katkıyı sunmayan ve kadın eşin kredi çekmesine sebep olan erkek eş kusurludur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre asıl alacağa bağlı olan ve asıl alacağın fer'îsi niteliğindeki faiz başlangıç tarihi yönünden kesinlik sınırı, kabul edilen miktar üzerinden belirlenmelidir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02 Nisan 2024 tarihli kararına göre müterafik kusur indirimi, hakkaniyet indirimi olmadığından mahkemece kusur indirimi yapılması durumunda kısmen kabule ilişkin vekâlet ücreti hesaplanmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 16 Nisan 2024 tarihli kararına göre örnek no 2 icra emrinde alacak faiziyle istenmişse de örnek no 4-5 icra emrinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla istendiğinden mükerrer talep bulunmamaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 30 Nisan 2024 tarihli kararına göre dava dilekçesinde açıkça Türk Lirası cinsinden talepte bulunan davacı, bu tercihinden dönerek ıslah dilekçesi vererek yabancı para üzerinden tahsil isteyemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04 Nisan 2024 tarihli kararına göre dosyaya sunulan yazışmaların nasıl elde edildiği net olarak anlaşılamadığından yazışmalar, hukuka aykırı yollarla elde edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Nisan 2024 tarihli kararına göre kira sözleşmesinin devam edip etmediği asliye hukuk mahkemesince tartışılarak geçerli bir kira ilişkisinin saptanması hâlinde ecrimisil istemi reddedilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Nisan 2024 tarihli kararına göre kira alacağı sözleşmeye göre belirlenirken ecrimisil rayice göre hesaplanacağından verilen kararlar birbirlerine karşı kesin hüküm dahi teşkil etmez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22 Şubat 2024 tarihli kararına göre borçlu şirket ile üçüncü kişi arasında imzalanan tebligat adresi sözleşmesi yasal mevzuat hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 14 Mart 2024 tarihli kararına göre annenin doğum yaptıktan hemen sonra çocuğu emzirmeyi reddetmesi ve bu yaşına kadar hiç görmemesi nedeniyle velayeti babaya verilmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 13 Şubat 2024 tarihli kararına göre kazandığı sınav ile yeni bir mesleğe başlayabilme imkanına sahip olması nedeni ile eşin yoksulluğa düşmeyeceğinin kabulü gerekir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 14 Şubat 2024 tarihli kararına göre ferağa icbar davası, taşınmazın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Nisan 2024 tarihli kararına göre bilinen son ücretler açısından doğru olan rapora itiraz etmeyen davacı taraf yeni araştırmalara göre ücretler değişmiş olsa da önceki raporla bağlıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04 Mart 2024 tarihli kararına göre çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakalarının miktarının re'sen düşürülmesi hatalı olmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre haksız fiilden kaynaklanan zararların tespitinde fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükteki mevzuat hükümleri dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 17 Ocak 2024 tarihli kararına göre KEP adresi tebligat adresi olmadığından UETS adresi de aktif olmayan borçluya posta yoluyla tebligat gönderilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre davacının kazadan sonra ağrı ve hissizlik gibi şikayetlerle yeniden tedavi görmesi bu durumun gelişen ve değişen bir durum olduğunu göstermez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 20 Şubat 2024 tarihli kararına göre müteselsil kefil sıfatıyla kredi sözleşmesini imzalayan eşin bu kefaletinin dört ay sonra kurulan ipotek işlemine muvafakat ettiği sonucu çıkarılamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre alacağın temliki hükümleri gereğince harici satış sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması yeterli görülerek satışın geçerli kabul edilmesi gerekir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre tevkil edilen avukatın istifa etmesi, ilgili vekaletnameye dayanılarak verilen yetki belgesini menfi yönde etkiler ancak asıl vekalet ilişkisine halel getirmez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Mart 2024 tarihli kararına göre davaların yığılması halinde taleplerden biri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi durumunda davalı yararına usuli kazanılmış hak doğmaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre asıl istinaf başvurusunda ileri sürülmeyen hususlar sonradan katılma yoluyla istinaf dilekçesinde ileri sürülebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre sorumluluk riski kapsamında olmayan desteğin tam kusuruyla kendi ölümüne neden olmadan kaynaklı destekten yoksun kalma zararından sigortacı da sorumlu değildir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 28 Mart 2024 tarihli kararına göre şikayet dilekçesinde tebliğ usulsüzlüğünün gerekçesini bildirmeyen şikayetçinin ilk kez istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddia resen nazara alınamaz.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 19 Şubat 2024 tarihli kararına göre hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu ruhsatsız büyük yerleşim alanları oluşmuştur.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 13 Şubat 2024 tarihli kararına göre HMK 125 hükmü gereği sadece önalım talebinden vazgeçilerek meydana gelmemiş bir zarardan dolayı tazminat talebinde bulunulması önalımın amacına uygun düşmez.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 13 Şubat 2024 tarihli kararına göre önalım hakkı sahibi davasını, dava konusunu devralana yöneltecek olursa, dava kural olarak ilk satıştaki bedel üzerinden devam edecektir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 07 Mart 2024 tarihli kararına göre reddedilen hukuki sebebin öncelikle kabul edilmesi gerektiği yönünde karar istinaf edilmişse genel sebebe dayalı boşanma davasının kesinleştiğinden söz edilemez.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18 Ocak 2024 tarihli kararına göre tazminat talebinin işleyecek faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş olup faiz türü belirtilmediğinden yasal faiz talebinde bulunulduğunun kabulü gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 11 Mart 2024 tarihli kararına göre somut olayda suç isnadı davalı tarafından yasal hakkın kullanılması kapsamında olup kadına bu eylemi kusur olarak yüklenemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31 Ocak 2024 tarihli kararına göre makro ve Macro esas unsurlu markalar ile Makro Teknik Glass Wool ibareli marka arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerliğin bulunduğu açıktır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre müterafik kusura ilişkin savunma bir def’i olmadığından bu yönde bir savunma olmasa da resen dikkate alınması gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Ocak 2024 tarihli kararına göre Yargıtayın yerleşik uygulamalarına göre tazminat hesabına esas alınacak kazanç kural olarak kişinin belirlenebilen gerçek kazancıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 03 Nisan 2024 tarihli kararına göre erkek eşin başka bir kadınla ortak facebook hesaplarının ve birlikte samimi fotoğraflarının olması güven sarsıcı davranıştır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05 Şubat 2024 tarihli kararına göre davacı avukatın belirttiği anlaşma üzerinden hesaplama yapıp dava değerini belirleyerek dava açması mümkün olduğundan belirsiz alacak davası açamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Mart 2024 tarihli kararına göre ilk davadan farklı ve ilk davanın açıldığı tarihten sonra da devam ettiği iddia edilen yeni vakıalar ileri sürüldüğünden derdestlik itirazı reddedilmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Şubat 2024 tarihli kararına göre davadan önce ve dilekçeler aşamasında bilinen af olgusunun en geç dilekçeler safhasında sona erinceye kadar ileri sürme zorunluluğu mevcutttur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Şubat 2024 tarihli kararına göre af iddiası yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir ise de bu durum af olgusunun yargılama aşamasında gerçekleşmesi hali için geçerlidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre somut olayda zararın kapsamının değil bedensel zararın niteliği ve unsurları öğrenildiğinden ıslah dilekçesindeki maddi tazminat zamanaşımına uğramamıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Mart 2024 tarihli kararına göre devletin sorumluluğu için öncelikle bir zararın ve bu zararın tapu sicilinin tutulması veya kadastro işleminden doğması veya kaynaklanması gereklidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 18 Mart 2024 tarihli kararına göre internet bağımlısı eşin, evine, eşine ve çocuğuna yeterli ilgiyi göstermemesi boşanma sebebidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14 Şubat 2024 tarihli kararına göre şikâyet süresi geçirildiğinden ceza davasının açılamamış olması, bu davaya ilişkin zamanaşımı süresinin, tazminat davasına uygulanmasına engel değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14 Şubat 2024 tarihli kararına göre eylemin suç teşkil etmesi; cezai nitelik taşımasından hareketle mahkûmiyet veya takipsizlik kararı aranmaksızın ceza zamanaşımı uygulanacaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24 Ocak 2024 tarihli kararına göre itiraz eden alacaklı deyiminden İİK 304 hükmünde belirtilen alacaklıları kabul etmek, hak arama özgürlüğünün ihlâli olarak değerlendirilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Mart 2024 tarihli kararına göre meslekte kazanma gücü kayıp oranı zaman içerisinde değişmemişse de kontrol muayenesine gerek olmadığına karar verildiği anda zarar oluşmuştur.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 18 Ocak 2024 tarihli kararına göre intifa hakkının taşınmazın satışından sonra davacının payına düşecek bedel üzerinde devam etmesine karar verilmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Mart 2024 tarihli kararına göre somut olayda süregelen fiziksel şiddete rağmen boşanma davası açmayıp evliliğe devam eden kadın eşin bu davranışı hayatın olağan akışına uygundur.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 09 Ocak 2024 tarihli kararına göre somut olay açısından iki yıllık hak düşürücü sürenin son günü önalım hakkının kullanılmasının istenmesi dürüstlük ilkesi ile bağdaşmaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre 3402 sayılı Kanunun Ek 4 üncü maddesine göre tespit sırasında aranan husus fiili kullanımdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14 Şubat 2024 tarihli kararına göre şekil bakımından geçersiz olan kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre kısmî ifada da tarafların yaptıkları sözleşme ile bağlı oldukları kabul edilmelidir.